Başak Demiriz

Başak Demiriz

basak.demiriz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yoğun tempoda çalışan insanlar işte yaşanacak sorunlar yüzünden tatile çıkmak istemeyebilir. ‘Tükenmişlik sendromu’na yakalanan bu kişiler, bedenlerinin ve ruhlarının molaya ihtiyacı olduğunu unutmamalı
Danışan: Tatile çıkmak istemiyorum. Bu çok mu garip bir şey Allah aşkına? Eşim beni yedi bitirdi: “Sen ne biçim adamsın, tatile çıkmak istemeyen insan olur mu?” diye. En sonunda da beni size yolladı.
Dr. Başak: Tatilden zevk almıyor musunuz, yoksa işleriniz mi çok yoğun?
Danışan: İkisi de. İşlerim her zaman çok yoğun. Hadi biraz bıraktım diyelim, aklım işte kalacak, hem kendimi hem de etrafımdakileri rahatsız edeceğim.
Dr. Başak: En son ne zaman tatil yapmıştınız?
Danışan: En son iki sene önce bir haftalığına güneye gitmiştik. Doğrusunu söylemek gerekirse burnumdan gelmişti. İştekiler bir gün rahat bırakmadı. Ben zaten rahat bir adam değilim ki... Onlar aradıkça iyice huzurum kaçtı. Gittiğimiz yer bir şeye benzemiyordu zaten. Yani hem param boşuna gitti hem de işlerden uzak kaldık.
Dr. Başak: Tatili neredeyse bir sorun gibi anlattınız. Aslında haklı olduğunuz noktalar da var. Tatil ‘hafiflemeyi’ çağrıştırdığı halde, hiç de hafife alınacak bir durum değil. Ciddi bir ön hazırlık gerekebilir.

