Fenerbahçe Bu macerayı çok istedim

Bu macerayı çok istedim

16.11.2018 - 02:30 | Son Güncellenme:

Erwin Koeman, Voebal International'a verdiği röportajda Fenerbahçe'ye nasıl geldiğini ve 3 aylık süreci anlattı.

Bu macerayı çok istedim

CELAL UMUT EREN

Haberin Devamı

Hollandalı teknik adam, sarı-lacivertli kulüple hikayenin bir telefonla başladığını belirterek, “Son yıllarda çok çalışmıştım, biraz seyahat yapıp eğlenmek istiyordum. Bir gün menajerim aradı ve ardından bu maceraya başlayıp çalışmak istedim” dedi.

Fenerbahçe’de Phillip Cocu’nun ayrılmasıyla beraber takımdaki sorumluluğu üstlenen Erwin Koeman, Voetbal International’a özel bir röportaj verdi. Martjin Krabbendam’la İstanbul’da buluşan Erwin Koeman, Fenerbahçe macerasının nasıl başladığını, yardımcı antrenörlükten birinci adam olmaya giden süreci ve Galatasaray derbisni anlattı.
İşte Koeman’ın röportajından satırbaşları:
- Southampton ve Everton yılları çok yoğun geçmişti. Artık seyahat yapmak ve eğlenmek istiyordum. Bir gün menajerim Rob Janssen aradı ve Phillip Cocu’nun tecrübeli bir yardımcı aradığını söyledi. Fenerbahçe’den gelen bu teklifi değerlendirmek istedim. Bu maceraya başlayıp çalışmak istedim. Türkiye’yi çok az biliyordum ama burayı görmek istedim.
- İnsanlar benim çılgın olduğumu düşündü. Ronald Koeman ile Hollanda Milli Takımı’na gider daha rahat ve özgür çalışırdım. Ama hep maceracı oldum ve zor maceraları seçtim.
-Ankaragücü maçı sonrası Ali Koç, Cocu ile görüştü. Ben ve teknik heyet soyunma odasından ayrıldık. Cocu’nun kovulduğu haberini duydum. Biz ne zaman gönderileceğiz diye düşünüyordum ancak daha sonra Başkan bizimle görüşüp devam etmemizi istedi. Cocu da bana gelip, “git ve bu işi yap” dedi.
Kolay oldu
- Galatasaray derbisine 3 gün kalmıştı. Çok kısa bir çalışma süresiydi, çocuklarla konuştuk ve ne yapmamız gerektiğini anlattık. Maçın adı Galatasaray olunca takımı motive etmeye gerek kalmadı, motive oldular. Aslında kolay oldu.
-Düşüncelerinizde direnebilirsiniz. Her hocanın bir stili vardır. Ancak bu ülkenin de bir kültürü var, kulüplerin kendi düşünceleri var. Kültürlerini değiştiremezsiniz. Bunu fark etmeli, adapte olmalısınız. Güçlü yönlerinizi göstermeli ve zayıf yönlerinizi saklamalısınız takım olarak. Daha dar bir alanda, daha kompakt oynuyoruz.
‘Murphy Kanunları’
Erwin Koeman, bir gün antrenman sırasında diğer yardımcı antrenör Chris Van der Weerden ile olan bir diyaloğunu anlattı. Fenerbahçe’nin takım olarak adeta ‘Murphy kanunları’ gibi sürekli kötüye ve şanssızlığa gittiğini söyleyen Koeman şu ifadeleri kullandı:
“Bir gün antrenmanda Chris’e sordum, ‘Sen bu takımı hiç görmesen, ilk kez izleyen biri olsan ve sana sorsalar, bu takım son sıralara yakın durumda’ diye inanır mısın?’ dedim. Bana, ‘Hayır inanmam’ yanıtını verdi. Biraz ‘Murphy Kanunları’ gibi. Kötü gittikçe, şanssızlık geldikçe geldi. Bu durumu yeniden pozitife çevirebiliriz, çalışmaya devam edeceğiz.”
‘Halı olsa görürdüm’
Türkiye’de gündemi sarsan ‘halı’ iddialarını da yorumlayan Erwin Koeman, gazeteleri ve haberleri takip etmediğini söyledi. Geçmişe dönüp bakmanın fayda sağlamayacağını da aktaran Hollandalı çalıştırıcı, “Neler duydum bunlarla ilgili ya da ne söylemeliyim.. Eğer soyunma odasında bir halı olsa görürdüm. Ama bir şey yoktu. Belki daha önce bazıları konuşmuştur. Bizi tehdit edici bir unsur ya da bir durum fark etmedik” diye konuştu.
‘Fotoğraf çektirmezlerdi’
Erwin Koeman, Fenerbahçe’de Phillip Cocu’dan sonra göreve gelmesiyle ilginç bir durumun oluştuğunu vurguladı. 3 aylık sürede yardımcı antrenörken taraftarların kendisiyle ilgilenmediğini söyleyen Koeman, “Kimse gelip fotoğraf çekelim mi diye sormazdı. Şimdi her gün en az 20 defa yüzümü cep telefonlarının ekranında görüyorum. Fenerbahçe’nin hocası olduktan sonra sürekli fotoğraf çektirmek istiyorlar” dedi.
57 yaşındaki çalıştırıcı, İstanbul’un da çok güzel bir şehir olduğunu turistik alanları gezdiğini aktardı.
‘Maicon çılgın gibi koşuyordu’
Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde çıkan olayları da birebir anlatan Erwin Koeman, hayatının en ilginç tecrübelerinden birini yaşadığını anlattı.
Tecrübeli teknik adam, maç içinde yaşananları ve son düdükten sonraki kavgayı şu sözlerle tarif etti: “2-0 olunca bile futbolcuların bu maçı istediğini görüyordum. Kafalarında hep bir mücadele isteği vardı. Takım halinde mücadele ettiler. Maç sonunda da kavga başladı. Ömer Bayram’ı Hollanda’dan tanıyordum ve konuşmaya başladık. İlk başta ikna etmeye çalıştım. Ama Maicon’un çılgın gibi koştuğunu gördüm. O anda orada araya girmek istemedim.”