Hakan Taşıyan'dan Eda Modoğlu'na 'sevgilim ol'
Keops'da Cenk rüzgarı, Şamdan her zaman 'in', Etiler'in kralı Arto, Koru ve Aşk Cafe, reflü denilen b.., Radyo D farkı, Pera Pera Jazz, Ravioli haftasına buyrun
Herşeyin başı sağlık. Aslında eşşek gibiyim Allah'a hamdolsun, ama tabir -i caiz ise hafif kafadan bir sakatlığım var. Sevgili Yayın Yönetmenim Rıfat'ım teşhisini çoktan koydu; ayda bir kez sağımı, solumu doktora göstermezsem içim rahat etmiyormuş. Belki de haklı, ama bu kez 'reflü' denilen harbiden b..tan rahatsızlık belimi büküyor. Çağımızın hastalığıymış ve pek çok insan farkında olmadan bu rahatsızlığı çekiyormuş. Efendim, konusu şu: Normalde, gıdaların
yemek borusundan mideye geçmesinden sonra yemek borusuna geri gelmemeleri gerekiyor. Mideden yemek borusuna uzanan kaçak, sadece yemek borusunun alt kısmında olduğu zaman 'gastro -özofageal reflü', gırtlak seviyesine kadar olduğunda ise 'larengo -farengeal reflü' adı veriliyor. Bende ne yazık ki ikisi de var. Bugüne değin hiç ciddiye almamıştım, ama baktım ki uyurken midemde yanma, yutkunma güçlüğü, müzmin öksürük başgösteriyor, bu işin iki uzmanı, Dr. İsmail Koçak ve benim psikoloğum, asıl mesleği genel cerrah olan Mehmet Tekinel'e gittim. Şimdilerde sıkı kontrol altındayım, acaip de diyet yapmam gerekiyor. Alkol, sigara, gece hayatı, sütlü tatlılar, yoğurt, turunçgiller, tarçın, sarmısak, soğan, acılı yiyecekler, kısacası benim sevdiğim herşey yassak arkadaş. Kolitten sonra bir de bununla uğraşacağım. Ama şükürler olsun ki Mehmet ve İsmail var. Bu arada tahliller için gittiğim İstanbul Cerrahi Hastanesi'nde o gün Tıp Bayramı kutlanıyordu. Sevgili arkadaşım ve buranın ortaklarından eczacı Şelale Zarakol ile öğle yemeğini birlikte yedik. Beş yıldızlı otellerin mutfağını aratmayacak lüksteydi mönü. Salata ve tatlı açık büfe, ana yemek üç -dört çeşit, zeytinyağlılar... Kendimi Sellam'da, Şamdan'da filan sandım. Bu arada çevremde pek çok arkadaşım ekonomik kriz ya da çeşitli sorunlar nedeniyle ağır pisikotrop ilaçlar alıyorlar. İnanın ben, Mehmet sayesinde rahatım. Mehmet Tekinel gibi böyle dost ve parada gözü olmayan bir doktoru herkese öneririm.
Ravioli haftası, Keops'da Cenk farkı, Arto'nun büyüklüğü
Hastalıktan sağlıklı ve eğlenceli gecelere geçelim. Kuzey İtalya'da denizcilerin yolculuk süresince yiyecek artıklarını bozulmadan saklamak için hamurların içine gömmeleriyle keşfettikleri ravioli kuru hamurdan yapılmaz. Donmuş veya taze olarak yapılan sebzeli ve etli ravioli çeşitleri arasında benim tercihim ıspanaklısı. Genelde Papper Moon, La Risacca 6 ve Conrad Oteli'ndeki Monteverdi Ravioli yemek için favori yerlerim. Fakat bir haftadır Hyatt Regency'nin İtalyan restoranı Spasso'da 'Ravioli Haftası' var. Patateslisi, peynirlisi, taze domates ve kum midyesi sosu ile yapılan klasik Akdeniz usulü, taze kiraz, domates yahnisi ve aromalı fesleğen sosu ile keçi peynirli çeşitleri muhteşem. Rezervasyon için telefon numarası (0212) 225 70 00. Bir akşam diyeti bırakıp afiyetle yedim. Ardından da uzun süredir gidemediğim için hatır koyan, kardeşim kadar sevdiğim Cenk Eren'in çalıştığı Keops'a gittim. Zaten o gece müşterek dostumuz Serpil Ersoy'un da doğum günüydü. Keops'a zorunlu gittim ama, bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Sahibi sevgili Nida Büyükbayraktar ve ortağı sevgili Ali Sayar beni ön masaya oturtunca kalkamadım. Hızlı çapkınlardan Murat Cevahir yanımıza geldi, onun çapkınlık hikayelerini dinleyerek eğlendik. Bence, Cenk'in bu kadar iyi iş yapmasının nedeni müthiş repertuarı ve sahnedeki karizması. Herkesle tek tek ilgileniyor, eskisi gibi çenesi düşük değil. Esprileri yerinde yapıyor. 