HER KÖTÜ HiKAYEDE BiR iYi VARDIR

Beni en çok dışa dönük olmayan film karakterleri etkiler. Onlar asla kasıla kasıla yürümez, ordulara önderlik etmezler. Onlar, gerektiğinde harekete geçen sıradan insanlardır.
Bu filmdekiyse 17 yaşında bir kız. Fakat küçük kardeşleri için evi çekip çeviren yetişkin bir kadın gibi davranıyor. Ozark Dağları’nın arkasındaki bölgelerdeyiz. Evin annesi bütün gün bir iş yapmadan oturuyor. Metamfetamin yapmaktan hapis cezası alan babaysa ortada yok. Kız, komşuların yardımlarıyla kardeşlerini büyütmeye çabalıyor. Çocuklar, hırpalanmamış bütün çocuklar gibi neşeli ve hareketliler. Henüz hayatın onların aleyhinde aktığının farkında değiller.

Yetenekli Jennifer
2010 Sundance Film Festivali’nden iki ödülle dönen Debra Granik’in filmindeki dünya, soğuk ve kasvetli bir sahneyle açılıyor. Film, terk edilmiş ve unutulmuş bir halkı konu alıyor. Ree Dolly adındaki bu kızın, böyle bir dünyada büyüyüp de nasıl bu kadar güçlü, özgüvenli ve gururlu olduğu sorusuna cevap bulamıyoruz.
Bir gün kasabanın şerifi evlerine bir ziyarette bulunuyor. Ree’nin babası Jessup, kefaletle dışarı bırakıldıktan sonra sırra kadem basmış. Daha da kötüsü kefalet ücreti olarak evini öne sürmüş. Jessup bir hafta içinde teslim olmazsa bütün aile sokakta kalacak. İşte hepsi bu. “Onu bulacağım,” diyor Ree usulca, kararlı bir sesle. Ve bunu yapmak için yola çıkıyor.
Ree’yi 19 yaşındaki yeni yetenek Jennifer Lawrence canlandırıyor. Kendisi en iyi kadın oyuncu dalında da Oscar’a adaydı. Lawrence’in ne böbürlendiğini görüyoruz, ne etrafa tehdit yağdırdığını. İnsanların sonunda doğru şeyi yapacağına dair kırılmaz bir inancı var. Oysa karşısına çıkan hiç kimse bu inancı hak etmiyor.

Yolun bittiği yer
Çevredeki herkes Jessup’un metamfetamin yaptığından haberdar. Adam eski kaçak viski üreticilerinin modern versiyonu. Fakat görünen o ki yaptığı iş ona çok da para kazandırmamış.
Ree’nin babasını arayışı, onu amcası Teardrop’a (John Hawkes) kadar götürüyor. Adamın var oluşu bile o kadar keskin ki, hayat denilen hediyenin üzerinde derin bir yara açabilir.
Granik ve Anne Rossellini’nin birlikte yazdıkları senaryo, Daniel Woodrell’in kitabına dayanıyor. Film, uzun ve zorlu yolculukların antik anlatım biçimlerini kullanıyor. Yolculuğun bittiği yerde Ree’nin babası var. Ölü ya da diri. Kızın da anlamaya başladığı gibi babası büyük ihtimalle ölü. Ama ortada bunu kanıtlayacak bir ceset olmadığı sürece ailesi evsiz kalacak ve dağılacak. Kız, Cormac McCarthy’nin ‘Yol’ adlı romanındaki kıyamet sonrası dünya görüntülerinden biraz daha iyi durumdaki bir arazide yoluna devam ediyor. Bu topraklar da kıyamet sonrasını andırıyor. Sanki burası insanın gidebileceği son yermiş gibi. Bir sonraki durak diye bir şey yok.
Burada bir karikatürleştirme tehlikesi var. Fakat Granik bunun altından kalkmış. Onun filmi bu insanların üzerinde değil, arasında yaşıyor. Ree’nin yolculuğu onu bir karakterden ötekine sürüklerken Granik de her birinin içindeki hasar görmüş insanlığa odaklanıyor. Onları ek bir hikayedeki unsurlar gibi değil, paylaşılan bir gerçekliğin kazazedeleri olarak gösteriyor.
Ree’nin umutları ve yürekliliği bizi filme kilitliyor. Hayat bazen büyük bir düş kırıklığı olsa bile hepimiz iyimser doğarız ve her kötü hikayede genellikle birkaç iyi insan olacağına inanırız.

GERÇEĞİN PARÇALARI(Winter’s Bone)
IMDB Notu: 7.4
Yönetmen: Debra Granik
Oyuncular: Jennifer Lawrence, Shelley Waggener, Garret Dillahunt

RANGOYÖNETMEN: Gore Verbinski
OYUNCULAR: Johnny Depp, Isla Fisher, Abigail Breslin, Alfred Molina, Bill Nighy, Harry Dean Stanton, Ray Winstone, Timothy Olyphant
KONU: Kimlik bunalımına girmiş bir bukalemunun vahşi doğadaki macerası. Kendini, eşkıyalar tarafından yönetilen Toprak Kasabası’nda bulan Rango, burada kurtarıcı olarak karşılanınca, rolünü oynamaya mecbur kalır ve giderek bir kahramana dönüşür.

SOKAK DANSI(Step Up 3D) YÖNETMEN: Jon M. Chu OYUNCULAR: Rick Malambri, Adam G. Sevani, Sharni Vinson, Alyson Stoner IMDB Notu: 5.4
KONU: Hikaye bir dans yarışmasının etrafında şekilleniyor. Kazanan tüm hayallerine kavuşurken mağlup olan taraf elindeki her şeyi kaybedecektir. Luke ailesinden kalan vasiyeti korumaya çalışırken, Natalie kalbine mi yoksa mantığına mı güveneceğini bilemez.

KiR(Qirej) YÖNETMEN: Yusuf Çetin OYUNCULAR: Yusuf Çetin, Zilan Odabaşı, Yalçın Dümer, Eyüp Çalış
KONU: Filmde, koruculuk sisteminin bölge halkına yaşattığı acılar anlatılıyor. Bilge Köyü’ndeki korucuların, 42 kişiyi katletmesi sonrası, koruculuk sisteminin kaldırılmasını isteyenlere kulak veren film, bu sistemin kirli yönlerini gün yüzüne çıkarmayı amaçlıyor.

KADER AJANLARI(The Adjustment Bureau) YÖNETMEN: George Nolfi OYUNCULAR: Matt Damon, Emily Blunt, Anthony Mackie, John Slattery
KONU: Politikacı David, balerin Elise ile tanışır. Ancak karşılarına çıkan gizemli adamlar ikisinin bir araya gelmesine engel olmak için her şeyi yapar. David, ya Elise’in peşini bırakıp kendisi için çizilmiş yoldan gidecek ya da kadere karşı gelmek için tehlikeye atılacaktır.

72. KOĞUŞYÖNETMEN: Murat Saraçoğlu OYUNCULAR: Kerem Alışık, Hülya Avşar, Yavuz Bingöl, Songül Öden
KONU: Orhan Kemal’in romanından uyarlanan film 1940’larda geçiyor. Türkiye’nin kıtlık yılları. Cezaevinin 72 numaralı koğuşunda çeşitli suçlardan yatanların sefaleti, acıları, insanlığa özlemi, hayata dair düşleri, çelişkileri, aşkları ve kavgalarına tanık oluyoruz.