Ali Tufan Koç

Ali Tufan Koç

alitufankoc@gmail.com

Tüm Yazıları

Bodrum/Çeşme hattında sosyalleşmenin kulüpte değil, havaalanında olanı makbul. Olay mahallinden notlar.

Pazarları, akşamüstü saatleri itibarıyla, Çeşme/Bodrum hattından İstanbul’a dönüş meselesi nefis bir sosyalleşme merasimine dönüşüyor. İki (öyle mi?) “Vah vah”, iki (görüşelim) “Hay hay”lı ayaküstü sohbetler ve karşılıklı güncellenmeler için en ideali, dönüş yolunda havaalanında tesadüfi karşılaşmalar. Peki, neler söyleniyor bir elde bavul, diğerinde uçak bileti havaalanı sosyalleşmelerinde?

* Karşılaştırmalı bronzlaştırıcı diyaloglar. “Ah, ne güzel yanmışsın, i-na-na-mı-yoor-um!”
* Surattaki gülümsemeyi bozmadan ‘Ulan, tüh! Karşıdan gelene bak’ vaziyeti. “Vay! Naber ya? O kadar mesajlaştık, ne Bodrum da ne İstanbul’da karşılabildik. Bak, burada kısmetmiş.”
* Overbooking kardeşliği. “Ah, overbooking mi oldun yoksa? Geçen hafta, aynısı benim de başıma geldi. Kıyameti kopart, bak bakalım nasıl alıyorlar.”
* Ünlü çekiştirmesi. “Pişşt, Semiramis’i gördün mü?” “Yok, yok Ajda o.” “Hayııır, Semiramis.” Ajda mı, Semiramis mi? Ajda mı, Semiramis mi? Her pazar aynı terane.

Haberin Devamı

Al kızı, ver papazı

Maça Kızı’nda dair en konuşulan mevzu, malum (fahiş) fiyatları. Bir ayranla bir lahmacuna 50 lira bayılan bir kitlesi varken, fahiş göreceli bir kavram kalıyor, parantez içinde kullanıma giriyor. Mönüsünde bu ikilin dâhi masum gözükeceği kalemler var. Japon içkisi sakeyle yapılan Bloody Mary’si 140 lira, mesela. 140 liraya bir kokteyl. Maça Kızı’nda dönen ritüel, sabahtan akşama dek süren, kim daha zengin temalı bir kumar gibi. Al kızı, ver papazı. Al kızı, ver papazı...

Gözden kaçmasın

‘Shit Girls Say’in yerli versiyonu: After Though Media ajansı,kadınların ağzından dökülen/saçılan klişelere dair yeni nesil intertnet fenomeni ‘Shit Girls Say’i yerelleştirmiş, ortaya karın ağırtan skeçler çıkmış. YouTube’dan ‘Türk Kızları Neler Der?’ diye aratılıp, izlenmeli.

Blank-mag’in ‘palmy’ sayısını: Daha önce de yazmıştım, yine yazıyorum, gerekirse tekrar tekrar yazmaya razıyım. Moda dergilerinden aşina olduğumuz Bahar Kongel ve saz arkadaşlarının hazırladığı online dergi Blank-mag, her sayısında daha da güzelleşiyor. Son sayı ‘palmy’, tıklayanın içini açıyor, ruhunu zenginleştiriyor.

Met Üst’ün tek kişilik dev dergisi: Metin Üstündağ’nın yarı günlük, yarı otobiyografik tatta, kafasına estikçe çıkaracağı dergi alınmalı, uzun uzun okunmalı. Göze sokmadan, ortalara dökülmeden, tek başına babalar gibi muhalefet yapılabildiğinin kanıtı. Behçet Necatigil’e, Cemal Süreya’ya, Aziz Nesin’e saygıda kusur etmediği hikâyeler, derginin can damarı.

Kötü adam Deli Vardar’ın ilk albümü: Ferhan İstanbullu sayesinde keşfettiğim Emre Vardar’ın, Türkçe sözlü batı sound’lu rap albümü ‘Kötü Adam’, dinledikçe eğlendiriyor, eğlendirdikçe daha da dinletiyor. Rap dinlemiyorsanız bile rahatlıkla ‘mahcup zevk’ (daha havalı tabirle ‘guilty pleasure) listenize tepeden girecek sözlere sahip. Misal, ‘300 kağıtlık kavgalar/kısa mesajlık aşkım var.”