Dijital çağ depresyonda etkili

Psikiyatri ve psikoterapi uzmanı Doç.Dr. Armağan Samancı, Türkiye’nin antidepresan karnesini yorumlarken, artan günlük sorunlar, beklentiler, zorlaşan ilişkiler, yaşam koşullarına dikkat çekiyor. Son bir yıllık dönemde kadınların yüzde 14.5’i, erkeklerin de yüzde 7.4’ünün depresyon yaşadığına vurgu yapan Doç.Dr.Samancı, “Kırsal kesimde yaşayanlar, kentlilere göre yüzde 1.8 oranında daha depresif. Ümitsizlik, gerçekçi olmayan beklentiler, çift ilişkilerinde belirsizlikler, yaşam stresi, sıkışmışlık duygusu, çatışmacı kültür, iş ilişkilerinde kötüleşme duyarlı insanlarda ruhsal sıkıntılara yol açıyor. Toplumun yüzde 1.1’i psikiyatri hastanelerine yatarak tedavi görüyor. Hafif derecede depresyon için, yaşam ve iş koşullarındaki düzelme iyileştirici olabiliyor. Ancak orta ve ileri derecede depresyon için psikiyatrik destek şart. Ümitsizlik artarsa ruhsal sıkıntıların artışı kaçınılmaz hale geliyor. Toplumsal yaşam kalitesi arttırılmalı. Araştırmalara göre Türkiye’de, her 10 kişiden 1’i antidepresan kullanıyor ve antidepresan kullanımında kadınlar, erkekleri ikiye katlıyor” diye konuşuyor.

Tedavi 1 yıl sürebilir

Acıbadem Taksim Hastanesi psikiyatri uzmanı Dr. Ömer Oluk ise Türkiye’de son yıllarda adeta depresyon patlaması yaşandığı görüşünde. Oluk’un sorularımıza yanıtları şöyle:

Rakamlar neden artıyor?

Aslına bakarsak rakamların artacağını Dünya Sağlık Örgütü öngörmüştü. Depresyonun onlarca farklı nedeni bulunuyor. Kimi insanlar için güvenlik sorunları, göçe zorlanma.. Kimileri için de obezite ve beraberinde gelişen hastalıklar.

Bir başkasında beslenme yetersizliğine bağlı gelişebilen vitamin eksiklikleri veya hormonal bozukluklar hastalığın nedeni olabiliyor. Kaçırılmaması gereken nokta, teknolojik gelişim ve değişikliklerin yarattığı yeni dünya düzeninin ruhsal yapıya etkileri. Ülkemizdeki depresyon sıklığı Doğu Akdeniz ülkeleri ve dünya ortalamasına oldukça yakın seyrediyor.”

Bu oldukça sık duyduğumuz bir soru. Kişiye, eşlik eden başka bir bozukluk olup olmamasına, daha önceki ataklara, hastalığın şiddetine göre değişkenlik söz konusu. Mutlaka bir süre veya rakam telaffuz etmek gerekirse 1 yıl süreyle ilaç kullanımı gerekebilir. Depresyon can yakan bir hastalıktır. Uykular bozulur, karamsarlık ve değersizlik hayatın birçok alanını kaplar. Mümkünse stres düzeyi azaltılmalı dinlenmek ve destek mekanizmaları devreye sokulmalı. Bu önlemlere rağmen yakınmalar düzelmiyor ve aradan yaklaşık iki hafta geçmiş ise doktora başvurmanın tam zamanı. İntihar düşüncesi varsa hiç zaman kaybetmeden hekime danışmak gerekir. Vatandaşlarımız doktor önerisi olmadan asla psikiyatrik bir ilaca başlamamalı.

10 kişiden 1’i antidepresan içiyor

Anadolu Sağlık Merkezi’nden uzman Psikolog Selin Karabulut, genetik yatkınlık, tıbbi geçmiş, kişilik özellikleri, travmalar, yaşam olayları, sosyo-ekonomik durum gibi birçok etmenin depresyon riskini doğrudan etkilediğini söylüyor. Dünya genelinde yaklaşık 300 milyon kişinin depresyonda olduğunu ancak tedavi için uzmanlara başvurmayanlar dahil edildiğinde bu rakamın çok daha fazla olduğunu dile getiren Karabulut; “Her 10 kişiden 1’i antidepresan kullanıyor. Stresi yaratan zihnimiz. Stresle başa çıkmanın yeni yollarını bulmalıyız. Sevmek, sevilmek en temel ihtiyaçlarımızdan. Bu ihtiyaçlarımız karşılanmazsa mutsuz oluruz. Bu mutsuzluğun kronikleşmesine izin vermemeliyiz. Dünyada her yıl 800 binin üzerinde kişi intihar ediyor. Türkiye’de ise intihar oranları diğer batı ülkelerine göre çok yüksek olmasa da, son 40 yılda yüzde 50 arttı. İntihar vakaları özellikle genç ve genç erişkin nüfusta artıyor. Kendini kötü hissetmek, ağlamak, karamsarlık gibi semptomlara bakıp ‘depresyondayım’ demek doğru değil. İlaç tedavisi psikoterapi ile birleştirilirse tedavi daha etkili olur” diyor.

BİTTİ