Ali Tufan Koç

Ali Tufan Koç

alitufankoc@gmail.com

Tüm Yazıları

Tokat’ın Niksar Belediyesi’nin, lokanta servis personelinin uyması için belirlediği 40 kural, İstanbul yeme-içme kültürünün ve gece hayatının derdine çare olabilir mi?

Geçen hafta Anadolu Ajansı’nın Tokat’tan geçtiği haber enteresandı: Niksar Belediyesi, servis sektörüne dair uyulması gereken kuralları sıralamış. Kuralları inceledikçe, okuyan Niksar’ı Manhattan’da bir Soho, Londra’da bir Shoreditch sanır. Değil. İstanbul’un Nişantaşı’sı, Cihangir’i, Galata’sı hiç değil. Güzel olan da bu zaten.

Haberin Devamı


Niksar Belediye Başkanı Duran Yadigar, sayılı lokantasına, müşteri sayısına bakmadan servis sektörünün önemine inanınıp, oturmuş üşenmeden, servis personelinin uyması gereken kuralları sıralamış; üstüne de kamuoyuyla paylaşmış. İstanbul’da uzun bir süredir gidilen restoran, barlar hakkında yemeğin, içkinin güzelliği değil, garsonun tavrı, servisin yavaşlığı, bahşişin ağırlığı konuşuluyor. Zorla verdiğiniz hesap kadar yüklü bahşiş, yemeğin kokusunu bastıran garsonun ter kokusu, serviste maruz kaldığınız dayatmalar ne işletmecinin ne de mekan sahibinin umurunda. Çözüm, belki de Tokat’tan geliyor, farkında değiliz. Sayın Mustafa Sarıgül, Sayın Ahmet Misbah Demircan, Sayın İsmail Ünal... Yadigar’ın kurallarından bir demeti takdimimdir:


* İsminizi ilan etmeyin, espri yapmayın, sevimli olmaya, iltifat etmeye falan kalkışmayın.
* Müşterilerin sohbetini ortasında bölmeyin.
* Spesiyallerinizi sayacaksanız da robot gibi son sürat saymayın, burası lokanta, keyif yeri, ezber yarışması değil.
* Özel yemekleri açıklarken, “Bence en iyisi bu” gibi laflar etmeyin.
* Favori tatlınızı söylemeyin, kime ne!
* Müşteriye kesinlikle dokunmayın, bunun özrü de yoktur affı da.
* Buram buram parfüm veya sigara kokmayın.
* Bahşiş zamanı geldiğinde aşırı sempatik havalara girmeyin, burası lokantaya ve yemeği parayla satıyorsunuz, kimse bahşiş vermek zorunda değil. İsteyen istediği kadar verir.

iSTANBUL GECELERiNiN  TOKAT’TAN ÖĞRENECEKLERi

ŞEHiRDE YAZLIK B PLANI

Her yaz, “Orada bir Solar Beach var uzakta” nağmeleriyle, hafta sonu şehirde sıkışıp kalanın B, C, D planı olmuştur Solar Beach. Geçen hafta sonu ufak bir rötüş, sade bir makyajyla sezonu açan Solar Beach yollarındayken, BKM Mutfak ekibinin o meşhur ‘300 Kilyoslu’ parodisini hatırlamamak elde değildi. Kilyos semalarında değişen bir şey yok. Kilyos’un yeşil bayırlarını, beyaz atletlerini, gri dumanlarını tek tek geride bırakırkan, parodideki “This is Kilyooos” repliği zihinde yankılanıp duruyor.

Haberin Devamı


Gerçekle hayal ürününün birbirine karıştığı o parodi sahnelerini geride bırakınca vacağınız nokta sakin, steril, kendi halinde eğlenen, kendi yağında kavrulan bir Solar Beach. O meşhur Kilyos sahnesinden eser yok. Benzer isimler ve tatlarla bezeli mönüsünden yükselen o bilindik ‘beach’ kokusuna aldanmayın. Solar, benzer beach’lerde pek rastlamadığınız hızlı servis, sıcak yemek gibi niteliklere sahip. Önünüzdeki serin denizi, yanınızdaki serin içkileri de hesaba katın. Sonuç, alın size İstanbul’da güney havası.

GEÇEN HAFTANIN PARTiLERiNDEN NE ÖĞRENDiM?

Bebeköy’deki Fuse lansmanından: Memlekette bitmek bilmeyen bir Kenan Doğulu aşkı, Kenan Doğulu’da bitmek bilmeyen bir sahne enerjisi olduğunu. Beren Saat’in, sevgilisi sahne aldığında kendisini evde beklemeyi tercih ettiğini. Yeni buzlu çay markası Fuse’yle geceye özel kokteyller hazırlayan Didem Soydan, Ferhan İstanbullu ve Ceylan Çapa’dan en cool’undan şahane birer barmaid olacağını...

Ulus 29’daki HP partisinden: Ulus 29’un kulüp alanının hâlâ açık olduğunu, Ulus 29’un kulüp alanının hâlâ en iyi İstanbul manzarasına sahip olduğunu. Gecenin DJ’i Oben Budak’ın ‘kendine has’ bir dinleyici kitlesi oluşturduğunu. Söz konusu kitlenin yağmur çamur, Ulus, Etiler dinlemeden Oben’in peşinden gittiğini...

Hilton’daki sürme gecesinden: Dokuz sekizlik ritmin sakin geçen bir geceyi nasıl da coşturabildiğini. Türkçe sözlü hafif Arap müziğine nasıl da karşı konulamadığını. Göbek atmanın Türk insanını nasıl da yakınlaştırdığını/rahatla-ttığını...

Jack Russel’daki Madonna partisinden: Madonna’nın ipiyle kuyuya inilmeyeceğini!