Cadde Evlilik rolünde sıkışıp kalamam

Evlilik rolünde sıkışıp kalamam

05.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Oyunculuk için yaratıldıÇını söyleyen Şebnem Dönmez konu özel hayatındaki rollere gelince "Evlilik 'Ben bu role sıkışıp kalmak istiyorum' demek. Tekrar evlenir miyim bilmiyorum. Ama bu rol içerisinde sıkışıp kalmayacaÇım birisiyle belki" diyor

Evlilik rolünde sıkışıp kalamam

Dolayısıyla, "yaşam amacının ne olduÇu" sorusu onu şaşırtmıyor. Yanıtı gayet net: "Kendini bil, dünyayı bil... Asıl yaşam amacım kendimi tanımak. CanlandırdıÇım karakterler kendimi tanıma yolculuÇuna çıkmamı saÇlıyor. Rolüm üzerinden kendime dönüyorum...""Oyunculuk için yaratılmışım" dediÇinde hak veriyorsunuz. Önümüzdeki hafta Beşiktaş Kültür Merkezi'nde "Oyunun Oyunu" isimli gösteri ile tiyatro sahnesine çıkacak Şebnem Dönmez. Bir yandan, "Herşeyi Bilmek Gerekmiyor" programının sunuculuÇunu yapıyor, diÇer yandan Eşref Saati'nde rol alıyor. Son birkaç yıldır derinden geliyor, dikkatli izlemek lazım... 16 yaşında ünlü, milyonlarca kişinin "sabah şekeri" oldu. İstese çok para kazanabilecek, çok projede yer alabilecekken farklı arayışlara girdi. Üniversite diploması bile yokken oyunculuk mastırına, herkesin sevgilisiyken riskli projelere, magazine bol bol malzeme verebilecekken kapalı kutu bir evliliÇe imza attı. Kendini tanımak için bir iç dünyası yolculuÇu gerçekleştirdi. Ooo, hikâye 1974'te başlar... Annem ev hanımı, babam oto tamircisi. 70'li yıllarda furyaya kapılıp Almanya'nın Salzgitter kasabasına işçi olarak gidiyorlar. Annem Almanya'ya gider gitmez kazayla bana hamile kalıyor. Hiç çocuk falan düşündükleri bir dönem deÇil, amaç para biriktirmek. Bu hikâye bana hep böyle anlatıldı, "hiç istemedik ama kucaÇımıza alınca seni çok sevdik"... BildiÇimiz hikâye, 16 yaşında yüz güzeli seçilmenizle başlıyor. Peki ya öncesi? Annem çalışmaya başlıyor ben doÇunca ve Alman bir bakıcıya veriyorlar beni. Bakıcı bana âşık oluyor ve beni almak istiyor. Annem "Yavrumu vermem" diye feryat ediyor. Zaten sıla hasreti hastalıÇına yakalanıyor, ben altı aylıkken dayanamayıp geri dönüyorlar. Sanki beni doÇurmak için gidilmiş gibi. Nasıl geçiyor Almanya günleri? Babam, Yugoslav göçmeni, 9 yaşında Kalkandelen köyünden geliyorlar İstanbul'a. Orada zamanları iyi geçmiyor ve İstanbul'a gelince, bir daha geri dönmeyecekleri için Soyadı Kanunu çıkar çıkmaz "Dönmez olsun" diyorlar. Anne tarafım iseKaradenizli . Daha eskisi? Mesela Dönmez soyadı nereden geliyor? ÇocukluÇun ilk yılları Eyüp'teydik. Yugoslav göçmeni çok aile vardır orada. Amcamlar hâlâ orada. Sonra Merter. Ahmet Merter İlkokulu'nda bitirdim. Uzun yıllar oradaydık, dedemler hala orada. Çocuklukla ilgili hatırladıÇım spesifik şey, dışa dönüklük ve baba-kız aşkı. ÇocukluÇunuz nasıl geçti? Çok parlak. Çok çalışkan. Başarma hissim o zamanda da varmış. Ben erkek kardeşler içerisinde dersleri iyi olan ve sivrilen kız çocuÇuydum. Ortanca olmanın uyuzluÇu da var. Büyükle