Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hakem hatalarının tavan yaptığı bir sezon yaşıyoruz. Ligin ikinci yarısı daha zor geçecek. Hakem performansları göz önüne alındığında bu durum en fazla Merkez Hakem Kurulu’nu tedirgin ediyor kuşkusuz. 7 Ocak’ta Antalya’da başlayacak seminer endişeleri nasıl giderir, sihirli değnek dört günde kimlere değer bilmiyoruz. Sadece Süper Lig’i konuşmuyoruz, 1. Lig’de de hakemlerin durumu parlak değil.
Böyle bir dönemde futbolun paydaşları, Video Assistant Referee (VAR) programını, video hakemliğini tartışıyor.
Yazarlar, teknik adamlar, kulüp başkanları ve futbol yorumcularının çoğunluğu VAR’ı desteklese de, projenin bugünden yarına uygulanamayacağını bilmeyenler var aralarında!
Hele, ligin ikinci yarısını işaret edip “hemen başlayalım” diyenleri duyunca, şaşırıyor insan!
Öncelikle şunu söyleyelim. FIFA ve UEFA video hakemliğini savunuyor. Bu önemli bir avantaj. VAR’ın Oyun Kurulları kitabına girebilmesi için Uluslararası Futbol Birliği Kurulu’nun (IFAB) onay vermesi şart. Konu, mart ayındaki toplantıda gündeme gelecek.
İtalya’da deneme aşamasında, bazı organizasyonlarda kullanılıyor. Gelecek sezon kupadaki 70 maçta devreye girecek. Hollanda bir yıldır çalışıyor. Onlar da video hakemliğinde istekli, eksikleri gidermeye çalışıyor.

Haberin Devamı

Yeni sezonda zor

Yani nereden baksanız, Türkiye Futbol Federasyonu’nun VAR’ı devreye sokabilmesi için bir yıla ihtiyaç var. Eğitimlerin tamamlanması, ihale açılıp kullanılacak ekipmanın hazırlanması, IFAB’ın TFF’ye yetki vermesi ve protokolün imzalanması, ciddi çalışma ve zaman gerektiriyor. Federasyon tüm imkanlarını sefer etse bile, 2017-18 sezonunda deneme aşamasına geçilmesi bile kolay görünmüyor.
Gelelim VAR’ın hakem hatalarını asgari düzeye indireceği iddiasına... Teknik olarak önemli katkısı olacağı kesin. “Oyun yavaşlar, futbolun doğasına aykırıdır” görüşüne saygı duyuyoruz. Ancak milyarca dolarlık sektörde hakem yetersizliklerinden kaynaklanan kayıplar dikkate alındığında, VAR’ın iki tarafa da yarar sağlayacağı söylenebilir.

Dört başlık var

Haberin Devamı

Peki, nerede kullanılacak sistem?
Bir; gol öncesi bir ihlal olduğu ve golün verilmemesi gereken pozisyonda... Oyun durduğu için, monitör başındaki yetkili ile hakem arasındaki iletişim zaman kaybına yol açmayacak.
İki; verilen veya verilmeyen penaltı pozisyonunda yanlış bir karar hakeme kulaklık aracılığı ile bildirilecek.
Üç; disiplin uygulamalarında (dirsek, tekme, çekme) ihlalin hangi renk kart ile cezalandırılacağı konusunda hakeme yardımcı olacak.
Dört; yanlış oyuncuya kart çıkarıldığında (toplu itiraz ve itişmelerde geçerli) hakemin kararı düzeltilecek.
VAR ve hakem arasındaki diyalog iki şekilde işleyecek. Ya hakem emin olmadığı pozisyonda görüş isteyecek veya sistemi kullanan, yanlış kararda hakemi uyaracak.
Basit gibi görünse de, altyapının hazırlanması, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve uygulamaya geçilmesi, ha deyince olacak şeyler değil.
İyisi mi, şimdilik herkes işini doğru yapmaya, hakem hatalarının yarın da olacağını kabul etmeye, günü değil geceleği kurtarmaya çaba göstersin.

Haberin Devamı

Fırtınada dümen tutmak!

Berbat bir sezon geçiren Trabzonspor’da, kimse sorumluluğu bir başkasının üzerine atmaya kalkmasın. Başkan da, transferde aktif rol oynayan yöneticiler de, teknik direktör ve futbolcular da aynı oranda suçludur.
Muharrem Usta başarılı bir işadamı olabilir. Lakin kendisi söylüyor, futboldan fazla anlamadığını... Dolayısıyla, inandığı ve yetki verdiği isimlerle yola çıkmasına karşın yaşanan hayal kırıklığında aslan payı onundur. Güvendiği dağlara kar yağdığını görmesi elbette üzücü. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Ara transferde isabetli atışlar yapmak zorunda olan Usta, bu kez topu doğrudan teknik direktör Ersun Yanal’a paslamış durumda.
Neden? Çünkü sezon başında Yanal’ın verdiği listeden tek oyuncu alınabildi. İlginçtir, o da önce “sorunlu” diye istenmeyen, bugün ise Trabzonspor’a en çok katkı yapan Durica’dır. İşte bu yüzden yönetimin, Yanal ve takımın performansına söyleyecek fazla sözü yoktur.
Şunu da açıkça belirtelim. Trabzonspor ara transferde kimi alırsa alsın, taraftar umutlanmamalıdır. Bu sezon Trabzonspor için “kayıp” sezondur. Mali fair-play baskısı Usta’nın hareket alanını daraltsa da, koşulları zorlamak, hatta dışına çıkmak, Avrupa hedefi olmayan Trabzonspor için yeni bir başlangıç olabilir.
Naçizane fikrimiz; bugün takıma neşter vurmak ve yarınlar planlanırken sancı çekmek, her şeyi sil baştan yapmaktan daha fazla zarar vermeyecektir Trabzonspor’a.
Başkan Usta görevi bırakınca, yönetim istifa edince, Ersun Yanal çekip gidince, ortalık güllük gülistanlık olacak diye düşünenler, günlük yaşayan ve futbolun gerçekleriyle kendi hayallerini karıştıran insanlardır. Bakınız yakın geçmişteki acı deneyimlere ve yarattığı hasara!..

Ekici hemen gitmeli

Kafasında Trabzonspor’u bitirmiş bir futbolcuyu zorla tutmaya kalkmak beyhude çabadır.
Mehmet Ekici sezon sonunda serbest kalıyor. Talipleri çok. Şimdi iki seçenek var. Bir; para kazanıp göndermek ve transferde alternatif yaratmak. İki; gönülsüz Ekici’yi beş ay daha kadroda tutup, zarar etmek.
Trabzonspor Yönetimi mantıklı davranırsa, Ekici’ye teşekkür edip yolları ayırır. Israr ederse, kah sakatlanan, kah kart cezalısı durumuna düşen bir oyuncu ile beş ay daha uğraşmak zorunda kalır ki, sorunlardan arınmaya çalışırken böyle bir yük, camiaya zarar verir. Ekici’ye karşılık sunulan alternatifleri değerlendirirken de dikkatli olunmalı. Kuruş hesabının tutulduğu dönemde, hangi kulüp ödemeyi aksatmadan yapacak, takasta alınacak futbolcu hangi ihtiyacı karşılayacak, maliyeti ne kadar olacak gibi soruların doğru yanıtları da bulunmalı. Bu bir fırsattır, kayıp değil!