Benzeri bizde de var

Dünya harikalarının önünde en güzel fotoğraf karelerini yakalamak için kilometrelerce yol katetmeye gerek yok. Çünkü birçoğunun benzeri Türkiye’de de var. Çin Seddi - Diyarbakır Surları, Maldivler - Salda Gölü, Toledo - Mardin, Pisa Kulesi - Harput Ulu Camii, Provence - Kuyucak Köyü… Gördüğünüzde benzerliklerine inanamayacaksınız.

İkiz şehirler

Venedik - Eskişehir: Porsuk Çayı’nda yapılan gondol turları nedeniyle Eskişehir, Türkiye’nin Venedik’i olarak kabul ediliyor. Köprüleri, heykelleri, Tarihi Odunpazarı Evleri, Masal Şatosuyla Eskişehir, Avrupa şehirlerini andırıyor.

Dünyada gezginlerin en çok ziyaret ettikleri yerlerin başında Çin Seddi, İtalya’daki Pisa Kulesi, Norveç’in kayalık bölgesi Trolltunga, turkuaz denizi ve beyaz kumlarıyla ünlü Maldivler, Fransa’daki lavanta tarlalarıyla süslü Provence Bölgesi geliyor. Ancak en güzel fotoğraf karelerinin yakalandığı bu yerlerin benzerleri ve daha fazlası Türkiye’de de var. O nedenle fazla uzağa gitmeye gerek yok. Dünyada milyonlarca turisti kendisine çeken doğal güzellikler ve tarihi yapıların Türkiye’deki benzerlerini derledik…

Doğanın en renkli yüzü

Maldivler - Salda Gölü: Burdur’un Yeşilova ilçesindeki Salda Gölü, Türkiye’nin Maldivler’i olarak kabul ediliyor. Bu nedenle ‘Saldivler’ olarak anılan göl, turkuaz suyu, bembeyaz kumları ve manzarasıyla ziyaretçileri büyülüyor. Ayrıca bölge, Mars gezegeniyle benzerliği bulunan dünyada iki yerden biri.

Provence Bölgesi - Kuyucak Köyü: Lavanta denilince ilk akla gelen yer Fransa’nın Provence bölgesi. Isparta’nın Kuyucak Köyü ise Provence Bölgesi’nin Türkiye’deki rakibi. Kıraç ve susuz arazileri nedeniyle yıllar önce göç vermeye başlayan Kuyucak’ta ilk zamanlar hobi olarak başlayan lavanta üretimi, ticari bir üretime dönüştü ve köy mora boyandı. Bugün Kuyucak, lavanta sayesinde artık turistlerin gözde duraklarından biri.

Nefes kesen yükseklik

Trolltunga - Siirt Delikli Taş: Uçurumun kenarında çekilen kareler birçok gezginin fotoğraf albümünü süslüyor. Dünyada en çok fotoğraf çekilen uçurumların başında ise Norveç’te bulunan Trolltunga geliyor. Dağdan boşluğa doğru uzanan ve 700 metre yükseklikteki kaya, muhteşem bir manzaraya sahip. Heyecan dolu kareler yakalamak isteyenlerin Türkiye’deki durağı ise Siirt Delikli Taş.

Grand Kanyon - Narman Kanyonu: ABD’de Colorado Vadisi’ndeki Grand Kanyon’un benzeri Erzurum’da bulunuyor. Doğal oluşumlu bir vadi olan Narman Kanyonu, jeolojik yapısı itibariyle görsel bir şölen sunuyor. Narman Kanyonu ayrıca Kapadokya’daki peri bacalarına benzemesi nedeniyle ‘Kırmızı Periler Diyarı’ olarak da biliniyor.

Çin Seddi - Diyarbakır Surları: Çin Seddi’nin Türkiye’deki örneği Diyarbakır Surları. Dünyanın en eski ve en sağlamlarından olan surlar, Çin Seddi’nden sonra en uzunu. 5 bin 700 metre uzunluğunda, 10-12 metre yüksekliğinde surlarda, 82 burç ve 4 yöne açılan ana kapı bulunuyor. Surlar, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde.

Toledo - Mardin: İspanya’nın tarihi dokusunu günümüze kadar koruyan şehri Toledo, taş köprüleri, kaleleri, dar sokakları, mimarisiyle turistlerin ilgisini çekiyor. Toledo’nun Türkiye’deki benzeri ise Mardin. ‘Gece gerdanlık gündüz seyranlık’ denilen Mardin, adeta bir medeniyet mozaiği. Kale kent görünümündeki şehir, camileri, medreseleri, kiliseleriyle dikkat çekiyor.

Uzağa gitmeye gerek yok

Pisa Kulesi - Harput Ulu Camii: İtalya’daki Pisa Kulesi, eğik mimarisiyle her yıl milyonlarca turist tarafından ziyaret ediliyor. Elazığ’daki Harput Ulu Camii’nin minaresi ise 3,5 ile 7 dereceyle Pisa Kulesi’nden daha eğik olarak tescillendi.

Pedra Do Telégrafo - Gülek Boğazı: Brezilya Rio de Janeiro’daki Pedra Do Telégrafo, fotoğrafa heyecan katmak isteyenler için bir diğer nokta. Yarım metre alt taraftaki zemini almadan çekilen fotoğraflar, bir taşın üzerinde uçurumun kenarında izlenimi veriyor. Kayanın bir benzeri de Mersin’in Tarsus ilçesinde. Gülek Boğazı’na hakim tepede bulunan kaledeki bir noktadan çekilen fotoğraflar da aynı görüntüyü veriyor.

‘Sanat kokan kent’

Yekta Göktas: Malezya’nın Penang Eyaleti’nin başkenti George Town, yürüyerek keşfetmelik sokaklarla, savaş izlerini taşıyan yüz yıllık binalarla, kafa dinlemelik hippi cafelerle, envai çeşit sokak lezzetleriyle dolu. Her sokağı farklı bir sanat kokuyor bu güzel kentin. Kentteki graffitilerin hepsi 2012’de sanatçı Ernest Zacharevic tarafından yapılmış. Objeler ve şekiller birleştirilerek şirin görseller çıkmış ortaya. Yeni olmalarına rağmen şehrin tarihi dokusu ve eski yapılarıyla o kadar uyumlu olmuş ki sanki hep buraya aitlermiş gibi hissettirdi bana. Bu proje sayesinde, birçok turisti kendisine çekmiş Penang.

Kızıldeniz’de dalış heyecanı

Muhammed Altun: Kızıldeniz’de 6 metre suyun altına daldık. Yaklaşık 12 dakika suyun altında kaldım. Nefes almamı sağlayan aparat bir anda ağzımdan çıktı ve ağzıma su dolmaya başladı. Korkudan ne yapacağımı şaşırdım, panikledim. O sıra bizim dalgıç, can yeleğimi şişirdi ve hemen su yüzeyine çıkmamı sağladı, yoksa ölüyordum. Her şeye rağmen dalış yaparken gördüklerinize inanamıyorsunuz. Ben de dalışımda inanılmaz hisler yaşadım. Bu arada dalış fiyatı, 30 dolardan başlıyor. Ben sıkı bir pazarlıkla 15 dolara anlaştım. Bu ücrete sabah otelden alınma, kahvaltı, akşam yemeği de dahil.