MiNi NEW YORKLU

Nikol Basoğlu’yla New York’ta işletme okuyan Umut Evirgen ortaklar. Evirgen, orada severek yediklerini, İstanbul’a taşımak istemiş. Büyük ölçüde de başarılı olmuş

O gün neyse ki bunaltıcı hava bir parça yumuşamış; hatta hafiften bir esinti yerleşmişti İstanbul’a. Bugüne hiç benzemiyordu yani. Boğaz’da olmak için zemin de, hava şartları da, ruh halim de uygundu. Boğaz’ın yenisi La Boom’da aldım soluğu geçen hafta.

Sahilden İstinye’ye giderken Emirgan’ı geçtikten sonra hemen solda. New Yorker tarzını yansıtıyor bu şık mekan. Ortam rahat, sakin, çarpıcı detaylarla fark yaratıyor ama. Konum ve manzaraysa cezbedici. Dünya mutfağı sunuyorlar, ağırlıkla İtalyan lezzetleri. Zaten mekanın bir şefi de İtalyan. Özellikle ev yapımı makarnalar ve etleriyle iddialılar.

Başlangıçlar başarılı
Tadıma steak tartarla başladım. Gayet başarılı buldum. Süt danası carpaccio incecik ve çok lezzetliydi. Limon suyuyla marine edilmiş kabak carpaccio ise şaşırtıcıydı benim için. Hiç kabak yemeyen bir adama kabak yedirmeyi başardılar, o kadarını söyleyeyim. İstiridye kabuğunda servis ettikleri ılık yengeç lezzetliydi. Taze yengeç hemen farkını gösteriyor.

El yapımı makarnalar
Yavaş yavaş dolunay Hidiv Kasrı’nın üzerinden göğe yükselirken makarnalara geçiyoruz. Hepsi el yapımı ve çok lezzetli. İki farklı tabak tattım. Porcini mantarlı makarna da, kuzu incikli pappardelle de gayet başarılıydı. Makarnalar dişe geliyor, soslar da gayet lezzetli. Deniz ürünlü risotto’larını da denedim. Bir kere fazla pişmişti, lapa kıvamına gelmişti pilav. İkinci hata, krema kullanmamalarıydı bana göre. Kremaydı, sostu sevmem ama deniz ürünlü risotto’ya hafif bir krema sosunun yakıştığını söyleyebilirim. Zaten kendi kremalarını kendileri yapıyorlarmış, bazı yemeklerde de kullandıklarını öğrendim Mardinli şefleri Fikri Kaya’dan. Bence risotto’da denemeliler.

Etlerde de iddialılar
Ana yemek olarak Espuar usulü bonfile denedim. Orta az pişmiş tavsiye ettiler, itiraz etmedim. Çok pişmiş etten hayır gelmez, malum. Mekanın ismini taşıyan karamelize soğanlı özel sos ve hoş bir patates püresi eşliğinde geldi bonfile masaya. Son derece lezzetliydi. Böyle lezzetli et bulmak kolay değil, o yüzden nereden aldıklarını ve yöresini sordum. Edirne’den geliyormuş etler. Getiren firmanın adı Mestet. Tanıdık gelmedi değil mi? Açalım, son olarak ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisinde ‘Ali Kaptan’ rolünde izlediğimiz Erkan Petekkaya, şirketin sahibi. İşini iyi yapıyor doğrusu, hakkını teslim edelim hemen.
La Boom, şarap kavı ve kokteylerine de güveniyor. Yerli şarapların yanı sıra Fransa’dan Şili’ye İspanya’dan Avustralya’ya pek çok seçenek bulmak mümkün.
Rahatlığı ve şıklığı bir arada sunuyor mekan. Dekorasyonuyla, müzikleriyle, şık detaylarıyla bistro&lounge anlayışına yeni bir soluk getirme iddiasındalar. Sırf, hoş terasından izleyebileceğiniz Boğaz manzarası ve ambiyansı için bile gidilir. Bence, La Boom’un yolu açık...

Mönü detaylı. Saydıklarıma ek olarak salatalar, ekmek arası lezzetler, tavuk ve balıklar, farklı başlangıçlar ve tabii kahvaltı da var listede. Fiyatların çok ucuz olduğunu söyleyemeyeceğim. Mesela steak tartarın ederi 25.5 TL. Başlangıçların fiyatları 16-39 TL arasında değişiyor. Salatalar
24-26.5 TL bandında. Makarnaların ederi 27-39 TL arasında. En pahalısı kuzu incikli pappardelle. Ana yemeklere gelince: Espuar usulü bonfilenin ederi
51.5 TL, en ucuz tabak, sadece pazarları servis ettikleri mantıları.

Adres: Sakıp Sabancı Caddesi No: 14 Emirgan Tel: 0 212 277 88 07