Cadde Antalya, Formula 1’e start verdi

Antalya, Formula 1’e start verdi

01.09.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Antalya, Formula 1’e start verdi

Antalya, Formula 1’e start verdi



Antalya, Formula 1’e start verdi
Efendim, bu sezon Antalya’ya gitmek bir türlü nasip olmamıştı. Sonunda Akdeniz’in yeni incisi Dorint&Lares Hotel’in tanıtım davetine bütün prensiplerimi çiğneyerek gittim. Neden mi? Dorint Park Plaza’nın Halkla İlişkiler Müdüresi Ebru Uğurluoğlu çok cici bir kız. E benim çok sevdiğim bir isim olan Milliyet Magazin Servisi
Şefi sevgili Ali Eyüboğlu "Ben de geliyorum" deyince 1.5 günlüğüne de olsa Antalya’ya faydam olur umuduyla düştüm yollara. İyi de ettim. Çünkü tabir-i caiz ise Antalya benim kalem.
O kadar çok tanıdığım ve dostum
var ki orada, kendimi hiç yalnız hissetmiyorum. Bırakın yalnızlığı, uykuya vakit bulamıyorum, sorun da orada. Neyse, çok şık bir karşılamanın ardından Lara’da, Kundu Koyu’ndaki Dorint&Lares Hotel’e vardık. Genel Müdür Can Conker, 15 yıllık bir arkadaş. Pamukkale Ricmond Hotel’in genel müdürlüğünü yaptığı zaman tanışmıştık. Çok başarılı bir isim. Can’ı orada görmek benim için sürpriz oldu. Otel açılalı henüz üç ay olmuş. Muhteşem bir personeli var. Çok sıcakkanlı, terbiyeli, yardımsever... Santralda görev yapan Yeşim adlı kızımızı tanıdım, dünya şekeri. Otelde kaldığımız sırada 1.500 büyük, 450 çocuk vardı. Ama çok büyük olduğu için
o kalabalığı hissetmiyorsunuz. Bir de müthiş bir sistem oturtmuşlar. Her şey dahil. Beş sene önce Jamaika’daki Sandal’s Hotelleri’nde tanık olduğum gibi. O nedenle İsrailliler, Ruslar ve Almanlar, genelde de ucuz turistler oraya hücum etmişler. Çok ucuz çok. Üstelik ilk çocuk bedava, ikincisi yüzde 50, üçüncüsü yüzde 75 indirimli. Belki şimdi tepki alacağım ama o turistler bunu haketmiyorlar. Benim vatandaşıma aynı uygulama niye yapılmıyor? Etüd ettim, bedava diye adam saat 11.00’de rakıya, biraya başlıyor. Neredeyse
24 saat yiyecek. Kat merdivenlerinde tabaklar dolusu meyve, kurabiye, pasta, börek duruyor. Yazık. Hem de çok yazık. Otelin dekorasyon muhteşem, odalar çok geniş. Üç ana merkez var, o nedenle odalarınızı bulmakta biraz zorluk çekebilirsiniz. Hangi asansör ile hangi binaya çıkacağınızı keşfederken en az bir gününüz geçiyor. Lobi katında her ihtiyacınızı karşılayacak bir drug store, kuyumcu, alıveriş merkezi, günboyu yayın yapan barkovizyonlar, Havaş ofisi var. Ofisin bir elemanını tanıdım; Çağdaş Yazar, üç lisan biliyor. Almanya’da okumuş, oradaki tüm nimetleri tepip ülkesine hizmet etmek için gelmiş. Oteli anlatıyordum değil mi? Binanın tam ortasında akan dev bir şelale var. Lobi katında sabah, öğle ve akşam açık büfe, müzik eşliğinde sunuluyor. Yemekler gerçekten lezzetli. Otelin içinde bulunan Maydonoz Restaurant dekorasyon ve mönü olarak Beyoğlu sokaklarındaki Türk restoranlarını andırıyor. Canlı fasıl, orkestradan günün ve geçmişin sevilen şarkıları, animasyon grubundan saat 10.00’da havuz kenarında başlayan gösteriler geç saatlere kadar değişik aktiviteler halinde sunuluyor. Yani canınız hiç sıkılmıyor.

