Cadde'nin Patisi

Cadde'nin Patisi

itir.ilgaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Onlar kardeş. Başka evlerde, başka kedilerle büyüdüler. İki yıl sonra karşılaştılar. Tiplerinin benzediğini biliyordum ama aynı acayiplikleri yapmaları, inanılmaz

SİMBA’YLA ŞEKER

2011 kışı sert geçmişti hatırlarsanız. Şubat ayında bahçede hamile bir kedi peydah oldu. Şahane bir tekir. Karnı şiş. Belli ki doğuma az kalmış. Önce birkaç akşam, diğerlerini beslerken gördüm. Sonra apartman kapısında beklemeye başladı. Derken içeri kim girse peşinden apartmana girmeye başladı. Dışarısı buz gibi. Hem ısınmak istiyor hem de doğuracak yer arıyor. (Ben ne kadar içim acısa da apartmana girmelerine izin vermem. Çünkü illa ki şikayet olur, insanlar itip kakar, tekmeler vs. Olan hayvana olur)
Her neyse... Baktık olacak gibi değil, zaten o havada doğan yavrunun yaşama ihtimali yok. Hayvanı yakaladığımız gibi Pıtış’a (evdekilerin doktoru) götürdük. Tekir kız, 9 Mart 2011’de dört yavru doğurdu. İkisi gri, ikisi kendi gibi tekir. İkisi erkek, ikisi dişi. Ailecek iki ay orada kaldılar. Tekir yavrulardan biri sahip buldu. Grileri bir aile dostumuz aldı. Anneyi kısırlaştırıp sokağa bıraktık. Simba bize kaldı.
Simba şimdi kocaman, ama gerçekten kocaman bir kedi. Ancak tuhaf huyları var. Cüssesine göre çok ürkek mesela. Gündüzleri yatak örtüsünün altına girip akşama kadar orada uyuyor. Bütün kediler musluktan su içmeyi sever. Simba akan suya elini sokup, suyu elinden içiyor. Tastan içerken de ellerini (patilerini yani) içine daldırıyor.
Dedim ya griler bir aile dostumuza gitti diye. Ne yazık ki biri hastalanıp öldü. Sağ kalan Şeker, annesi yurt dışına gittiği için iki haftalığına bize misafirliğe geldi. İki kardeş birbirini görünce öyle bir kucaklaşma, kavuşma, kaynaşma falan yaşandı sanmayın. Bilakis her karşılamalarında homurdanıp, tısladılar ve birbirlerine tükürdüler.
Şeker, Simba’nın aynısı. Sadece rengi değişik. (Resimde de görebilirsiniz) Dişi olmasına rağmen o da kocaman. Asıl ilginç olan iki kardeşin davranışlarındaki benzerlikler. Simba’nın tüm tuhaflıkları Şeker’de de var. Su içmesinden ürkekliğine, örtü altında yatmasına kadar... Hatta o da Simba gibi, hangi yanağı okşanırsa o tarafa deviriyor kendini.
Oysa birlikte büyümediler, birbirlerini hiç görmediler. Renk, desen, vücut yapısının benzemesi doğal tabii. Ama huyların, hayvanlarda da benzediğini görmek beni çok şaşırttı. Ki özellikle kediler konusunda her haltı bildiğimi iddia ederim. Ayrı büyüyüp aynı şeyleri yapan ikizler gibiler. Genetik gerçekten enteresan bir şey...

Haberin Devamı

KAŞ YUNUS PARKI’NA RUHSAT YOK!

Haberin Devamı

Evet yok! Ne şahane haber değil mi? STK’ların mücadelesi işe yaradı ve Kaş Belediye Başkanı Abdullah Gültekin, “Kesinlikle ruhsat vermeyeceğiz” dedi. Zaten geçen yıl da tesis, ruhsatsız çalıştırıldığı için mühürlenmişti. İnşallah hiç bir zaman da açılamayacak. (Sadece yunusların beslenmesi için kısmi geçiş izni var) Diğer yunus parklarının da aynı akıbete uğraması için duacıyım.
Zaten aslında yunus gösteri merkezleri yasaya aykırı. Çünkü gösteri merkezlerinde kullanılan şişe burunlu yunuslar (Tursiops truncatus), Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler (Bern, CITES ve Barcelona Sözleşmeleri) ve ulusal mevzuat (5199 Hayvanları Koruma Kanunu Madde 4) kapsamında ‘sıkı korunan’ yaban hayvanlarından. Bu mevzuata göre yaban hayvanları doğal ortamlarından koparılıp alıkonamaz ve ticaretleri yasak. Yani aslında Kaş Belediye Başkanı olması gerekeni yaptı. Bu arada tesisin kira kontratı Ocak 2014’te sona erecek. Tesis yetkililerinin, bu tarihe kadar yunusların akıbetiyle ilgili karar almaları gerekiyor. Umarım özgürlüklerine kavuştuklarını da göreceğiz.