Bilal Meşe

Bilal Meşe

bmese@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları


Geçen hafta Şenol Güneş hocamızla Ümraniye’de bir araya geldik, iki saate yakın sohbet ettik. Bu süreçte birçok konuya parmak bastık. Sorular yönelttim, Güneş hoca, yan yollara sapmadan açık yüreklilikle yanıtladı. O konuşmaları değerli okuyucularımızla paylaşmak isterdim ama adı sohbet olunca, akan sular durur. Bizleri büyüklerimiz böyle yetiştirdi, öyle de kalmaya devam edeceğim. Neticede böylesi sohbetlerin gerçekleşmesinde ‘güven’ çok önemlidir. Beni, bilen, bilir.
Burak Yılmaz’ın medyada yer alan bir cümlesi var, “Şenol Güneş baba gibi...” Biliyorum ki, sıkıntılı oyuncuları, yeniden kazanma adına her türlü yöntemi dener Güneş hoca... Sabırlıdır, kesip atmaz, şans verir, taa ki, düzeltene kadar... Burak Yılmaz’ın “Baba” kelimesi, Şenol Güneş hocayı çok güzel ifade ediyor.
Güneş’in bakmayın sinirli hallerine, müthiş duygusaldır ama hiç belli etmez... Milli Takım’la sözleşme imzaladı, iki maça çıktı, yeniden Kartal’a motive oldu, tam gün mesai yapıyor. Yüzü gülüyordu, keyfi yerindeydi, çevresine, mesai arkadaşlarına pozitif enerji veriyordu hoca...
Son söz olarak, taraftarlara seslenmek istiyorum. Güneş hoca, Kartal Yuvası’nda iki şampiyonluk yaşadı, hele hele ilkinde şartlar malumunuz. İki şampiyonlukta sizin desteğiniz, tuzunuz-biberiniz var, bu yadsınamaz.
Demem o ki, en kötü günlerde takıma ve hocaya sahip çıktınız. Tamam bu kez belki şampiyonluk treni kaçtı, kırgın ve kızgın olabilirsiniz. Ne var ki, Bursaspor maçında Güneş’e protestoyu, Guti’ye alkışı kabullenmemiz mümkün değil!
Kaldı ki Beşiktaş’ta görünen bir ekonomik kriz ortada, bu tabloda takımın ligde bulunduğu konum başarıdır.
İşin özeti, Güneş, Kartal’dan en güzel şekilde uğurlanmayı hak ediyor, ne dersiniz vefalı taraftarlar?

Haberin Devamı

Darısı 66. yılımıza

Gillette Milliyet Geleneksel Yılın Sporcusu, ödül törenini geçtiğimiz hafta gerçekleştirdik. Oscar ödüllerinin dağıtım törenine katılım her geçen gün çığ gibi büyüyor.
Bu kulvarda Milliyet, rakipsizdir, eline kimse su dökemez. Kaldı ki, bu tip organizasyonları sıfır hatayla düzenlemek öyle pek sanıldığı kadar da kolay değildir. Salon tıklım tıklım, boş sandalye yok, fuayede bir o kadar kalabalık...
Spor Müdürümüz Tayfun Bayındır ile birlikte dört saat öncesinde salona gittik, çünkü ev sahibiydik. Bayındır’ın salondaki oturma düzeni ile ilgili çalışmalarını gözlemledim, kim nerede, kimle oturacak, tek tek belirledi. Hele bir protokol düzeni var ki, hata affetmez. Neyse ki, yılda bir gerçekleştirdiğimiz ödül törenini alnımızın akıyla tamamladık.
Elbette katılımın yüksek olması bu yarışmanın ne denli titiz yapıldığının en büyük göstergesidir. Büyük ön jüri adayları belirledi, halkın oylarına sunduk. Dememiz o ki, halk kimi seçtiyse ödülü o aldı, doğrusu da budur.
Özet olarak, dört dörtlük bir töreni geride bırakmanın huzuru ve de mutluluğu içindeyiz. Gecenin yapılmasında emeği geçen başta Tayfun Bayındır ve bizim takımın oyuncularına tek tek teşekkür ediyorum. Biz iyi takımız, yaparsak en iyisini yaparız. Durmak yok, darısı 66. yılımıza...

Haberin Devamı

Vah bizim paracıklarımıza!

Haberin Devamı

Ahh arkadaş ahhh, söylemekten dilimiz de tüy bitti nerdeyse! Fenerbahçe’nin davul-zurnalarla karşıladığı ve milyonlarca dolar harcadığı Slimani, Benzia ve Kameni, Samandıra yerine Dereağzı’nda çalışmalarını sürdürüyor, ne komik değil mi?
Kulüplerin ayakta kalmasını sağlayan unsurların başında transfer politikası gelir. Görüyoruz ki, Fenerbahçe bu anlamda sınıfta kaldı! Sadece Fenerbahçe mi? Beşiktaş ve Galatasaray da aynı sıkıntılarla boğuşuyor.
Fenerbahçe’deki bu üç yıldız oyuncuyu kim getirdi, Comolli... Üçü de Dereağzı’nda, Comolli ise Samandıra’da işbaşında! Üç oyuncu; oynamadan, takımla çalışmadan kaç para alacak biliyor musunuz? 5.2 milyon euro... (325 milyon TL) Vahh bizim paracıklarımıza!
Eee, öyle adına sanına bakarak transfer yaparsanız, hem hayal kırıklığına yelken açarsınız, hem de kasalarınız tamtakır olur! Ekonomik krizi taraftar desteğiyle aşmanın arayışlarına girersiniz!
Fenerbahçe taraftarını biliyoruz, en zor dönemlerde bile takıma sahip çıktılar, anımsayın. Ne var ki, açık öyle böyle değil, destek göreceği mutlaka ama kapanması zor.

Sergen Yalçın'ın başarısı

Biliyoruz ki haziranda Şenol Güneş Beşiktaş’a veda edecek, Milli Takım’da görevine resmi olarak başlayacak. Yönetim kanadı teknik direktör konusunda A ve B planlarını devreye sokmaya çalışıyor, yazılı-görsel medyada ise papatya falları açılıyor! Öyle ki, bazı spor programlarında ‘kim olsun’ gibisine anketler düzenleniyor.
Yabancılar elbette var (!), yerliler arasında Sergen Yalçın öne çıkıyor. Yorumcu meslektaşlarımızın yine bazıları, “Başarısı yok” diyorlar! Yapmayın, etmeyin arkadaşlar; büyük başarıları Anadolu takımlarında yakalamak kolay mıdır? Sergen Yalçın ve ekibi, Alanyaspor’u teslim aldığındaki puan durumuna bakın, bugünle karşılaştırın, sonra ahkam kesin!
Bu kulvarda en zor görev nedir biliyor musun, düşmesine kesin gözüyle bakılan takımı, o bölgenin uzağında tutmaktır. Asıl başarı budur, bunu bilir, bunu söylerim. Kimileri gibi “bir eli balda, diğeri eli yağ da değil” Sergen Yalçın’ın... Bu da bir başarı hikayesidir, yanılıyor muyuz sevgili meslektaşlarım?
Yönetimin işine karışacak halimiz yok, para bizden çıkmayacak (!), ancak günü kurtarma adına sürekli yabancılara sığınmaya kalkarsanız, eleştiri hakkımızı da sonuna kadar kullanırız!