Cumartesi Galata’yı fethetti

Galata’yı fethetti

12.04.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Galata Kulesi’nin yakınında açılan Robin’s kısa sürede menüsü ve dekorasyonuyla hem İstanbullu lezzet düşkünlerinin hem de turistlerin ilgisini çekmeyi başardı

Galata’yı fethetti

Biri otellerde yaptığı dekorasyonlarla tanınan iç mimar Yeşim Aslaneli, diğeri ise Fransa’daki Le Cordon Blue aşçılık okulunda eğitim almış Bilal Mert. 10 yıllık bir hayali gerçekleştirmek için abla-kardeşi birleştiren mekan yaklaşık üç ay önce açılan restoran/bar Robin’s oldu.
Galata Kulesi’nden Tünel’e çıkan Galip Dede Caddesi’nde yürüdüğünüzde solunuzda kalıyor Robin’s. Mekanın girişinde ve teras katında mor, gri ve siyah ağırlıklı bir dekorasyon hâkim. Girişte minik resimler, biblolar ile yemek kitaplarıyla donatılmış raflar ve geniş gruplar için ayrılan masalarla bar bölümü var. Üstü açılabilen camekanlı teras katındaki dekorasyonun ise tek bir farkı var; sağ tarafta Galata Kulesi’nin heybeti, sol tarafta deniz manzarası. Dekorasyona dair her şeyin Yeşim Aslaneli’ne ait olduğu mekanın iki bölümünde de ilgi çeken şey ise mekana ismini de veren robin kuşu simgeleri.

Menü Fransız mutfağı ağırlıklı
Menüdeki lezzetlerin tamamı şef Bilal Mert’in hazırladığı tabaklardan oluşuyor. “Dekorasyonda nasıl sade bir yol izlediyse ablam, ben de yemeklerimde aynı duruşu benimsedim. ‘İşimize olan tutkumuzla gerçek değerleri anımsatma gayretindeyiz’ anlayışını benimsedik biz” diyor.
Robin’s’in menüsü Fransız mutfağı ağırlıklı.
Et severler için ördek, kuzu, dana eti de, deniz ürünü tercih edenler için karides, ahtapot, somon da var. Pek çok mekanda görmeye alışık olduğumuz bu tatlara Mert kendi yorumunu katıyor. Örneğin ahtapot sipariş ettiğinizde, altında köz biber, kıyma kıtırlarıyla geliyor ya da ördek confit yemek isterseniz yanına kereviz ve incir püresi konuyor. Yemeği servis ettiği tabakların olabildiğince geniş ve rahat tutulmasına da dikkat ettiğini söyleyen Mert “Böylece müşteriler diledikleri tatları birbirine karıştırıp deneyebiliyor. Tıka basa dolu bir tabakta görsellik ve rahatlık olmayacağı için müşteri yemeğin tadına varamaz” diye ekliyor.
Giriş ve teras katındaki barda klasik kokteyllerin yanı sıra kendine has içkiler de sunuyor Robin’s. Bunlardan en çok tercih edilen ise cin, zencefil, limon, portakal kabuğu ve çeşitli baharatlarla hazırlanan Spicy Gin. Bir diğeri ise martini içine püre haline getirilip tatlandırılmış havuçla yapılan havuç martini. “Brandy sour”, “Cinamon bourbon” gibi çeşitlerin olduğu bara bir hafta sonra yerli-yabancı şaraplardan oluşan bir kav da eklenecek.

Şefin özel tatlısı şampanya çorbası
Haftanın her günü, her saat hizmet veren mekanda kahvaltının yanı sıra pancake, atıştırmalık yiyeceklerden oluşan bir brunch menüsü de olacak. Açıldığından beri devam eden canlı DJ performansları ise düzenlenecek partilerle renklenecek.
Robin’s’te tatlı severler için özel bir seçenek de var. Mert’in “İşte bu gerçek bir imza tabak. Adını başka bir yerde duyamazsınız” dediği şampanya çorbası. Çukur bir tabakta çorba gibi servis edilen tatlı, çilek kıtırları, şeftali sorbe, beyaz çikolata ve şampanya ile yapılıyor. Yediğinizde hem şampanya tadını hem de meyvelerin mayhoşluğunu birlikte alıyorsunuz. Özellikle
yaz aylarında hafif bir tatlı yemek isteyenler seçebilir. Tatlı menüsünde karamel sos ve vanilyalı dondurma ile servis edilen sufle ile beyaz çikolatalı,
çilekli mus da var.

Haberin Devamı

“Kuru fasulye yemem diyen samimi değildir”

Bilal Mert yemeğin artık müşteriyi doyurmak için değil
para kazanmak için yapıldığını düşünüyor. Ayrıca popüler kültürün bunda etkili olduğunu söylüyor.
Bu durumdan rahatsız olan Mert “Kuru fasulye mi, iki yıldır ağzıma sürmedim, yemem diyeni samimi bulmuyorum. O da bizim en lezzetli yemeklerimizden, neden burun kıvrılıyor anlamıyorum. Pahalı bir restoranda fasulye yapılsa tonlarca para verip yiyecek insan var. Yemek ticarete dönüştüğü için bizde bu kültür tam oturamıyor” diyor.