TATiL PSiKOLOJiSi
Danışan: Gerekiyor, “Nereye gidilecek?”, “Ne kadar para harcanacak?”, “İşler kime bırakılacak?”, “Gittiğimiz yer neye benzeyecek?”, “Yemekleri temiz olacak mı?”, daha tatile çıkmadan geriliyorum.
Dr. Başak: Tatil hakkında bu kadar olumsuz düşünürken dinlenmeniz pek mümkün olamaz doğal olarak. Geçmiş tatillerinizde belli ki birçok olumsuzluklar yaşamışsınız ama unutmayın ki yoğun bir şekilde çalışan bedenimizin ve ruhumuzun molaya ihtiyacı vardır. Uzun süre mola veremeyen kişilerde ‘tükenmişlik sendromu’ görülebilir. Aşırı yoğun çalışan insanlar, hayatın yoğun talepleri karşısında kişisel kaynaklarının sona dayandığını hisseder ve ümitsizliğe kapılır. Bu durum, insanın enerjisini tüketir. New York Eyalet Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada beş yıl boyunca hiç tatil yapmamış bir kişinin kalp krizi geçirme riskinin her yıl en az bir hafta tatil yapanlara göre yüzde 30 daha fazla olduğu bulunmuş. Ayrıca bu oran, kişinin tatil yapmadığı her yıl artıyor.
Danışan: Doğrudur. Zaten o nedenle size gelmeyi kabul ettim. Hem tatil öncesinde hem de tatil sırasında yaşadığım gerginlikten kurtulmam lazım.
Dr. Başak: Kaygılı insanlar tatillerde genellikle daha zor dinlenirler çünkü hep bir sonraki adımı düşünmeye meğillidirler. İşin kötüsü bir sonraki adımla ilgili olumsuz çıkarımlar yaparlar. İç sesleri, “Ya şöyle olursa, ya böyle olursa” şeklinde başlayan cümlelerle doludur. Sadece tatil moduna geçebilmek için değil kaygıyı azaltabilmek için bu iç seslerle baş etmeyi öğrenebilmek gerekir. Bunun için tatille ilgili düşünce ve duygularınıza biraz daha odaklanalım. Aklınızdan tatil fikri geçtiğinde ne diyorsunuz kendi kendinize?
Danışan: “Yine dinlenemeyeceğim”, “Sıkılacağım”, “İşte yapılacak bin tane şey varken ben öyle boş boş oturup güneşin altında kavrulamam bütün gün”.
Dr. Başak: Dinlenme ihtiyacınızı nasıl gidermeyi tercih edersiniz?
Danışan: Değişik aktiviteler yapmak isterim. Ne bileyim, etrafı gezmek, su sporları yapmak.
Dr. Başak: Bunları yapmak için engeliniz var mı?
Danışan: Yok ama biraz fazla eğlensem suçluluk duygusu yaşamaya başlıyorum.
Dr. Başak: Öyleyse iç sesleriniz burada da sizi rahat bırakmıyor. Neler diyorlar?
Danışan: “İşleri ihmal ediyorsun”, “Ya bir aksilik olursa”, “Kesin bir yanlış yaparlar.”
Dr. Başak: Bu iç seslerimiz veya düşüncelerimiz tatilimizi zehir edebilir, o yüzden bu düşüncelerle baş etmeyi öğrenmemiz gerekecek. Önce bunları bir kağıda yazalım. Farkındaysanız çoğu, ‘kaygı’ dolu cümleler ve bunlarla baş etmenin en etkili yöntemi, gerçekliğini araştırabilmek için bazı sorular sormaktır. Bunlara ‘Sokratik Sorular’ diyebiliriz. Diyelim içinizden “İştekiler kesin bir yanlış yaparlar” geçti, şimdi bu cümlenin gerçekliğini araştırmak için soracağım sorulara olabildiğince nesnel cevaplar vermenizi isteyeceğim.
Danışan: Peki. Sorun bakalım.
Dr. Başak: Siz tatildeyken bir yanlış olacağına dair kanıtınız var mı?
Danışan: Yok tabii. İlla yanlış yapacaklar demiyorum. Olabilir diyorum.
Dr. Başak: Doğru, olasılık her zaman var ama farkındaysanız çoğu zaman olabilirden biraz daha güçlü bir inancınız var. Peki, bu her zaman için doğru mu? Siz her zaman tatildeyken yanlış yapılıyor mu?
Danışan: Yok hiç olmadı çok şükür.
Dr. Başak: Diyelim yanlış yaptılar. En kötü ihtimalle ne olabilir?
Danışan: Dünyanın sonu olmaz elbette. Yanlış yaparlarsa panik olurlar, beni ararlar, düzeltmeye çalışırlar.
Dr. Başak: Siz o durumda ne yaparsınız?
Danışan: Düzeltmeleri için beklerim.
Dr. Başak: Bu en son ne zaman oldu veya yılda kaç kere yanlış yapıyorlar?
Danışan: Neyseki çok olmuyor. Yılda 1-2 kere olabilir.
Dr. Başak: Öyleyse siz tatildeyken de olma ihtimali çok yüksek değil. Peki, resmin bütününe baktığınızda ne görüyorsunuz?
Danışan: Elemanlarım pek yanlış yapmıyorlar, yaparlarsa da düzeltebiliyorlar ama umarım yapmazlar.
Dr. Başak: Bu son cümleyi söylediğinizde tamamen objektif miydiniz?
Danışan: Olmaya çalıştım.
Dr. Başak: ‘İşyerinizde ortaya çıkabilecek bir yanlış’ konusunda şu an ne kadar kaygılanıyorsunuz?
Danışan: İlk söylediğim kadar değil, galiba heyecandan, endişeden, evhamdan bazen abartılı düşünebiliyor insan.
Dr. Başak: İç seslerimizle nasıl baş edebileceğimiz konusunda çalışmaya devam edeceğiz ama bir de ‘dış sesler’le nasıl baş ediyorsunuz öğrenmek istiyorum.
Danışan: Onlar da rahat bırakmıyor. Biraz önce de söylediğim gibi, eşim bir yandan, oğlum bir yandan, iştekiler bir yandan.
Dr. Başak: Ailenizle tatile çıkmadan önce hepsiyle konuşarak, kendinize zaman ayırmaya ihtiyacınız olduğunu anlatabilirsiniz. Gerekirse iş bölümü yaparak boş bırakmak istediğiniz saatleri onlara bildirin ki, kimse ihtiyaçlarından vazgeçmek veya fedakarlık yapmak zorunda kalmasın, herkes dinlenebilsin. Kendinize ayırdığınız zaman tamamen sizin olmalı. İş yerinizdekilerle de tüm gün irtibat halinde olmayın. Mutlaka mesajlarınıza cevap vermeniz veya günlük iş akışını takip etmeniz gerekiyorsa, tüm gününüzü buna ayırmayın. Kendinize her gün belli saatler verin, örneğin bu güneşin en yoğun olduğu, kapalı bir yerde olmayı tercih ettiğiniz saatler olabilir. Bu vakti işyerinizdekilere bildirip “Sadece öğlen 12-13 arası mesajlarıma bakacağım” deyin. Böylece hem aklınız işlerinizde kalmaz hem de tüm gününüzü işe adamamış olursunuz.
Danışan: Umarım bu yöntemlerle daha dinlenebileceğim bir tatil geçirebilirim.