Dünya Kupası Futbolun kalbi!

Futbolun kalbi!

12.06.2018 - 02:30 | Son Güncellenme:

Rusya'da 21. kez sahne olacak Dünya Kupası 88 yıllık tarihinde binlerce anı ve tarihi içinde bulunduruyor.

Futbolun kalbi

MİLLİYET RUSYA'DA - SENAD OK & CENGİZ MALGIR & CELAL UMUT EREN

Haberin Devamı

Fransız Jules Rimet’nin başlattığı bu büyük yolculuk, Avrupa’dan Amerika’ya Asya’dan Afrika’ya kadar bütün kıtalarda dolaştı. İlk kez 1930 yılında Uruguay’ın ev sahipliği ile merhaba diyen bu dev organizasyon futbolun en popüler en güzel turnuvası olmayı başardı.

Dünyanın en önemli spor branşı kabul edilen futbol ve bu sporun en güzel turnuvası Dünya Kupası, 21. kez sahne alıyor. 88 yıllık dev turnuvanın arkasında binlerce anı ve tarih bulunuyor.

Yıllarca Olimpiyat oyunlarına sıkışan futbol, Fransız Jules Rimet’nin, 28 Mayıs 1928 tarihinde Amsterdam’daki FIFA kongresinde verdiği büyük mücadelenin karşılığını aldı. Artık futbolun uluslararası çapta bir kupası vardı.. İlk kupanın da 1930 yılında yapılması kararlaştırıldı. Ancak sıkıntılar hemen patlak verdi. Uruguay’a verilen ev sahipliği nedeniyle Avrupa ülkeleri tepki göstermeye başladı. Hem dönemin şartları hem ekonomik koşullar, bir Güney Amerika yolculuğunu karşılayacak güçte değildi. 28 Şubat 1930’a kadar FIFA’nın davetine cevap vermesi gereken ülkeler arasında ABD’yi de dahil ettiğimizde tam 7 Amerika kıtası ülkesi; Arjantin, Brezilya, Bolivya, Şili, Meksika, Paraguay ve Peru olumlu yanıt verdi.

Haberin Devamı

Amerika kıtası ciddi anlamda katılım gösteriyordu. Britanya ülkelerine giden davete ret cevabı dönemin en çok konuşulan konusuydu, Avrupa’dan sadece Jules Rimet’den dolayı Fransa, Romanya, Yugoslavya ve yine FIFA’nın Başkan Yardımcısı Rodolphe Seeldrayers sayesinde Belçika katılıyordu.

Gemilerle 15 gün

Atlantik Okyanusu’nu 15 günde gemilerle geçen Avrupa ülkeleri, İtalya ve İspanya limanlarından hareket etmişlerdi. O günlere dair en güzel anektod Fransız futbolcu Lucien Laurent’nin sözlerinde saklıydı:

“15 gün boyunca Conte Verde’nin içindeydik. Belçikalılar ve Yugoslavlar hep bir aradaydık. Sıradan antrenmanlarımızı ve koşularımızı yapıyorduk ancak taktik konuşamıyorduk, çalışmıyorduk.”

100. yılını kutlayan Uruguay’ın adıyla ünlü stadı Estadio Centenario’da ilk kupanın finalini de ev sahibi sıfatıyla oynayan Uruguay, ezeli rakibi Arjantin’i 4-2 yenerek, zafere uzanıyordu.

Haberin Devamı

Futbolun kalbi

‘Tanrı’nın eli!

1982 Dünya Kupası İspanya’da düzenlenirken, Zico’lu Socrates’li Falcao’lu Brezilya, güzel futboluyla kaybetse de gönüllerin şampiyonu unvanını kapmıştı. İtalya ise Paolo Rossi’nin yıldızlaştığı Altobelli ve Tardelli gibi isimlerin finale damga vurduğu turnuvayı finalde Batı Almanya’yı 3-1 yenerek kazandı.