Müşteri bedava sunulan bu kadar hizmet karşılığında otel dışına çıkmadığı için de Antalya esnafı kan ağlıyor. Dev minderlerle dekore edilmiş Nargile Bar, 2.000 kişiye kadar hizmet veren anfitiyatro, Oasis Bar&Restaurant, yine lobide yer alan Fıstık Bar... Bitmedi. Havuz başındaki Wonda Restaurant&Bar’da gün boyu pide, pizza, hamburger, makarna çeşitleri ve içecekler sunuluyor. Hemen belirteyim, oraya gidince alacağınız kiloların sorumlusu ben değilim. Otelde kuaför, bowling salonu, profesyonel futbol sahası, su kaydırakları, 10 ayrı konferans salonu, kıymet bilmeyen yabancı turistler tarafından katledilen jimnastik salonu ile plajda yer alan gözlemeevi ve Turtle Club&Bar, Dorint
&Lares Hotel’i vazgeçilmezler arasına sokmuş. Bir de Park Grubu Oteller Genel Koordinatörü Rene Verhagen var ki, adam tam Türk hayranı. Plaja atılan boş pet şişelerini, cola kutularını toplayacak kadar da mütevazı. Genel
Müdür yardımcısı Nurfen Tercan, house keeping Hanife Altan, başaşçı Cevdet Çapar, teknik müdür Ömer Güneş, satın alma müdürü Orhan Ayaz, biraz unutkan da olsa ön büro müdürü Kerem Muratçay özenle seçilmişler. Otelin tanıtım davetine ünlü manken Güzide Duran ile Vahe Kılıçaslan da katıldı. Güzide ile biraz konuştuk, hakkında çıkan dedikodulardan çok rahatsız.
Vahe’nin yanında karısı ve çocukları da vardı. Vahe’nin ailesine olan müthiş düşkünlüğü beni imrendirdi doğrusu.

Birinci gece sevgili meslekdaşlarım Barış Kocaoğlu, karısı Nurdan, Bilal Özcan, karısı Seval ve Ali ile sohbet ettik. Ertesi sabah Ali gönüllü spora geldi ama 40 dakika sonra havlu attı. Böylece benim akşam 19.00’da başlayıp sabah 07.00’de biten gece turuma ne yazık ki katılamadı. Sevgili Dursun Karadağ da hastalanınca ben turumu Türkiye’nin en genç Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Menderes Türel rehberliğinde tamamladım. Menderes benim kankamdır. Menderes’in yıllardır yardımcısı olan Oktay Ağabey beni otelden aldı, Lara’da bir tur attık. Anılarım canlandı. Ailemle birlikte Perge Oteli’nde 1985 yılında kalmıştım. O gün yüzlerce çadır gördüm. Lara’nın kumu şifa dağıtıyormuş. Türkiye’nin dört bir yanından gelen yerli turistler çadır kurup kendilerini kuma gömüyor, şifa buluyorlarmış. İlk durağımız 29 oldu. Patron Nusret yoktu, birer içki aldık. Personel köklü değişime uğramış, dekorasyon yenilenmiş, hoş olmuş. Buranın manzarası müthiş. Sevgili Rifat Ababay da geçtiğimiz yıl hayran kalmıştı. Ardından yine 15 yıldır tanıdığım sevgili Hakkı Ağabey (Akdağ)’in artık Antalya’nın simgesi haline gelen 7 Mehmetler Restaurant’ına gittik. Müdür Mehmet Demirkol, şef ahçı Ahmet Özdemir, garson
Şeref Şahiner özel hazırlık yapmışlar. Rahmetli Ayhan Şahenk, 7 Mehmetler’den İstanbul’a özel uçağı ile servis yaptırırdı. Mekanın müdavimleri arasında Vitali Hakko, Sakıp Sabancı, rahmetli Vehbi Koç,
Dr. Yıldırım Aktuna, Antalya’ya gelen tüm sanatçılar, tekstilci ağabeyimiz Abdullah Kiğılı, Fenerbahçe Başkanı Aziz Ağabey (Yıldırım) başı çekiyor. O gece anı defterinden, rahmetli Vehbi Koç’un 8 Kasım 1992 yılında
7 Mehmetler ile ilgili yazdığı yazıyı okudum, hoşuma gitti. Ben en şöhretli bir isim olarak (öhhöö!..) bir yazı yazdım. Burada mutlaka işkembe, paça ve tavuk çorbası, pazarları ise tereyağlı su böreği yemeniz gerekir. O gece neler mi yedik? İçinde domates, pirinç ve biber olan ‘karides give’, köy tavuğu, jumbo karides, Mersin ve Antalya yöresine ait bir balık türü olan grida ızgara yedik. Her şey o kadar lezzetliydi ki yemekten az daha ölecektim. 7 Mehmetler’in telefon numarası (0242) 238 52 00.

