Cadde Ramazan Kapalıçarşı'ya bereket getirdi...

Ramazan Kapalıçarşı'ya bereket getirdi...

04.10.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Ramazan Kapalıçarşıya bereket getirdi...

Biliyorsunuz özellikle Ramazan ayında biraz nostalji yaşamak biraz da sizlere yılda birkaç kez de olsa Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı'ndan haberler vermek bende bir gelenek haline geldi. Zaten Ramazan'ın ilk günü en başta Gian Mori'nin ortaklarından, arkadaşım Rober Merzifonyan telefon açar. Önce "Hayırlı Ramazanlar" diler ve ardından da "Abla sen yazdığında Ramazan'la birlikte buraya bereket yağıyor, bekliyoruz seni" der. Gerçekten de gittiğim pek çok mekânda, bu kez genç foto muhabiri arkadaşım Emir Söylemez de tanık oldu, POSTA'da çıkan haberlerin hepsi çerçeveletilip duvarlara asılmış. Neyse uzatmayayım. Yine Nuruosmaniye Kapısı'ndan girdik Kapalıçarşı'ya. Öğle ezanı okunuyordu. Tıklım tıklımdı ve turist çoktu. Tabii acayip sevindim. İnsanlar kalabalıkta zor yürüyordu. Türkler de çoktu. Kısacası renkli, canlı, cıvıl cıvıl bir Kapalıçarşı ile karşılaştım. Dünyanın en eski ve büyük çarşısında gezip alışveriş yapmak inanın bana çok keyifli geldi. Bütün elektriğim gitti bir kere. Kapalıçarşı; Nuruosmaniye ile Beyazıt camileri arasındaki geniş alana kurulu. Burası hem alışveriş yapabileceğiniz hem de tarihi yerlerin o kendine has kokusunu duyacağınız, gezerken keyif alacağınız eşsiz bir yer açıkcası. Geçen yıl esnaf kan ağlıyordu, ama bu kez mutlu. Çocukluğumdan tanıdığım, sanat ve sosyetenin ünlü isimlerinin kuyumcusu olan Sait Ağabey'in (Koç) dükkânına uğradım önce. Sait Ağabey rahatsızmış, buradan geçmiş olsun diyorum kendisine. Binlerce dükkân, onlarca sokağın içine dağılmış. Bu nedenle tüm çarşıyı gezmek için hatırı sayılır bir güç ve zaman harcamanız gerekir. Vallahi saat 13.00'te girdik, oruçlu halimizle saat 17.00'ye kadar ancak bir bölümünü, daha doğrusu çok popüler olan yerleri dolandık. Kapalıçarşı, Fatih Sultan Mehmet tarafından fetihten hemen sonra Ayasofya Camii'ne gelir sağlamak amacıyla inşa edilmiş olan 2 taş bedestendi. Daha sonra yapılan ilavelerle genişleyerek bugünkü halini aldı. Fatih tarafından kurulan iki bedesten, Cevahir ve Sandal Bedesteni olarak bilinir. Kapalıçarşı, İstanbul'daki birçok tarihi yapı gibi, zaman zaman İstanbul'un büyük yangınlarında ve depremlerde hasar görmüş ve defalarca onarılmıştır. Kapalıçarşı, 30.7 hektarlık bir alanı kaplıyor ve 61 sokaktan oluşuyor. Yaklaşık 1500 metrekarelik bir alana kurulu olun İç Bedesten ile 1300 metrekarelik bir yer kaplayan Sandal Bedesteni çarşının yarı müstakil bölümleri. Biraz tarih... Yolumun üzerinde olan Sultanların Cafesi ve Julia's Kitchen'a 10'ar dakika bakmak için uğradım. Müdavimleri arasında Esra Ceyhan, Fulya Cinisli, İclal Aydın, Arzum Onan-Mehmet Aslantuğ çiftinin olduğu Ay Cafe'nin tatlıları nefisti. Zaten burasını daha önceden biliyordum. Rober'le birlikte yalnız benim değil, burada yemek yiyen hemen herkesin hayran kaldığı Havuzlu Restaurant'ta aldım soluğu. Ramazan olmasına rağmen salon ve dışarısı turist kaynıyordu. Buranın genç patronu Burhan Sarışen görmeyeli çok kilo vermiş. Şef Metin Sönmez çok güleç yüzlü. Hemen bizi bir masaya oturtmak istediler. Ama oruçlu olduğumu söyleyince sohbeti ayaküstü yaptık. 541 yıllık Kapalıçarşı'nın tarihi dokusu içindeki yarım asırlık Osmanlı lokantası Havuzlu Restaurant yerli-yabancı herkesin gözdesi. Mutfak açık, tertemiz. Elemanlar ter kokmuyor. Servis tıkır tıkır işliyor. Tam 46 yıldır da Sarışen Ailesi'nde. Fiyatlar çok komik. Aslında boğazına ve damak tadına hayli düşkün olan Genel Yayın Yönetmen'im Rıfat'ım Ababay'ım ve Pazar Postası'nın Yayın Yönetmeni Betül Kabahasanoğlu'nu mutlaka bir öğle yemeğine götüreceğime dair söz verdim. Fiyatlar geçen yıla oranla pek değişmemiş. Daha önce birkaç kez yediğim için biliyorum. Bu yıl iftarda da hizmet veriyorlar ve grup rezervasyonu alıyorlar haberiniz ola. Buranın patlıcan beğendisi, kuzu kavurması ve Abant kebabı enfes. Kereviz, karnıbahar, bamya, kapuska, yani annenizin tüm yemekleri de mevcut. Tatlılardan fırında sütlaç, revani ve Kemalpaşa'yı yemeden