Gülay Afşar

Gülay Afşar

gulay.afsar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nuri Bilge Ceylan filmlerini izlemenin, seyircilik müessesi için bir mertebe olduğunu sorgusuz, sualsiz kabul ederdim. Ama kendi adıma, onun bir eserini bu denli seveceğimi hiç düşünmezdim.
‘Ahlat Ağacı’nda kendi hayatımdan izler, yaşamım boyunca sorguladığım meselelere dokunan cümleler ve bana çok tanıdık gelen duygu hallerimizi izledim. Yani ilk kez bir Ceylan filmi bana bu kadar yakın ve sıcak geldi. Üç saat sekiz dakika süresince seyrettiğim eseri, elimden bırakmak istemediğim bir romanı tek solukta baştan sona okumak gibiydi.
Bu kez hikaye Ceylan‘ın kendi memleketinden, Çanakkale’nin
Çan ilçesinde yaşayan bir öğretmenin öyküsü...

Haberin Devamı

ŞEKİLSİZ, UYUMSUZ, YALNIZ

Baba-oğul ilişkisi

Senaryoyu kaleme aldıkları Akın Aksu’nun babasının hayatından yola çıkılmış, baba-oğul ilişkisi yönetmenin tercihiyle oğlunun gözünden anlatılmış.
Hikaye, Doğu Demirkol‘un hayat verdiği Sinan karakterinin, şehir dışında üniversite okuduktan sonra memleketine, evine dönmesiyle başlıyor. Sonrasında adım adım çözümleniyor baba-oğul arasındaki sancılı ilişki. İkilinin uyumsuzluğunun, şekilsizliğinin ve yalnızlığının gerekçelerini, o bölgede yetişen ahlat ağacının köklerine ulaşmak gibi, her adımda biraz daha iyi anlıyor seyirci. Bir yanıyla tüm o uyumsuzluğun içinde bir uzlaşmaya varmak gibi, serinliyor izleyenin yüreği.
Doğrudur, yine derinlikli diyaloglarla, hayatın tüm alanlarına dair sorgulamalarla ve inceden inceye felsefi yaklaşımlarla bezeli bir Nuri Bilge Ceylan filminden söz ediyoruz. Ama, bu kez bir fark var; ‘Ahlat Ağacı’nın anlatımı bize uzak gelmiyor, üstten bakmıyor ve kısır entelektüel tartışmalara boğmuyor. Filmdeki bir replikte de dendiği gibi, ‘Halktan kopuk’ kalmıyor. Elbette, tam bu noktada, Demirkol ve Murat Cemcir başta olmak üzere, oyunculukların gerçekliğinin payı da inkar edilemiyor.
Güzel haber; Türkiye’de film çok doğru bir zamanlamayla, hemen Cannes’daki gösteriminin ardından bugün vizyona giriyor. Üstelik
197 salonda birden...
Daha önce 100 kopyayla çıkan ‘Kış Uykusu’nun 300 bin seyirciye ulaştığı düşünülecek olursa, 200 kopyayla ‘Ahlat Ağacı’nın ülkemizdeki ‘arthouse‘ filmler adına bir rekora imza atması, sürpriz yaratmayabilir.