Hakkı Ağabey’in üniversite mezunu dünya tatlısı oğlu Mehmet ile Menderes’i sorguya çektim. Mehmet, Antalya’da gece aleminin kralı. Menderes eskisi gibi gezmiyor artık.
Ve öğrendim ki Kemer’de Aura açılmış. Tıpkı Reina, Laila, Hammam gibi. İçinde bar-show, living room, Flamingo, Astamara, Sexpir, Oberbayer, Laluna, Rubi gibi restoranlar filan varmış. Aura’da Hande Yener sahne alacaktı
o gece ama gidemedik. Aura’nın
telefon numarası (0242) 814 52 65.
Hazır Menderes’i bulmuşken
son günlerde Türkiye’nin gündeminde olan Formula 1
ile ilgili bir de röportaj yaptım. Menderes’in sözlerine kulak verin; "Şenay’cığım, bu olayın Türkiye ekonomisine müthiş katkısı olacak. Bu konuyla ilgili geçmiş yıllarda arkadaşlarla bir görüşmemiz vardı zaten. Ben Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’na getirilince Formula 1 projesini işler hale soktum. Zaten odaların birinci görevi, kente ekonomik açıdan katkıda bulunmaktır. Başta bakanımız Tunca Toskay olmak üzere aslında hepimiz Türkiye için çalışıyoruz. 28 Nisan’da Sheraton Oteli’nde toplantı yaptık. Antalyalı milletvekileri de katıldılar. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Bekir Kumbul ve Vali Ertuğrul Dokuzoğlu, Sivil Toplum Örgütleri, çevre ilçelerin belediye başkanları, otel sahipleri ve genel müdürleri, esnaf odası başkanları, Ali Talip Özdemir, Nuri Özaltın gibi iş adamları da vardı. Çünkü yatırımcı desteğine ihtiyaç var. Bakanlar Kurulu okeyleyince lobi ve kulis çalışmaları başladı. Bir haftada 190 bin kişi gelecek. Ayrıca 133 ülkeden 1.5 milyar kişi yarışmayı canlı izleyecek.
250 ülkede banttan izleyenlerle bu sayı 2.5 milyarı bulacak. Yani Olimpiyat ve Dünya Futbol Şampiyonası ile eş değerde. Hatta daha da önemli, çünkü Olimpiyatlar 4 senede bir yapılıyor, bu ise her yıl. Türkiye’ye sağlayacağı maddi ve manevi değeri düşün. Senede en az 60 milyon dolar kente kalacak. Devletin kazanacağı KDV gelirlerinin de 40 milyon dolar olacağı söyleniyor.
11 ülkede 700 bin kişiye istihdam yaratılmış. Bir şehir bu işten ekmek yiyecek. Yalnızca Antalya değil, çevre il ve ilçelere de ekonomik getirisinin yanı sıra prestij kazandıracak. Nerede olursa olsun en iyisini yapmak lazım. Bu işin Antalya’dan daha iyi bir yerde yapılacağını bilsem orası için çalışırım. Antalya’nın avantajları var. Bu kadar insana nitelikli yatak bulmak zorundasın. Antalya’da 400 bin yatak var. Geçen sene 4.5 milyon turist geldi. Antalya ilk on içinde. Dünyada Barcelona’ya 2.5 milyon turist giderken Antalya’ya 4.5 milyon kişi geliyor, şaka değil. Artık Antalya dünya markası oldu. Turizm belgeli 250 bin yatağı var. 75 tane lüks oteli, bir o kadar da tatil köyüne sahip. Yarış pisti arazisini Kepez üzerinde bulduk. İçinde küçük bir havaalanı var. Burada Dünya Havacılık Şampiyonası yapıldı. Adam özel uçağı ile gelip inecek ve yürüyerek yarış pistine gidecek. Bu lüks başka bir yerde yok. 5 bin dönümlük bir arazi ihtiyacı var. Böyle bir pist için bizim bulduğumuz 8.5 dönüm. Tarıma uygun değil, yani çevrecilik yok. Her şey hazır. Ayrıca bir Formula Köyü yapacağız, içinde her türlü aktivite olacak. Günde 30 -40 bin yabancı turist geliyor. Havaalanında 5 dakika beklemiyor, trafik sıkışıklığı yok. Alt yapı olarak da hazır. Bu yarışlara gelen turistler ortalama bin dolar harcıyorlarmış. Antalya’da Formula 1 olduğu takdirde bu kent iyice dünya markası olur. Antalya’ya gelecek 4.5 milyon turisti
10 milyona çıkarabilirsin, çünkü kapasitesi uygun. Şu an Antalya’da
75 yeni otel yapılıyor, yani yatırımcı var. Ayrıca dünyanın en büyük yatırımcıları da burada otel açmak için harekete geçtiler. Bu nedenle herkesin mantıklı hareket etmesi gerekir. Türkiye’yi rezil etmeyecek bir kent Antalya". Fanatik bir İzmirli olduğum halde ben bile Formula 1 için Antalya’dan iyisini düşünemiyorum. Röportaj sonrası bu yılın en ‘in’ mekanı olan Maxim’s’de aldık soluğu. Dünya mutfağının eşsiz lezzetlerinin sunulduğu mekan son derece şık. Pazar günleri brunch var. Akşamları saat 17.00-19.00 arası ‘bir içki sizden ikincisi bizden’ uygulaması yapılıyor. Vizyon filmleri de Maxim’s’in keyifli önerileri arasında. Fiyatlar çok normal. Bir daha gidişimde kesin yemek yiyeceğim. Müdür Erdoğan Sevindik, şef Metin Yalçın, başaşçı Halil Yakar, halkla ilişkiler sorumlusu Bahar Yıldız ve müessese sahibi
Ülkü Venedik’e söz verdim.
Maxim’s’i mutlaka görün.
Telefon numarası (0242) 244 20 67.