86 Meksika, Diego Maradona’nın dünyayı mest edip, önce İngiltere’yi ‘Tanrı’nın eli’ ardından finalde Batı Almanya’yı 3-2 yendikleri mücadeleyle Arjantin’in ikinci zaferi gelmişti.

İtalya 90’da finalde yine Maradona’lı Arjantin vardı ama kazanan Matthaus’lu Batı Almanya oluyordu. ABD’nin şaşırtıcı ev sahipliğindeki 94 Dünya Kupası’nda Brezilya’nın genlerine aykırı savunmacı Brezilya şampiyon olurken, Roberto Baggio’lu İtalya’nın üzüntüsü akıllardaydı.

Maracana faciası

2. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle başta Avrupa olmak üzere tüm dünya etkilenmişti, bu büyük turnuvaya da ara verildi. 1950’de kaldığı yerden başlayan kupa için ev sahibi ülke henüz o zamanlar ağırlığını hissettirmeyen Brezilya idi.

Haberin Devamı

Sambacılar, 1938’de gol kralı olan Leonidas ile ilk sinyalleri vermişti. Evlerinde de favori gösterilen Brezilya, Zizinho’lu, Jair’li, Chico’lu, Ademir’li kadrosuyla finale kadar 27 gol atarak gelse de Brezilya, o çok ünlü Maracana faciası yaşanıyor, Uruguay, 1-0 geriden gelerek 2-1 kazanıyordu.

Futbolun kalbi

Pele sahnede

1958 yılında İsveç’e geçen ev sahipliğindeki turnuvanın özel bir anlamı vardı. Dünya futbolunun efsanesi Pele artık futbol sahnesine çıkmış, kupanın en iyi genç yıldızı olmuştu. Fransız Just Fontaine’in 13 golle kral olduğu kupanın finalinde Stockholm’de müthiş bir mücadele yaşanmış, Brezilya ilk şampiyonluğuna yani ilk yıldızına 5-2’lik İsveç zaferiyle ulaşmıştı.

1962 turnuvası Şili’ye verilmişti ancak 1960 yılındaki ‘Büyük Şili Depremi’ çok ciddi hasarlar bırakmıştı. Buna karşın FIFA’nın da desteğiyle ev sahipliği alınmamıştı ve bu turnuvada ise yine Brezilya rüzgarı vardı.

Herkesin hayran kaldığı ‘çarpık bacaklı melek’ Garrincha fırtınası esiyordu Sambacılar’da. Artık dünya futbolunda Brezilya’nın gücü hissediliyor, ikinci zafer Çekoslavakya karşısında 3-1’le geliyordu.

Haberin Devamı

Bern mucizesi

İsviçre’de düzenlenen 1954 Dünya Kupası’nda herkesin favorisi Macaristan’dı. Sandor Kocsis’in golcülüğüyle finale kadar gelen ekip de Macarlar olmuştu, özellikle Puskas gibi bir yıldız da turnuvada yer alıyordu.

Ancak Türkiye’nin de ilk kez yer aldığı 1954 Dünya Kupası’nda kaptan Fritz Walter’lı Batı Almanya, ‘Bern Mucizesi’ olarak bilinen finalde Macarları 3-2 devirerek, tarihinin ilk zaferine imza atıyordu.

Futbolun kalbi

Türkiye rüzgârı

Fransa 98’i ise Zidane ve arkadaşları, Ronaldo’lu Brezilya’yı finalde 3-0 yenerek alıyordu. 2002 Güney Kore-Japonya’da Türkiye rüzgarı esiyor, Dünya 3.’lüğü geliyordu. Brezilya da Ronaldo ve Rivaldo önderliğinde 5. zaferini alıyordu.

2006 Almanya’da yenilenmiş bir Almanya olsa da Zidane’ın veda turnuvasında Materrazzi’ye attığı kafa, Cannavoro’lu İtalya’nın şampiyonluğunun önüne geçiyordu.