'Deli Gönlüm', 'Gönül Sayfam', 'Hatırla Beni', hele Candan Erçetin'in 'Söz Vermiştin' şarkısını çok güzel yorumluyor. Finali Yeşim Salkım'ın 'Kavanoz Dipli Dünya'sı ile yapıyor. Tabii başarısında Altan, Emrah, Erkan, Murat, Tarkan, Ertuğrul, Hidayet'ten meydana gelen tabanca gibi orkestrası ile vokalleri Görkem ve Merih'in de büyük etkisi var. Ha, bu arada oryantal Zümre'yi de unutmamak gerekir. Keops'un ardından, bana göre 'Etiler'in kralı' Arto'nun çalıştığı Nispet'e, Ali Sayar ile birlikte uğradık. Tıklım tıklımdı, kimi ararsanız oradaydı. İnanın bana Arto ölüyü bile güldürür. Kafa masada Eda Modoğlu vardı, sevgilisi Ali Sunal ile arası açılmış. Bir başka masada Hakan Taşıyan'ı gördüm. Taşıyan, sahnede Eda Modoğlu'na film ve dizi teklifi götürdü. Arto ile birlikte şakayla karışık "Benim sevgilim olur musun?" dedi. Eda yalnızca güldü. Bana göre kız popüler ve sosyetik tiplerden hoşlanıyor, Hakan Taşıyan tipi değil. Ünlü modacı Nur Yerlitaş, Cihan Doğan, Ayla Şansal hemen arkamızdaki masada oturuyorlardı. Nispet'in müdürü Birol Çakar, şefler Eyüp Akçay, İlhan Yiğit o gece pervane oldular, teşekkürler. Nispet'in sahibi, 20 yıllık arkadaşım sevgili Can
Koç ile biraz sohbet ettik. Sıraselviler'de yeni açtığı She iyi gidiyormuş. Bu arada Arto albüm çıkarıyor. Albümde bir şarkısı var ki, benim için sözleri birebir doğru. Bakın; 'Allah'ıma bin şükür / Dünyada yoktur eşim / Bu alemde kralım / Kabul edin be kardeşim'... Yaa, kabul edin kardeşim.
Şamdan'sız olmaz, övgüler ve küfürler...
Geçtiğimiz pazar Polonezköy ve Saklıköy'den söz etmiştim. İyi de etmişim, trafik tıkanmış. İşte size kanıt; Saklıköy'den Nurettin İğci beyefendi eski bir meslekdaşımız. Telefon açarak, "Şenay Hanım, ilk kez böyle bir olay yaşadık. Bugüne kadar pek çok arkadaşımız Saklıköy ile ilgili geniş haber ve röportaj yaptı. Ama sizin kadar etkili olmadılar. İnanın trafiği aksattınız" dedi. Sağolsun. Yine Kaan Mutlugil, Schlotzky's Deli restoran zinciri hakkında yazdıklarımla, 16 -25 yaş civarında geniş bir müşteri kitlesine ulaşmış ve teşekkür etmiş. Kayseri'den Mahmut Özdil ise, "İlk çıktığı günden beri Posta Gazetesi'nin tiryakisiyim. Tüm yazarlarınızı zevkle okuyor, doğru, dürüst, açıkyürekli yazılarınızdan nedeniyle de sizi kutluyorum. Geçen günkü bulmaca ekinde resminizin çıkması da beni çok memnun etti" demiş bayram tebriğinde. Bu arada bende eşiyle birlikte her zaman farklı bir yere sahip olan sevgili Savaş Kalafat, Star'daki köşe yazısında benim 'www.milliyet.com.tr.'de, yani internetteki yazılarımla ilgili, "Magazin dünyasında yayınladığı haberlerin ne kadar doğru, istihbarat kaynaklarının ne kadar güçlü olduğuna tanıklık ettiğim özel bir gazeteci var. Bu insanı hepiniz tanıyorsunuz: Şenay Düdek. Haberleri hep ölçülü, cesaret var. Ama kafası attığında lafını