Bir davetiye geldi. Apa Gold Kuyumculuk OneTower mağaza açılışı, 12 Şubat 2016…
Tarihi görünce “Sevgililer Günü ekonomisi bu duruma geldi demek” diye düşündüm.
Mağazanın sahibi A.Semih Apa’yı arayıp hediyelere, kadınlara ve eğilimlere yönelik ilginç ipuçları aldım.
- Özellikle sosyal medya hayatımıza girdiğinden beri Sevgililer Günü’nde mücevher satışları iyice hareketlenmiş.
- Değişik kalp motifleri ve birliktelikleri simgeleyen tılsımlı ürünlere rağbet çokmuş.
- 14 Şubat söz konusu olduğunda müşterilerin büyük çoğunluğu erkekmiş ama azınlık da olsa kol düğmesi, erkek bilekliği alan kadınlar da oluyormuş. Bu dönemde tek taş yüzük satışlarında da ciddi bir artış söz konusuymuş.
- Erkekler eşlerine en çok evlilik yıl dönümlerinde mücevher alıyorlarmış. Sevgililer Günü ikinci sıradaymış. Doğum günlerinde tablet, telefon gibi ürünler de mücevher kadar revaçtaymış ama evlilik yıl dönümlerinde pırlanta ve
elmasla hiçbiri yarışamazmış.
“Pırlantanın modası hiç geçmeyecek mi? Alternatifi yok mu?” diye sorduğumda... “Başka değerli taşlarımız elbette var. Turmalin mesela…Pek bilinmez ama her rengi mevcuttur ve iyi işlenmişse ışıltısı muhteşemdir. Zümrüt, yakut, safir, topaz ve daha birçok değerli taşımız var. Ama pırlanta ve altın daima değerini koruyacak” diye cevap veriyor Semih Bey.
- Avrupa ve Amerika’da hediyeler daha sembolik olmasına rağmen Türk kadını sadece hediyede değil, kendisine bir şey aldığında da en pahalısına yöneliyormuş.
- “Eşim aldığım hiçbir şeyi beğenmez” duygusu erkekleri üzüyor. Çünkü seçerken çok özeniyorlar” diyor Apa.
“Hem sevgilisine hem eşine hediye alan müşteriniz oluyor mu? Hangisine karşı daha bonkörler?” diye soruyorum ama politik bir yanıt alıyorum:
“İki hediye alan müşterimiz oluyor ama kime aldığını soramayız. Ancak değiştirme durumu olursa öğrenebiliriz.” diye cevaplıyor.
14 Şubat önerilerim:
Beyler, bir buket çiçekle işi geçiştirmeyin… Sevgilinize bütçenizin elverdiği en değerli hediyeyi alın ve ona onu ne kadar sevdiğinizi gösterin.
Hanımlar, mutfağa girip 10 çeşit yemek ve romantik sofra hazırlayıp etrafa kötü örnek olmayın.
Kendinize bütçenizin elverdiği en güzel hediyeyi alıp sevgilinize bunu onun için
aldığınızı söyleyin.
‘İŞARET’İ OKU
“Hayat yoklama alır hem de en çok kaçtığın dersten...”
“Hayat yolu seni her zaman ileri götürmek için programlanmıştır. Eğer ki bir yerlerde geri dönüşler ya da çıkmazlar yaşıyorsan ‘işaretleri’ doğru ‘oku’yamamışsın demektir.”
Bu sözler ‘İşaret 1 ve 2’ kitaplarından (Destek Yayınları) Yazar Deniz Erten avukat, söz yazarı ve besteci. Ama varoluşunu Hakikat yolunda bulmuş biri. 15 yıldır Allah, din, tasavvuf konularında çalışmalar yapıyor. Seminerler düzenliyor. Ve sonunda çevre baskılarına ve gelen işaretlere kayıtsız kalamayarak İşaret kitaplarını yazmış. Öncelikle Müslüman’lığa dair çoğumuzda olan soru işaretlerini cevaplamış… Bunu gayet mütevazı, yumuşak ve yalın bir dille yapmış…
Kimseyi ötekileştirmeden açıklamış… “Nasıl olsa aynı yerde buluşacağız” felsefesini çok iyi vurgulamış. Hz Muhammed’den Hz.Musa’ya; Kuantumdan DNA sarmalına; jeomanyetik ve solar frekans yelpazelerinden yaşam çiçeğine kadar birçok öğretide karşımıza çıkan ana yollara parmak basmış…
Son zamanlarda herkesin ağzına dolanan çakraların Müslümanlık’ta ‘felek’ olarak adlandırıldığını; onlara ruh ve beden arasındaki tüneller dendiğini biliyor muydunuz? Ben yeni öğrendim… Duaların gücünü, Allah’ın Esma’larının titreşimlerimize olan etkisini hikayelerle çok güzel anlatmış…
Bu tür konulara ilginiz varsa ertelemeyin, okuyun derim.
