Siyaset Bakan Canikli: ABD, YPG'ye 40-50 bin kişilik bir orduyu donatacak silah verdi

Bakan Canikli: ABD, YPG'ye 40-50 bin kişilik bir orduyu donatacak silah verdi

12.10.2017 - 11:09 | Son Güncellenme:

Milli Savunma Bakanı Canikli,"Müttefikimiz, dostumuz ABD, DEAŞ ile mücadele için arazide bu YPG terör örgütüyle şu anda birlikte, DEAŞ'a karşı birlikte, ortak çalışma yapıyor. DEAŞ'a karşı. Yaklaşık, bizim tespitlerimize göre 40-50 bin kişilik bir orduyu donatacak silah-mühimmat desteği sağladı ki DEAŞ için, DEAŞ'a karşı savaşsın diye. ABD bunu bu amaçla yapıyor, bunu biliyoruz ama o terör örgütünün de nihai hedefi Türkiye. DEAŞ bittiğinde, ki bitmek üzere, o silahların tamamı Türkiye'ye dönecek"dedi.

Bakan Canikli: ABD, YPGye 40-50 bin kişilik bir orduyu donatacak silah verdi

Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli Gürcistan'ın Batum kentinde Gürcistan Savunma ve Güvenlik Konferansında konuştu. Konferansın, "Varşova Zirvesi Sonrasında NATO: Dayanıklılık Yoluyla Caydırıcılık Sağlama, Bunun Ortaklar Bakımından Yansıları" konulu oturumunda konuşan Canikli, moderatörün Türkiye'nin güneydoğu sınırındaki terör olaylarını hatırlatması üzerine, bölgenin karışık olduğunu, sıkıntıların yaşandığını belirtti.

Haberin Devamı

NATO ittifakının son yüzyılda dünya barışının korunmasına yönelik "muhteşem işler" yaptığını, özellikle soğuk savaş döneminde iki kutuplu dünyada büyük bir çatışma olmadan bu sürecin tamamlanmasına büyük katkı sağladığını belirten Bakan Canikli, "Dehşet dengesi üzerine kurulu bu sistemde NATO, Sovyet bloğunun potansiyel muhtemel saldırılarının aktive olmasını engelledi. Çok güzel iş yaptı gerçekten NATO." diye konuştu.Canikli, Türkiye'nin de söz konusu süreçte bir üyesi olarak NATO'ya büyük katkı sağladığına dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Soğuk savaşın bitiminden sonra tehdit çeşitlerinin artması, özellikle tehdit sayısının ve çeşidinin artması NATO’nun etkinliği konusunda bazı sıkıntıları beraberinde getirmeye başladı. Özellikle terör kaynaklı tehditlere karşı NATO, soğuk savaş döneminde olduğu gibi net bir tavır koyma konusunda belirsizlik dönemine girdi. Bununla şu yanlış anlaşılmasın, NATO hala dünya barışının korunmasında en etkili organizasyonlardan bir tanesidir, tartışmasızdır bu. NATO'nun daha etkin olabilmesi için, gerçekten dünya barışına daha büyük oranda katkı sağlaması için, yeni dönemin ortaya çıkardığı, özellikle terör tehdidiyle mücadele konusunda ortak bir felsefi altyapıyı, teorik altyapıyı ve sonra uygulamayı hayata geçirmemiz gerekiyor."

Haberin Devamı

ŞOK OLDUK!

Canikli, yıl başı gecesi İstanbul’da bir gece kulübüne DEAŞ üyesi bir terörist tarafından yapılan ve 39 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı hatırlatarak, “Saldırıyı gerçekleştiren DEAŞ teröristi yakalandı, şimdi yargılanıyor. Bu DEAŞ teröristine o gün saldırı emri veren, organize eden kişi o gece İstanbul’da daha sonra, müttefikimiz, aynı zamanda NATO üyesi bir ülkeye kaçıyor" dedi. Canikli, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bütün belge, bilgilerle biz bunu istedik o müttefikimizden. Saldırıyı yapanın ifadesi de var ayrıca. Çok net, tartışmasız hiçbir şey yok. Fakat önceki gün bu kişiyi serbest bıraktı. Çok açık şekilde biz şok olduk yani. Buna benzer başka olaylar da yaşandı. Bu noktada, terörle mücadele noktasında NATO daha fazla ağırlığını ortaya koymalı, daha net kriter ve konseptleri tanımlamalı, belirlemeli ve bunu hayata geçirmeli."

Haberin Devamı

S-400 ALIMI

Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan gibi bazı sıkıntıları olan ülkelerin kendi hassasiyetlerini, kaygılarını Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında daha fazla dile getirebilecekleri bir yapının kurulmasının önemli olduğunu belirten Bakan Canikli, şunları kaydetti: "Bir dağınıklık var şu an itibarıyla bakıldığında. Bu dağınıklığın sonucu olarak bir NATO üyesi Türkiye, eski Sovyet blokunun süper gücü Rusya’dan hava savunma sistemi satın alıyor, S-400'leri. Tabii ki sonuç itibarıyla hava savunma sistemimiz geliştirmek anlamında yine Fransız, İtalyan ortaklığı EUROSAM bünyesinde, esas onlarla görüşüyoruz, onlarla halledeceğiz. Ana hedeften ayrılma gibi bir durum söz konusu değil ama normalde böyle bir ittifak yapısı içerisinde, bu sorunun da yine bu çerçevede bu ittifak içinde halledilmesi gerekirdi normalde."