kavga edersin "O büyük", küçükle kavga edersin "O küçük", hepsiyle bir kavga edersin "Sen kızsın, onlar erkek" derler. Nasıl bir öÇrencilik? Avukatlık. Çocukluk hayaliniz neydi? Ne bileyim? Herhalde 14-15 yaşında avukatlıktan vazgeçmiş olmalıyım. Her şey çok hızlı gelişti. Bana bakıldıÇında, üniversite okuyacak, bilim kadını olacaktım. Zeki bir çocuktum. Hey Girl Dergisi her ay yüz güzeli seçiyordu. Annemle "fotoÇraf yollayalım" diye karar verdik. Peki, avukatlık hayali, 16 yaşında bir genç kızı "yüz güzeli yarışması"na nasıl götürür? Zaten küçüklükten beri belli yeteneklerim öne çıkmıştı. Dans eder, şarkı söylerdim. Derslerim de çok iyiydi. Nereye çeksen oraya gider bir durumum vardı bence. O yarışmada ne oldu, bilim kadını olacak kız gitti, yerine kim geldi? Şehremini Lisesi'nde lise iki öÇrencisiydim ünlü olduÇumda. Bu olay benim hayatımın tam ortasına düştü. Bu aslında korkunç bir şey. Ucuz kurtulmuşum. Allah'tan yanımda ailem vardı, hiç yolumdan şaşmadım. Annem yıllarca her iş görüşmesine benimle geldi. Hayatınızı nasıl etkiledi genç yaşta şöhret? Evet, çok kötü şeyler söylemek geliyor içimden ama söylemeyeceÇim. Amerika'daki Dream Girl Yarışması'na katılmak için beni seçtiler. Amerika'da 21 yaş sınırı var, yarışma da "Takvim Kızı" seçimi içinmiş. Neyse, kanunlara uygun olmadıÇı için "Sen git, gez" dediler. Sonrasını biliyorsunuz zaten; Sabah Şekerleri... Ama liseyi zor bitirdim. Sonra bir Amerika macerası? Olaylar çok hızlı gelişti. Ben 16 yaşında yüz güzeli oldum ve hooop diye gösteri dünyasının içerisine çekildim. Tersini yaşasaydım ve akademik kariyer isteseydim, o zaman orada bir derinleşme yaşardım. Kendimi bilim kadını olarak da hayal ediyorum, bir kapasite var açıkçası. Üniversiteye gitmemek, bilim kadını olamamak içinizde ukde kaldı mı? Derdi olmayan sanatçı deÇildir. Hâlâ derdim var, derdim bitmedi. Arayış içerisindeydim. Gelişme arzum var. Ben büyük açlık içerisindeydim. Misafir olarak katıldım bu eÇitime çünkü diplomam yok. Beni büyük ölçüde doyurdu. Bende fark yarattı. 'Hacivat ve Karagöz'deki oyunculuÇum da fark edilebilir. Türkiye'de hem savaşacak, hem ata binecek, hem iyi oynayacak oyuncu sayısı çok fazla deÇil. Bu anlamda ben iyi iş başardım. Sonuçta oyunculuk çok insiyaki (içgüdüsel) birşey. Çocuk yetiştirmek gibi. DoÇurmadan ne yapacaÇınızı bilemezsiniz. Bir yetenekle ancak var olabilir. Ama oraya çok verdim kendimi ve bu emekten sonra karşılıÇını alırsın. Sahne üzerinde Haluk Bilginer ile çok yoÇun çalışmalar yaptım. Siz Bahçeşehir Üniversitesi'nde oyunculuk mastırına da katıldınız. O dönem her şeyden elinizi eteÇinizi de çektiniz. Neden? Ne derdiniz vardı? Televizyonda yaşanan yozlaşmayla ilgili bir başlangıcım var. Cumartesi Gecesi Ateşi diye bir şey yaptım, yeni bir denemeyken reyting yüzünden yayından kaldırıldı. Çünkü karşımda Hülya Avşar Show başladı. Konuklara sorulan sorular arasında ciddi bir seviye farkı vardı. Ben o tür soruları soramazdım. Arada çok