Ekonomi ‘Bu bir ekonomik savaş’

‘Bu bir ekonomik savaş’

14.08.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, “Geçen haftaki gelişmelere, üst üste yaşanan olaylara bakıldığında bunun normal piyasa dinamikleri içinde açıklanabilecek bir hadise olmadığı ortada. Bu, aynen ifade edildiği gibi ekonomik bir savaş. Ama bize düşen kısmı var. Biz böyle bir atağı öngörebilmeli ve buna göre de hep tedbirli olacak şekilde hareket etmeliyiz” dedi.

‘Bu bir ekonomik savaş’

CNN TÜRK canlı yayınına katılan Bali, şunları söyledi:

Haberin Devamı

“Çok çabuk aksiyon göstermeliyiz. Şu anda artık söylem zamanı değil, eylem zamanı. Merkez Bankası, bu sabah bazı önlemler aldı. BDDK, swap ile ilgili düzenlemesinin yanısıra olağanüstü piyasa fiyatlarının yarattığı menkul değerle ilgili değerlemelerden gelen problemleri giderecek yönde bir aksiyon aldı. Bence iyi yönde alınmış kararlar. Piyasada karşılığı olacaktır. Bütün imkanlarımızı, bu tür teknik kararlarla destekleyerek kullanmak durumundayız.”

Spekülatif bir atak

Bali, Türkiye’nin şu anda zor günlerden geçtiğini belirterek, “Çok net, ciddi bir spekülatif atakla karşı karşıyayız. 94 krizi, 96 Asya, 97 Rusya, 99 depremi, 2001 krizi bunların hepsini yaşadık. Buralarda bir kısım dalgalanmaların olması normaldir. Ama bu defaki biraz farklı. Ben çok tabii görmüyorum. Saldırı niteliğinde fiyatlar oluştu. Bazen bütün bu teknik detaylara hakim insanlar olarak bile, ‘acaba komplovari düşünme eğiliminde mi oluyoruz’ diye kaygı duyuyorum. Ama durum hemen bizi teyit ediyor” dedi.

Haberin Devamı

Ekonomik izahı yok

Dövizde gelinen noktayı, ekonomik temellerle izah edemediğini söyleyen Bali, şöyle devam etti:

“İki ülkenin çapraz kurları, iki ülke arasındaki enflasyon farkından hesaplanır. Bu yönüyle ben hiçbir talebe, hiçbir teoriye uymadığı düşüncesindeyim.”

Bali, “Türkiye’nin vadesine bir yıl kalan ödeme tutarı, borçlarının tutarı 180.6 milyar dolar. Bu çok önemli bir rakam ve ‘bu işin içinden nasıl çıkacağız’ hissi oluşuyor. Bunun 102 milyar doları bankaların yükümlülüğü. Bunun da 50 milyar doları, yurtdışı yerleşiklerin mevduat hesapları, diğer yarısı ise borçlar. Aşağı yukarı 50 milyar dolarlık nakit borç diye baktığınız zaman, Merkez Bankası nezdinde rezerv opsiyon mekanizması nedeniyle tuttuğumuz rezervlerin toplamı 30 milyar dolara yakın. Yine döviz depo piyasasında 50 milyar dolar Merkez’in bize kullandıracağı limitimiz var. Bankacılık sisteminin tamamının her an nakde döndürülebilir döviz likiditesi 50 milyar dolar civarında. Dolayısıyla hiçbir soruna işaret etmeyen bir tablodur” dedi.

Haberin Devamı

Bali, 180 milyar doların geriye kalan 73 milyar dolarının, reel sektörün dış yükümlülüğü olduğunu, kalan 25 milyar doların ise nakit nitelikli kredilerden oluştuğunu söyledi. Bali bankacılık sisteminde açık pozisyon olmadığına da dikkati çekti.

Mevduat çıkmadı

Adnan Bali şu mesajları verdi:

- “Bankadan bir mevduat çıkışı söz konusu değil. Efektif talep etmek açısından bakıldığında cuma günü bir miktar artış oldu, fakat önemli bir miktar değil. Normaldir.

- Döviz alım satımlarında da çok özel bir durum yok. Alan olduğu gibi satan da vardı. 15 Temmuz’da ise bu tür badirelerden sonra hane halkından çok ciddi bir döviz satışı görmüştük, bu defa onu görmüyoruz, daha dengeli.

- (Hesaplara el konulacağı iddiaları) Bugüne kadar katıldığım resmi nitelikli hiçbir toplantıda bu konunun safsata boyutundan öte değerlendirildiğine tanık olmadım. Bunun düşünülmediğini ifade etmek bile risktir bu piyasalarda.

- Kur buradan belli bir istikrara doğru gelişemezse, bizim de kredi artışı yapmamız pek mümkün değil.

Haberin Devamı

- Faiz konusunda, iktisat biliminin kuralları her ne ise onların gerektirdiği şekilde hareket edilmeli.

- Kriz yönetme tecrübesi olan bir ülkeyiz. Kamuda ve kuruluşlarda kriz yönetme konusunda tecrübeli yöneticileri olan bir ülkeyiz.

- Kimse bilmediği sularda yüzmesin. Dolarda, euroyla geliri, borcu alacağı olmayan kişinin dövizle işi olmamalıdır. Şunu tavsiye ederim; Ayşe teyzenin ne işi var dövizle?”

Hiçbir temeli yok

Cari açığın da şu anda yüzde 5.7 seviyesinde bulunduğuna işaret eden Bali, şöyle devam etti:

“Ben bir kıyaslama yapmak istiyorum; bu ülke cari açıkta çift basamaklı orana yaklaştığında, yüzde 9-10’lara geldiğinde ve petrol fiyatları da varil başına 130 dolar olduğu dönemde kur atağı yemedi. Şimdi bu iki gösterge neredeyse yarısında, fakat kur atağı yiyoruz. İşte o nedenle diyorum ki bunun ekonomik temeli yoktur. Kurda gelinen seviyeleri gördüğümde üzülüyorum. Bunun borcu olanı var, bundan olumsuz etkileneni var. Bunu bizim yatıştırmamız, çalışmamız, uğraşmamız lazım. Temel ekonomik değil, ama almamız gereken ekonomik önlemler var.”