Cadde Dünya Makarna Şampiyonası

Dünya Makarna Şampiyonası

30.10.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

.

Dünya Makarna Şampiyonası

Geçtiğimiz hafta ‘Dünya Makarna Şampiyonası’ için Milano’daydım. Barilla’nın gerçekleştiği organizasyonda farklı milletlerden 17 şef, birbirinden nefis tabaklar hazırladı. Yemekler, bir nevi dünya yemek trendlerinin de yansıması gibiydi. Az ama öz malzeme ile hazırlanan, yaratıcı sunumlar çok etkileyiciydi. Türkiye’den İstanbul Zorlu Center’daki Parle Restau-rant’ın şefi Sadık Ilgaz yarıştı. Sadık Şef ‘Balıkçı Makarnası’ adıyla servis ettiği tabağında, Ege’nin deniz mahsulü kültürünü öne çıkarttı. Tabağı, İtalyan şeflerden büyük beğeni topladı ancak yarışmayı Amerikalı Şef Carolina Diaz kazandı. Tabii, Milano’ya kadar gitmişken, daha önce gitmediğim yerleri de keşfettim.

Haberin Devamı

Dünya Makarna Şampiyonası

Milano’dan kısa kısa:

Moleskine Kafe

Moleskine defterlerini bilirsiniz. Milano’nun en tatlı mahallelerinden biri olan Brera’daki Moleskine kafe de işte aynı defterleri gibi. Sade, nezih ve fonksiyonel. Kahvenizi alıp, bir yandan çalışmak için ideal.

Ceserio

D-Squared markasının kurucuları tarafından açılan bir mekan. Ortamı oldukça şık, ambiyansına bayılmamak elde değil. Hem yemekleri, hem de kokteylleri başarılı. Saat 19.00’dan sonra gitmenizi tavsiye ederim.

Corso Como

İçinde hem kafe, hem sanat galerisi, hem de tasarım ürünler dolu bir mağaza bulabileceğiniz bina... Milano’nun içinde adeta şehirden kaçış. Hem sattıkları objeler, hem de yemyeşil bahçesi mutlaka görülmeli.

Biraz özeleştiri

Şu sıralar, iş yüzünden çok seyahat ediyorum. Ve yolculuklarım sırasında bir kere daha fark ettim ki, bizim kadar aceleci başka bir millet yok! Sıraya kaynak yapmak, önündekileri iterek daha hızlı ilerlemeye çalışmak, sıra beklerken kıpır kıpır söylenmek, hepimizin DNA’sına işlenmiş gibi... En azından şu havaalanlarında, biraz nefes alıp sıramızı beklemeyi öğrensek, daha iyi olmaz mı?

Etiket problemi

Bu haftanın sosyal medyada en çok konuşulan konularından biri; Sussex Düşesi Meghan Markle’ın, Tonga ziyareti sırasında elbisesinden sallanan etiket oldu!

Benim ilgimi çeken nokta ise, bu etiketli fotoğrafların, hem Türk hem de yabancı internet siteleri tarafından ‘Sussex Düşesi Rezil Oldu!’ başlığıyla yayınlanması. Gerçekten mi? Etiket kesmeyi unutarak, rezil mi olunur?

Eşitsin!

Bu hafta televizyonda denk geldiğim hadiseyi de anlatarak yazımı noktalayacağım. Geçenlerde, bir kadın programına telefonla bağlanan hanımefendi inanılmaz bir hikaye anlattı. Bu kadının kocası, bir gün sarhoş oluyor. Eve dönerken alt komşuları (karı-koca çift), adamın sarhoş halini görünce onu, ayılması için kahve içmeye davet ediyor. Ancak evde kahve olmadığını fark ediyorlar ve çiftten erkek olanı kahve almak için bakkala gidiyor. Evde yalnız kalan kadınla sarhoş adam o sırada beraber oluyor ve kadın hamile kalıyor. Dokuz ay sonra çocuk doğunca, kadının kocası çocuğun aynı komşusuna benzediğini fark ediyor ve olay çözülüyor. Kadın, kendisini hamile bırakan adamın karısını arayıp; “Suç, senin kocanda değil, beni sarhoş adamla evde yalnız bırakan kocamda” diyor. Komşusuna ikram etmek için kahve almaya çıkan adam suçlu oluyor!

Hikayeyi tüylerim ürpererek dinledim.

O gece, o kadın adamla zorla mı, isteyerek mi beraber oldu bilmiyoruz. Ancak bu durumdan kendi kocasını sorumlu tutması, akıl almaz bir durum. Hâlâ erkekler tarafından korunmaya, kollanmaya, himaye altına alınmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. En yapılmayacak hatalara (hatta suçlara!) bile “Erkektir ne yapsa yeridir” diye bahane buluyoruz.

Halbuki bizim korunmaya ihtiyacımız yok!