2010’un adresi ilk kez Afrika kıtası oldu ve Güney Afrika’da Del Bosque’li İspanya fırtınası esti. 2014’te de benzer şekilde Löw’lü Almanya, Brezilya’da zirveye çıktı.

Mussolini baskısı

1934 Dünya Kupası ev sahipliği İtalya’ya gitmişti. Mussolini’nin ülkesi ciddi bir bütçe ayırmış ancak İtalya’da siyasi ortam bazı ülkeleri rahatsız etmişti. 16 takımlı kupada, Mussolini’nin rüzgarı hakemler üzerinde görülüyordu. Dönemin ünlü İtalyan hocası Vittorio Pozzo her ne kadar üzerindeki otoriteden rahatsız olsa da takımını idare ederek, Avrupa kıtasının ilk Dünya Kupası zaferini finalde Çekoslavakya’yı 2-1 yenerek İtalya’ya kazandırıyordu.

İtalya, 1934 zaferini daha da büyüterek bu sefer Jules Rimet’nin evinde 1938’de yine zafere koşuyordu, bu defa rakip ünlü Macaristan idi: 4-2.

Johan Cruyfflu yıllar

1974 Dünya Kupası’nda Johan Cruyff’un başı çektiği ‘Total Futbol’ mucidi Hollanda, Berlin’deki finalde Batı Almanya’ya 2-1 kaybediyor, ama bu futbol tarihinin en güzel kaybediş öyküsü olarak kayıtlara geçiyordu. 1978’de de senaryo aynıydı, bu kez Cruyff’suz Hollanda, finalde Kempes’li Arjantin’e 3-1 yeniliyordu.

Futbolun kalbi

Top geçti mi, geçmedi mi!

1966 Dünya Kupası’na geldiğimizde burada bir parantez açmak gerekiyor. Uzun süre Dünya Kupası fikrine tepki gösteren ve kendisini futbolun sahibi olarak görerek tepeden bakan İngiltere, 66’nın ev sahibiydi. Futbolun en prestijli statlarından Wembley, bu dev turnuvaya hazırdı. Kısacası İngilizlerin ilk ve tek zaferinin geldiği bu dev şampiyonluk, Batı Almanya finaliyle alınmıştı. 4-2 biten ve uzatmalara kalan maçta Geoff Hurst’un topunun çizgiyi geçip geçmediği hala tartışılıyor. Brezilya’nın belki de en keyifli ve en göze hoş gelen takımı (1982 hariç) 1970 Meksika’da izleniyordu.

Pele’nin coştuğu, Jairzinho, Tostao, Carlos Alberto ve Rivellino’nun başrole çıktığı turnuvada, finalde İtalya’yı 4-1 yenen Sambacılar, 3. yıldızı yakalıyordu.

En pahalı Fransa

Fransa Milli Takımı, 1 milyar 410 milyon euroluk toplam piyasa değeriyle Rusya’nın ev sahipliği yapacağı 2018 FIFA Dünya Kupası’nın en pahalı takımı oldu.

Uluslararası Spor Araştırmaları Merkezi (CIES), 14 Haziran-15 Temmuz tarihlerinde düzenlenecek 21. Dünya Kupası’na katılan 32 takımın kadrosundaki futbolcuların tahmini değerlerini hesapladı.

CIES’in, yaş, sözleşmenin tamamlanmasına kalan süre, mevki, kulübünde gösterdiği performans, kulübünün performansı, milli takımda sergilediği performans gibi kriterlere göre oluşturduğu model doğrultusunda, 32 takımın toplam değeri 12,6 milyar euro çıktı.

Kadrosunda Kylian Mbappe, Paul Pogba, Antoine Griezmann, Ousmane Dembele, N’Golo Kante, Samuel Umtiti gibi önemli oyuncuları barındıran Fransa, 1 milyar 410 milyon avroyla 2018 Dünya Kupası’nın en pahalı takımı oldu.