Antalya’nın Laila, Reina ve Hammam’ı, kale içinde yer alan Ally. Bu yıl işletme el değiştirmiş. Bir sürü de değişiklik yapmışlar. Hafta sonları neredeyse kapılar kırılacak ama hafta arası işler ne yazık ki nanay. Marina Restaurant, Hooter, Nox, Fashion, Diva, Alem ve Ally’s Hotel olmak üzere 6 bar,
1 restoran ve 1 otel var Club Ally’nin bünyesinde. O gece, Yunan mitolojisinde ‘gecenin şahsiyeti’ anlamına gelen Nox’da oturduk. Ortaklar Ahmet Eken, Serkan Tuzcu ve Mithat Berberoğlu işlerine çok düşkün, gencecik işletmeciler. Basın ve halkla ilişkiler Necla Berker’de. Birbirinden güzel Rus, Moldovyalı ve Çek kızları özel gösteriler yapıyorlar. Telefon numarası (0242) 244 43 38. Ardından Antalya’ya büyük bir hava getiren, Beach Park’ın içinde yer alan ve Birol’un çıktığı Garden Live’e gittik. Beach Park’ı başka zaman anlatacağım, çünkü burası başlı başına bir olay. Sosyetenin ünlü mimarlarından Eren Talu konuşturmuş, eline sağlık. O gece Garden Live’de sevgili Işın Karaca da vardı. Birol ve Işın sayesinde vaktin nasıl geçtiğini anlamadık. Tıklım tıklımdı. Ama hemen belirteyim, mekan çok hoş olmasına rağmen servis kötü. Buranın işletmeciliğini eski manken, yeni oyuncu Aylin Arasıl yapıyor. Aylin, İstanbul’da da bu işi sürdürecekmiş. Garden Live’in telefon numarası (0242) 237 77 81. Finali Ankara’dan gelen ve Escobar’da sahneye çıkan Tunç ile yaptık. Escobar’ın sahipleri Ümit ve Yeşim Doğan. Yeşim’in, Aslı adlı çok şık bir de butiği var. Burada sahneye çıkan
Tunç tam bir şovmen. Sesi güzel, esprileri ise insanları gülmekten kırıp geçiriyor. Escobar’ın bir özelliği programının 04.00’de başlayıp sabaha kadar sürmesi. Telefon numarası
(0242) 248 66 12. Evet efendim, bir başka Antalya macerasında buluşmak üzere... Yine güzel günler sizin, artanlar benim olsun. Hoş kalın, hep mutlu yaşayın.

Yazara e-mail: