Gazze'deki savaşta son dakika... İsrail'in '2 aylık insani ara' önerisine Hamas'tan jet cevap

ABD ve İngiliz Kuvvetleri, Yemen'deki Husi hedeflerine Hava saldırısı düzendi.

İki İsrailli yetkili, İsrail'in Hamas'a, Gazze Şeridi'nde tutulan tüm esirlerin serbest bırakılmasını ve çatışmalara iki aya kadar ara verilmesini içeren bir teklif sunduğunu iddia etti. Hamas’ın Medya Sorumlusu Kilani ise; "Resmi teklif ulaşmadı. Hamas daimi ateşkes istiyor. Direnişin temel şartı savaşın geçici değil, tamamen kapsamlı bir şekilde durması" dedi.

İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 108 gündür devam ediyor. İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, Gazze Şeridi’nde devam eden kara operasyonunda 3 subayın daha hayatını kaybettiği duyurularak, geçtiğimiz sene 27 Ekim'den bu yana devam eden kara operasyonunda ölen asker sayısının 198'e yükseldiği aktarıldı. Ordu, hayatını kaybeden askerlerin 2’sinin binbaşı, 1’inin yüzbaşı rütbesinde olduğunu açıkladı.

Yemen’deki Husiler, Aden Körfezi’nde ABD’ye ait Ocean Jazz adlı askeri yük gemisine saldırı düzenlediklerini duyurdu.

Husiler tarafından yapılan açıklamada, Aden Körfezi’nde ABD’ye ait Ocean Jazz adlı askeri yük gemisine saldırı düzenlediği duyurularak, "Yemen Silahlı Kuvvetleri, ABD ve İngiltere saldırılarına misilleme yapılmasının kaçınılmaz olduğunu ve herhangi bir yeni saldırının cezasız kalmayacağını teyit ediyor" denildi.

ABD tarafı söz konusu saldırıya ilişkin henüz açıklama yapmadı. Saldırıda gemide hasar ya da ölen veya yaralanan olup olmadığı henüz bilinmiyor.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları sürerken, İsrailli esirlerin yakınları hükümete seslerini duyurabilmek için yeni bir protesto düzenledi. Esir yakınları, İsrail parlamentosu Knesset’te Maliye Komitesi’nin yaptığı toplantıyı bastı. Esir yakınlarından birinin üzerinde "Çocuklarımız orada ölürken siz burada oturmayacaksınız" yazılı bir pankart açtığı görüldü.

Esir yakınlarından bir diğeri ise, üç aile üyesinin fotoğraflarını havaya kaldırarak, "Sadece bir tanesinin, üç kişiden birinin canlı olarak geri gelmesini istiyorum” dedi.

GAZZE ŞERİDİ’NDEKİ İNSANİ ARA 1 ARALIK’TA SONA ERMİŞTİ

İsrail ve Filistin arasında 24 Kasım’da başlayan 4 günlük insani ara iki kez uzatılmasının ardından 1 Aralık’ta sona ermişti. İnsani ara kapsamında Hamas Gazze Şeridi’nde tutulan 80 İsrailli esiri, İsrail ise 240 Filistinli mahkumu serbest bırakmıştı. İsrail ordusuna göre Gazze Şeridi’nde yaklaşık 130 İsrailli esir bulunurken, 27 esirin ise İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.

Almanya İçişleri Bakanlığı, ülkedeki İsraillilerin zorunlu oturma iznini kaldırdığını duyurdu. 26 Nisan tarihinden itibaren geçerli olacak yeni kural çerçevesinde İsraillilerin yalnızca 90 gün ülkede kalmasına izin verilecek.

