Cadde ‘Çizim yapmak meditasyon gibi'

‘Çizim yapmak meditasyon gibi'

03.01.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:

İlk sergisi ‘Keşif’in heyecanını yaşayan Hazar Motan, “Çizim yapmak meditasyon gibi. Oyunculukta ise olmadığım birine dönüşmek iyi geliyor” dedi.

‘Çizim yapmak meditasyon gibi

‘Kırgın Çiçekler’ dizisiyle tanıdığımız Hazar Motan, şu sıralar bir yeteneğiyle daha adından söz ettiriyor. Sekiz senedir çizim yapan oyuncu, çalışmalarının bir kısmını ‘Keşif’ sergisinde görücüye çıkardı. Motan’la resim merakını, Ankara’dan İstanbul’a uzanan öyküsünü ve hayallerini konuştuk.
‘Keşif’ sergisiyle başlayalım. Tepkiler nasıldı?
Çok güzeldi. Tedirgin ve paniktim ama güzel yorumlar aldım. O yüzden bırakmayacağım bu işi. Bir yandan oyunculuk, bir yandan da resme devam edeceğim.

‘Çizim yapmak meditasyon gibi
Kaç çalışma sergilediniz?
19 büyük tuval vardı. A4’e yaptığım 40 ayrı çalışma... Hepsini koymak istemedim, küçük bir başlangıç oldu.
Resim merakınız nasıl başladı?
Sekiz senedir yapıyorum. Çöp adam çizerek başladım, emek verdikçe gelişti... Suluboya çalışmalar, akrilik boya derken büyük tuvallere başladım. Kendi başıma, yapa yapa öğrendim. Çok keyif alıyorum. Evde telefonumu sessize alıyorum, müziğimi açıyorum ve sekiz saat başından kalkmadan çizim yaptığım oluyor. Meditasyon gibi, zaman akıp geçiyor. Hayalim, bir atölyemin olması.
“Çizim yapmak meditasyon gibi” dediniz, oyunculuk sizin için ne ifade ediyor?
Biraz içine kapanık bir insanım. Oyunculukta da olmadığım birine dönüşebilmek, farklı şeyler yaratmak çok iyi geliyor. Onun da farklı bir psikolojisi var.
‘Kırgın Çiçekler’in ardından ‘Can Kırıkları’nda rol aldınız. Dizinin erken final yapması sizi nasıl etkiledi?
Yapacak bir şey yok, sonuçta bir sürü iş bitiyor maalesef... Annem yönetmen, babam da sektörün içerisinde olduğu için hep farkındalığım vardı. ‘Can Kırıkları’ bittiğinde de “Sağlık olsun” dedim.
Ekrana ara verdiğiniz sürede neler yaptınız?
Sergiyle uğraştım. Hazırlık aşaması, bayağı sürdü. Daha önce hiç sergi açmadığım için tam bir ‘keşif’ yolculuğuydu. Bireysel huzurumu keşfetmemi sağladı. Uzun süre sonra ilk defa, ayaklarımın üzerinde durduğumu hissettim.

‘Kırgın Çiçekler’ büyük tecrübe kazandırdı’
Ankara’dan İstanbul’a uzanan serüveninizden bahseder misiniz?
Bilkent Üniversitesi’nde İletişim Tasarımı okudum. Bir yandan da hep oyunculuk istiyordum. Annem, “Diplomanı al, öyle gidersin İstanbul’a” dedi. Mezun olduktan sonra, Ankara’da bir tiyatro okuluna gittim, kendimi görmek istedim. İstanbul’a bir proje için geldim ama dördüncü bölümde kalktı. ‘Kırgın Çiçekler’le birlikte hayatım düzene oturdu diyebilirim. ‘Kırgın Çiçekler’in hayatınızdaki yeri nedir?
Yeni bir sayfaydı. Çok güzel dostluklar kurdum. Kızlarla kardeş gibi olduk. Oyunculukla alakalı da çok büyük tecrübe kazandırdı.
Diziyle birlikte hayran kitleniz de arttı...
Onları çok seviyorum. Hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. İş bitti, hâlâ beni destekliyorlar.

‘Çizim yapmak meditasyon gibi
‘Yönetmen olma hayalim var’?
Ekrana dönmek için nasıl bir proje bekliyorsunuz?
Birkaç görüşme yaptım, inşallah güzel bir şey olur.
Oyunculuk eğitimine devam ediyor musunuz?
Bahar Kerimoğlu’yla çalışıyorum. Normalde özel ders alıyordum, şimdi grup derslere başladım.
İletişim tasarımı üzerine bir şey yapmak ister misiniz?
İsterim. Arkadaşlarım da gözümün iyi olduğunu söylüyor. Yönetmen olmak gibi bir hayalim var ama çok ileride...