ciddi bir kariyer ve yol alma farkı var biliyorum ama bu soruları Halit Kıvanç da sormazdı. Ben kendime bir yer bulamadım ve kendimi dışarı attım. Peki sizi bu arayışa iten ne? Benim oyunculuktan duyduÇum mutluluk, dünya üzerinde çok insanın yaşayacaÇı bir şans deÇil. Oyunculuk için yaratılmışım, diyebilirim. Her seferinde bir araştırma, yeni bir dünya keşfi. Oyunculukta zeka, bilgi, kültür önemli ama bedensel araştırma da çok hoşuma gidiyor. Sizce doÇru mesleÇi mi icra ediyorsunuz? Hayır tabii. Bu konuda tatmin oluyor gibi mi gözüküyorum? DeÇilim tabi. YaptıÇınız işlere baktıÇınızda oyunculuÇunuzdan, kendinizden memnun kalıyor musunuz? Normal orta halli bir aileden çıkmış bir kız olarak, ülkece tanınan bir insan haline gelmişim. Bununla mutluyum. O yüzden iyi oyuncu olmaya hedeflenmiş durumdayım. Oyunculuk hayaliniz ne peki? Roller meselesi çok kötü. Evlilik de, "Ben bu role sıkışıp kalmak istiyorum" demek. Yarın ne hissedeceÇini bilmeden "Ömür boyu seni seveceÇim" demek. Bir yalan. Aşk bitiyor ve bir dostluk başlıyor. Yani evlilik, bir dönüştürme hikâyesi. Bu dönüşümü birlikte yapabiliyorsan, çok romantik bir şey. Yönetmen Ezel Akay'dan yeni boşandınız. Evlilik nasıl bir kurum? Sizce? BoşandıÇıma göre? Evlilik üzerine fikirlerim budur. Tekrar evlenir miyim bilmiyorum. Ama bu rol içerisinde sıkışıp kalmayacaÇım birisiyle belki. Belki hiçbir zaman. Yalnızlıktan çok zevk alıyorum çünkü. Siz bu dönüşümü yapamadınız mı? Aidiyet meselesini sevmiyorum. Birisine âşık olunca, o kişi sana ait sanıyorsun. Kimse kimsenin malı deÇil, bu büyük bir haksızlık. Aşk? ARTI EKSİ Geçmiş bir çöptür. Gelecek de öyle. Aslolan bugündür. Bugünkü Şebnem, öÇrenmenin çok deÇerli olduÇunun farkında. Farkındalık hissiyatı. Kendimle ilgili yeni şeyler keşfetme ihtiyacı içerisindeyim. Sabah Şekerleri üzerinize yapıştı mı? Yoksa, geçti gitti mi? Hiç alakası yok, benim kolitim yok. Hindistan'a gitmem saÇlık nedeniyle deÇil, bir arayışın parçasıydı. Kolitiniz vardı, Hindistan'a tedaviye gidiyordunuz. Şimdi nasılsınız? Kendimi enseden topuz yapmış, kulaklarında inci küpelerle görüyorum. İki çocuÇum var ve şahane filmler çeviriyorum. 10 yıl sonra, 43 yaşındasınız, gözlerinizi kapatın, hayal edin kendinizi. Bu konuda kendimi yetiştirdim. Ama kıskancım. En son Fatih Akın'ın filminde Nurgül'ün oynadıÇı rol için "Ben çok iyi olurdum" demiştim. Ama Nurgül harikaydı. Kıskanç mısınız? Perihan MaÇden'in "Biz kimden kaçıyorduk anne" kitabını çok sevdim. Bir gün filme çekilirse anneyi oynamak isterim. Hayalinizdeki rol? Evet, vücudumu beÇeniyorum. Kendinizi güzel buluyor musunuz? "Everything but the girl" grubunun solisti Tracy Thorn, Massive Atack, Björk, Şebnem Ferah, Madonna ve Sezen Aksu hayranı. En sevdiÇi yazar Tom Robbins, en sevdiÇi yönetmen Ang Lee, Zhang Yimou, ÇaÇan Irmak, Reha Erdem, Yavuz Turgul, Fatih Akın. Kendini en çok dört nala giden bir atın üzerindeyken özgür hissediyor. YıkıldıÇı an, 2001'de. Babasını kaybettiÇinde...