Fransa’yı, 1 milyar 386 milyon avroyla İngiltere, 1 milyar 269 milyon avroyla da Brezilya takip etti.

En hırçın Brezilya

Dünya Kupası finallerinin en “hırçın” takımı, bu kupayı en çok kazanan Brezilya oldu. Brezilya, bugüne dek katıldığı dünya kupalarında 11 kırmızı kart görerek, en çok kırmızı kartla cezalandırılan ülke olarak dikkat çekti. Bu ülkeyi, 10 kırmızı kartla Arjantin, 9 kırmızı kartla da Uruguay izledi.

İlk 3 sırayı Güney Amerika ülkeleri alırken, Kamerun ve İtalya 8, Hollanda ve Batı Almanya ise 7’şer kırmızı kartla cezalandırıldı.

Futbolun kalbi

Güvenlik alarmı

Dünya Kupası’nın ev sahibi ülkesi Rusya, güvenlik önlemlerini en üst seviyeye çıkardı. Terör saldırıları ve tehditlerine karşı yaklaşık 2 senedir yoğun bir çaba harcanırken, turnuvanın yapılacağı 14 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında adeta bir alarm verilecek.

Rusya’da 14 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek 2018 Dünya Kupası’nda güvenlik en üst safhada olacak. Statlarda, şehirlerde, otellerde, havalimanlarında ve tüm alanlarda en ufak bir aksaklık olmasına izin verilmeyecek.

Yaklaşık 2 senedir turnuvanın güvenliği için çaba harcayan Rusya’da yetkililer, 2017 Konfederasyon Kupası’nı kazasız atlattı. Sürekli olarak terör gruplarının tehditleri ve saldırı ihtimallerine karşın ülkede büyük bir güvenlik alarmı kuruldu. Buna göre emniyet birimlerinden alınan kararlarda, alkol, silah satışı, ilaç gibi birçok ürün ve maddeye kısıtlama ve yasak getirildi.

Rusya’nın 11 şehrinde gerçekleşecek olan maçlarda sorun çıkmaması adına turnuva süresince silah satışı ile gelen turistlerin de silah bulundurması veya ülkeye sokması yasaklandı.

Ayrıca alınan kararlar doğrultusunda cam şişelerde satışı gerçekleşen alkol ve meşrubat satışları kısıtlandı. Bıçak gibi kesici aletlerin de taşınması ve satışlarının yasaklandığı ülkede, bazı ilaç türlerinin de satışlarına yasak getirildi. Ayrıca Rusya, komşu ülkelerin sınırlarında güvenlik arttırımına gitti.

Futbolun kalbi

11 ŞEHİRDE 12 STAT

Rusya’da Dünya Kupası heyecanı yaşanırken, turnuva 11 şehirde 12 farklı statta yapılacak. Yeni yapılan ve tekrar yenilenen statlarla beraber Rusya’da büyük bir coşku yaşanacak. Turnuvanın açılışı 14 Haziran Rusya-Suudi Arabistan arasında Luzhniki’de olacak. Final karşılaşması da 15 Temmuz’da yine Luzhnik Stadı’nda oynanacak. Rusya’daki 3 stadın yapılması ve 9 stadın da yenilenmesine toplamda 11.8 milyar dolar harcandı.

Samara: Samara Arena (45 bin)
Nizhny Novgorod: Nizhny Stadı (45 bin)
Volgograd: Volgograd Arena (45 bin)
Ekaterinburg: Ekaterinburg Arena (35 bin)
Saransk: Mordovia Arena (44 bin)
Rostov: Rostov Arena (45 bin)
Kaliningrad: Kaliningrad Stadı (35 bin)
Kazan: Kazan Arena (45 bin)
Moskova: Spartak Stadı (45 bin)
Moskova: Luzhniki (81 bin)
Sochi: Fisht Stadı (45 bin)
St Petersburg: St Petersburg Stadı (67 bin)

Futbolun kalbi

Yazarlar