esirgemediğini, hedefteki insanın kirli çamaşırlarını yer, zaman ve adres vererek ortaya çıkarttığını çok iyi biliyorum. Dikkatli bir okuyucuysanız, Şenay'ın satır aralarında çok önemli detayları bulmanız mümkün. Bana göre en iyi magazincilerin ilk üç sırasını paylaşacak kadar yetenekli" diye yazmış. Sağol Savaş. Kıskançlığın, hırsın, kötülüğün 'in' olduğu çevremizde, hakkımı verdiğin için bir kez daha teşekkürler canım arkadaşım. Bu ve buna benzer her gün ortalama 10 -15 mail alıyorum. Aralarında küfreden, hakaret eden, "B.., zıkkımın kökünü ye. Ne o mahalle karıları gibi kapı kapı dolaşıp herkesin yediğini, içtiğini yazıyorsun, dedikodusunu yapıyorsun. Biraz da memleket meseleleriyle uğraş", "Bu yazdığın yerlerin reklamını yapmaktan avantan mı var?" diyenler yok mu? 15 taneden 2 tane de olsa çıkıyor tabii, ama inanın umrumda değil. Evet, bu kadar megalomanlık yeter. Keops çıkışı finali, her zaman olduğu gibi Şamdan'da yaptım. İyi de oldu. Ali Dürüst ve karısı, Hande -Serdar Kunaçav, Cihangir Önger ve karısı, Emre Ergani, Mehmet Tuna, Kaya Çilingiroğlu, Saffet Arıkan, Muzi Karaata, Fehmi Dinçer, Beti Menendiyan, Başak Sayan, Ferda Anıl Yarkın uzun süredir görmediğim isimlerdi. DJ Ayhan yine bomba gibiydi. Acaip eğlendim, masama gelen şampanyalarla da kafayı buldum. Her zaman olduğu gibi buranın demirbaşları, sevgili Hüseyin ve Ekrem'e takıldım. Kapıda Abdullah, Erol, Saim, Hikmet, Ahmet ve Dündar ile biraz lafladım. Eve geldiğimde saat 06.00'ydı. Şimdi siz, bu koşuşturma ve yaşantı içinde 'reflü'yü nasıl atlatacağımı bana söyler misiniz lütfen?
Koru ve Aşşk Cafe, Radyo D farkı, Pera Pera
Son günlerin en popüler yerleri arasında Bebek'deki Koru ve Aşşk Cafe var. Koru'ya bir kez can dostum İzzet Çapa ile uğradım. Açık büfede yok, yok. Ev reçelleri, omlet çeşitleri, ev yapımı börekler, sucuklu yumurta... Hepsi müthiş lezzetli. O gün
hava güzeldi, bahçeyi açmışlardı. Baktım, çevrede hep tanıdık isimler... Demet Akalın, Binnaz Avcı, Özlem Yıldız, Erdal Ayaydın, Miami'den gelen ve 'gecce.com'da yazılarına başlayan Nurdan Gür, Tolga Sezgin... Kalabalıktı, biz bile oturmak için bir süre ayakta bekledik. Koru gibi, Kuruçeşme'de son bir yıldır 'in' olan Aşşk Cafe'de ise Sezen Aksu ve sevgilisi Önder Fırat, Hande Ataizi ile sevgilisi Didi, Can Keskintepe keyifli anlar yaşıyorlardı. Dönüşte, arabamda Radyo D'yi açtım. Zaten 104.0 frenkansından pek ayrılmıyorum, yani Radyo D'yi dinlemekten müthiş keyif alıyorum. En çok da (kimse alınmasın, bana denk geldikleri için) sevgili Ceyda Erenoğlu, Pasha'nın aynı zamanda müzik editörü olan Şebo (Şebnem Öz) ve benim gibi uçuk, kaçık ama radyoculuğu çok iyi bilen Romina'dan zevk alıyorum. Bir de sevgili Soner Dağıstanlı'nın sesinden haberlerden. Soner'i televizyoncular hala nasıl keşfedemedi, anlamadım. Radyo D gerçekten farklı. Bir kere herkesin performansı acaip yüksek. Siz de farkı anlayın, 104.0 frekansındaki Radyo D'den ayrılmayın. Pera Pera'da caz devam ediyor. Her cuma ve cumartesi, saat 23.00'den itibaren Neşet, Nükhet, Nedim Ruacan üçlüsü coşturuyor. Aman kaçırmayın. Rezervasyon için telefon numarası (0212) 243 05 05. Efendim, bugünlük de bu kadar. En kötü gününüz benimkinden iyi olsun, kalın sağlıcakla.
Yazara e-mail:
MAGAZİN