Avrupa Birliği ve NATO ittifakıTürkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği sürecine de işaret eden Canikli, "Ankara Antlaşması'na 50 yıl önce imza atan nadir ülkelerden bir tanesiyiz. Yönümüzün nerede olduğunu tam göstermek için söylüyorum." diye konuştu.

Haberin Devamı

Konuyla ilgili eleştirileri zaten görüşmelerinde muhataplarına aktardıklarını bildiren Canikli, "Bizim gibi bu şekilde bekleyen başka bir ülke de yok zaten. 50 yıl, ki bütün kriterleri biz yerine getirdik." dedi. Bu durumları dağınıklığın ortaya çıkardığı sonuçlar olarak nitelendiren Bakan Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Avrupa Birliği ile NATO arasındaki uyumun daha da güçlendirilmesi gerekiyor. Çünkü teorik bazda aynı ilkeler, değerler. Her şey aynı ve görev tanımlarının daha netleştirilmesi gerekiyor. Özellikle bu ittifaktan büyük beklentileri olan ülkeleri de hayal kırıklığına uğratmamak gerekiyor her anlamda." Canikli, Türkiye'nin NATO ittifakının en ucunda, hattın en önündeki ülke olduğunu belirterek, "Biz görevlerimizi yapmaya devam edeceğiz ama tabii ki kendi ülke çıkarlarımızı, tehdit değerlendirmelerimizi elbette dikkate alacağız. Keşke orada, o tehdit değerlendirmelerinde, hepsinde müttefiklerimizle yüzde 100 uyuşabilsek ve örtüşebilsek. Ama maalesef...O noktaya geleceğiz inanıyoruz. Ama şu an itibarıyla o noktadan biraz farklı olduğumuzu da üzülerek ifade etmek istiyorum." diye konuştu.

Haberin Devamı

O SİLAHLARIN TAMAMI TÜRKİYE'YE DÖNECEK

Bakan Canikli, terör örgütü DEAŞ'ın temizlenmesi için yapılan El Bab'a yönelik operasyona değinerek, şöyle devam etti: "Burada gerçek anlamda bir kafa karışıklığı var, kriterlerin, konseptlerin, terörle mücadelede ilkelerin, soğuk savaş döneminde olduğu gibi netleştirilmemesinden kaynaklanan bir sıkıntı var. Benzer bir durum DEAŞ terör örgütü o bölgede, El Kadie büyük oranda şu anda Ortadoğu'ya, Suriye'ye gelmiş durumda. El Nusra bütün hepimizin terör örgütü kabul ettiği, aynı şekilde ağırlıklı olarak Türkiye'yi hedef alan PKK terör örgütü ki yine bütün yine müttefiklerimiz tarafından da terör örgütü kabul edilen bir örgüt. Yine, PKK terör örgütünün Suriye uzantısı YPG var, terör örgütü. Aynı terörist kaynaktan besleniyor, PKK terör örgütü mensuplarını kullanıyor, aynı şekilde aynı yerden kumanda ediliyor. Müttefikimiz, dostumuz ABD, DEAŞ ile mücadele için arazide bu YPG terör örgütüyle şu anda birlikte, DEAŞ'a karşı birlikte, ortak çalışma yapıyor. Yaklaşık, bizim tespitlerimize göre, 40-50 bin kişilik bir orduyu donatacak silah-mühimmat desteği sağladı ki DEAŞ için, DEAŞ'a karşı savaşsın diye. ABD bunu bu amaçla yapıyor, bunu biliyoruz ama o terör örgütünün de nihai hedefi Türkiye. DEAŞ bittiğinde ki bitmek üzere, o silahların tamamı Türkiye'ye dönecek."

ABD'li dostlarıyla, müttefikleriyle bunu konuştuklarını, sürekli istişare ettiklerini aktaran Canikli, şunları ifade etti: "Onlar bunun 'Türkiye için tehlike, tehdit olmayacağını' düşünüyorlar. Bu silahların 'alınabileceğini' söylüyorlar ama biz ciddi kaygı duyuyoruz, güvenliğimiz açısından çok ciddi kaygı duyuyoruz. Bu silahların bir bölümünü de Türkiye'de şu anda kullanılan terörist faaliyetlerde ele geçiriyoruz. Burada şunu anlatmaya çalışıyorum, elbette biz dostumuz, müttefikimiz ABD ile konuşmaya devam edeceğiz. Bir şekilde bu meseleyi, birbirimizi anlayacağız, ondan yana problem olmayacak. Ama soğuk savaş dönemindeki gibi çok net, muhteşem bir görev ifa etme noktasında biraz sıkıntılar yaşıyoruz, o da değişen tehdit ve saldırı konseptinden büyük oranda kaynaklanıyor. Buna uyum noktasında biraz sıkıntılar var, NATO'nun bu yeni döneme uyum noktasında. Onu da birlikte oturup konuşacağız ve çözeceğiz, çözmemiz de gerekiyor."