çıkmayın. Kapalıçarşı'ya gitmeseniz bile Havuzlu'ya bir öğle vakti mutlaka uğrayın, yemek keyfini yaşayın. Kişi başı tıka basa yemek 15-20 YTL. Telefon numarası: (0212) 527 33 46. En 'in' Havuzlu, fiyatlar çok komik Özellikle yabancıların çok beğendiği, dış basında sık yer alan Fes Cafe'ye hemen uğradık tabii. Buranın yerli-yabancı müşterilere çok orijinal gelen bir şefi var; Orhan. Yakışıklı. Saçları kazıtılmış. Bıyıkları Rıfat'ım Ababay'ım kadar olmasa bile ona benziyor. Bir de buranın limonatası olay. Çok özel, çok güzel yapıyorlar. Sahibi Metin Tosun. Geçen yıl şef Mehmet Esmer ve buranın mutfağını yöneten Lale Çırpanoğlu ayrılmışlar. İşletme ve şef artık Orhan Ulaşalı'da. Mutfak ise, Sercan Mutlusen ve Ali Aşınmış'a ait. Geçen sefer çok aç olduğum için baget ekmeği içinde meşhur sandviçlerinden karışık olanını yemiştim. Ardından da ev yapımı pastalardan tatmıştım. Kusursuzdu. Fes Cafe'ye mutlaka uğramanız gerek. Her çeşit kahve, salata, taze sıkılmış meyve suyu, buzlu kahve ve çay çeşitlerine bayılırsınız. Fiyatlara gelince; içecek dahil, sağlıklı bir yemek 15 YTL. Mönü İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanmış. Günlük ev pastalarından da eşe dosta hediye götürebilirsiniz. Tel: (0212) 528 16 13. Buraya kadar gelmişken bir de 83 yıllık Köşk'e uğradık. Toplam 20-25 kişi alır. Kapıda 'Köşk Turkish Kitchen And Doner Kebap' yazıyor. Burada da tek boş sandalye yoktu. Köşk'te Havuzlu gibi babadan oğula geçmiş yönetim. Baba Cengiz Çetinkaya, 1983'den beri işlettiği bu kutu kadar ama hayli ünlü ekmek teknesini oğlu Cenk'e devretmiş son üç yıldır. Usta Yaşar Karagöz'ün iskenderi, pideli döneri, baklavası, etli yemekleri dillerde. Hem esnaf hem de yabancılar yemek için sırada. Sıkı bir yemek, tatlı ve içeceğiyle kişi başı 15-20 YTL arasında. Tel: (0212) 513 00 72. Köşk'ün hemen yanında yeni bir yer daha hizmete girmiş; Red Cafe. Hoş, her çeşit kahve var. Soluklanmak ya da yediğiniz yemeği hazmetmek için ideal. Tel: (0212) 514 23 41. 83 yıllık Köşk, Fes Cafe hep gözde Son durak bizim sevgili Esra Ekşi'nin Halkla İlişkiler Koordinatörlüğü'nü yaptığı Divan Grubu'nun Kapalıçarşı şubesi oldu. Osmanlı kültürünü modern bir yaklaşımla sunan Kapalıçarşı Bedesten Divan Pastanesi ve Cafe'si, Divan kalitesi, lezzeti ve şıklığını gerçekten Kapalıçarşı'ya taşıdı. Kırmızı deri sedirlerde, aynadan yansıyan gün ışığını izleyerek soluklanmak isteyenler için cazip bir alternatif olan Divan Pastanesi ve Cafe'de, ağırlıklı olarak ünlü Divan çikolataları ve Divan lokumları satılıyor. Divan Pastanesi'nin tüm leziz ürünlerinin yanı sıra, öğle yemekleri için salata, krep ve soğuk sandviç seçenekleri de var tabii. Kapalıçarşı Bedesten Divan Pastanesi ve Cafesi, pazar hariç haftanın altı günü 09.00-21.00 saatlerinde açık. Tel: (0212) 520 22 50/4 hat. Divan kalitesi Kapalıçarşı'da kısa...kısa... Dünden bugüne Türk Pop Müziği'ni gözler önüne seren bir belge niteliği taşıyan 'Bak Bir Varmış Bir Yokmuş'un 4'üncüsü Odeon ve DMC (Doğan Medya Company) işbirliğiyle müzikseverlerle buluşuyor. Toplam 20 eser var. Timur Selçuk'tan Nilüfer'e, Semiramis Pekkan'dan Füsun Önal'a, Şehrazat'a... Kimler var kimler! Yine geçtiğimiz günlerde Kuruçeşme Arena'da keyifle izlediğim Zülfü Livaneli Efsane Konserleri 2 CD olarak çıktı. Dinlemeye doyamayacağınız harika bir albüm.İntermed Sağlık Merkezi'nin ortaklarından Prof. Dr. Hasan İnsel'in kendi dalında başarılar yaratan biricik kızı Ceylan İnsel, 3-28 Ekim tarihleri arasında Nişantaşı'ndaki Nelli Sanat Evi'nde ilginç bir resim sergisi açıyor. Ceylan, 'Gizemli Yolculuk' adlı kişisel sergisinde bir aşk hikâyesi ile tuvalleri birleştirerek fal konusunu işliyor.Bir de kitap önerim var. Televizyon programları aracılığıyla gezdiği ülke ve yörelerle ilgili yazı ve izlenimleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanan, gazeteciliğe '32.Gün' programıyla başlayan Meltem İnan 'Yeni Bir Şiva' adlı ilk romanıyla okuyucularıyla buluşuyor. Daha önce 54 farklı ülkeye gerçekleştirdiği seyahatlerdeki anılarını 'Anı Koleksiyoncusu' isimli bir kitapta toplayan Meltem İnan, romanında mizah ve dramı bir arada işlemiş. sdudek@posta.com.tr