Bilal Meşe

Bilal Meşe

bmese@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İki yenilmez hoca Gordan Milne ile Fabio Capello’yu İtalya’da bir araya getirecektik. Ancak Süleyman abi direniyordu. Çünkü aynı hafta G.Saray derbisi vardı. ‘Yenilirsek fatura bana kalır’ diyordu sürekli. Ancak ısrarlarımızı kıramadı, izni verdi. İş müthiş oldu ama hafta sonu Beşiktaş rakibine yenilince Seba topa tutuldu. Ve beni her gördüğünde ağzından aynı cümle dökülüyordu; “Yaktın beni Bilal”

Gordon Milne’li Beşiktaş, 48 maç yenilmemişti, bir rekora gidiyordu. Biz de o dönemler benzetme yerindeyse, 24 saat Beşiktaş ile yatıyor, Beşiktaş ile kalkıyorduk. Bizim kulvardaki mesleki yarışın zirve yaptığı yıllardı... Ne yaparız, nasıl güzel işlere imza atarız, sürekli buna kafa yoruyorduk...

Haberin Devamı

Avrupa’da Beşiktaş gibi yenilmezliğini sürdüren bir takım daha vardı. İtalya’nın Milan takımı... Teknik Direktör ise Fabio Capello idi...

İki ünlü çalıştırıcıyı Milano’da buluşturabilir miyiz diye günlerce düşündük, taşındık. Ardından görüşmeler, yazışmalar yaptık. Derken Capello’dan ‘evet’ yanıtını aldık. Beşiktaş ve Milne için hemen düğmeye bastık. En büyük Capello engelini aşmıştık, ama karşımızda daha büyük engel yani Süleyman abi vardı. Onu ikna etmek, sanıldığı kadar kolay olmadı.

‘Ya yenilirsek...’

Nedeni ise iki yenilmez Milne ve Capello’nun buluşmasının gerçekleşeceği haftanın sonunda Beşiktaş’ın Galatasaray ile derbi maçı vardı. Tam bir duvar gibi karşımızda duruyordu. Süleyman Abi’yi ikna etmek için neredeyse kapısında yattım, hiç unutmam... O direndi, biz ısrar ettik... Süleyman Abi devamlı “Bak kara sakal, benim için sakıncası yok. Ancak hafta sonunda Galatasaray derbisi var, ya yenilirsek? Bunun hesabını bana fatura ederler. ‘Nasıl izin verdin’ diye herkes hesap sorar...” diyordu...

Ne var ki, Süleyman Abi’nin emeğe karşı büyük saygısı vardı. Hele hele biz gazetecilere sahip çıkması unutulmazdı. Bizim bu işten ekmek yediğimizi en iyi bilenlerin başında geliyordu. Uzatmayalım sonunda izni kaptık. Değerli meslektaşım Yaşar Saygı ile Milano’ya uçtuk. Gordon Milne yolculuk süresince sıkıntılıydı. Bir gece kalıp, dönecektik. Milne’nin kafasında bir yanda Capello ile buluşmanın heyecanı, diğer yanda derbinin gerilimi vardı. O da, ‘ya yenilirsek’ diyordu, sık sık... Yaşar Saygı ile o tarihi anı görüntüleminin verdiği mutlulukla, yeniden İstanbul’un yolunu tuttuk.

Haberin Devamı

Uzun yıllar konuşulacak bir işe imza atmanın gururunu yaşıyorduk. Ne var ki, Beşiktaş’ın derbide Galatasaray’a yenilmesi, yenilmezlik unvanını kaybetmesi, tüm keyfimizi kaçırmıştı. Biz gazeteciydik, işimizi yaptık, ama öte yandan insandık, duyarlıydık.

Beğendin mi yaptığını?

Galatasaray yenilgisi ortalığı karıştırmıştı. Faturanın büyük bir bölümü medya tarafından Süleyman Abi’ye kesilmişti. Günlerce eleştiri oklarına hedef oldu.

Sonra ne zaman karşılaşsak - ki her gün yayındaydık - “Beğendiniz mi yaptığınızı? Olan bana oldu, fatura bana çıkarıldı. Yaktın beni Bilal” diye sürekli sitem ediyordu. Dedik ya, gazeteci dostuydu. İşimize yalan - dolan olmadığı zaman müthiş saygı duyardı, hatta destekten kaçınmazdı. Her türlü eleştirinin geleceğini bile bile...

Haberin Devamı

Yaktın beni Bilal