İsrail Başbakanı Netanyahu Hamas'ın elindeki rehinelerin yakınlarıyla bir araya geldi. Hamas'ın rehine konusunda kendilerine bir teklifte bulunmadığını öne süren Netanyahu "Bir teklif yapmadılar, size acı olduğunu bildiğim hale gerçeği söylüyorum, dayanmanız gerekiyor" dedi.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da AB dışişleri bakanları toplantısına gitmeden önce, İsrailliler ile Filistinliler arasında barışın tesis edilmesini sağlayacak iki devletli çözümün mevcut çatışmanın 'tek çözümü' olduğunu söyledi.

Gazze Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun El-Hayr Hastanesine baskın düzenlediğini ve birçok çalışanı tutukladığını bildirdi. İngiliz medyasına konuşan yetkililer savaşın başından beri bölgede ilk kez böyle bir durumla karşılaştıklarını öne sürdü. İsrail kanadı ise hastanenin içinde Hamas savaşçıları olduğunu öne sürdü ancak bu iddia bağımsız kaynaklar tarafından doğrulanmadı.

108'inci gününe giren savaşta Gazze'deki hiçbir rehineyi kurtaramayan, Hamas'ı yok etme planına artık Batılı müttefiklerinin bile sırt çevirdiği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD'ye nasıl ayak sürüyor?

Savaş sonrasında bir Filistin devletinin kurulmasını hiçbir şartta kabul etmeyeceğini belirten Netanyahu, geçen hafta ABD Başkanı Joe Biden'ı açığa düşürdü.

İsrail Başbakanı ile telefonda görüşen ABD lideri Biden, Netanyahu'nun iki devletli çözümü kabul edebileceğini belirtip, "İki devletli çözümün farklı modelleri var. Birleşmiş Milletler üyesi olan, ama bir ordusu bulunmayan birçok ülke var" dedi.

Ancak bu cümlelerden sonra Netanyahu’dan duruşunu daha da sertleştiren bir açıklama geldi, ordusuz Filistin devleti önerisini de reddetti.

Uluslararası medya İsrail ile Batılı müttefikleri arasında bir uçurum olduğu yorumları yaparken, bugün toplanan Avrupa Birliği zirvesinden Netanyahu'ya tek çözümün Filistin devleti kurulması mesajı verildi.

'TÜM FİLİSTİNLİLERİ ÖLDÜRECEK MİSİNİZ?'

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İsrail'in Hamas'ı yok etme planının işe yaramadığını kaydedip yalnızca iki devletli çözümün gündemde olduğunu söyledi. AB dışişleri bakanlarının Brüksel'de İsrailli ve Filistinli en üst düzey diplomatlarla gerçekleştireceği toplantı öncesi konuşan Borrell, "Yapmak istediğimiz şey, iki devletli bir çözüm inşa etmek" deyip ekledi:

"Akıllarında başka hangi çözümler var? Tüm Filistinlilerin ayrılmasını sağlamak mı? Ya da hepsini öldürmek mi?"

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da İsraillilerle Filistinlilerin bir arada yaşamasına imkân tanıyan bir iki devletli çözümün 'tek çözüm' olduğunu vurguladı, "Böyle bir çözüm duymak istemediklerini söyleyenler başka bir alternatif de sunmadı" diye konuştu.

İsrail'de ise rehine yakınlarının isyanı büyüyor. Binyamin Netanyahu'nun evinin çevresinde kamp kuran rehine aileleri, bugün ayrıca İsrail parlamentosu Knesset'e girişleri engelledi.

Knesset'in içine giren bazı protestocuların milletvekilleriyle sert tartışmalar ve arbede yaşandığını gösteren videolar sosyal medyada paylaşılıyor. Bir rehine yakını, "Onlar oradayken siz burada oturmayacaksınız, sandalyelerinizden kalkın" diye bağırdı.

Giderek artan baskıyla yüzleşen Netanyahu, gün içinde bazı rehine yakınlarıyla görüşme gerçekleştirdi.

Times of Israel gazetesi ise, 74 yaşındaki Binyamin Netanyahu'nun ABD'lileri oyalama taktiğini 'Bir santim ver, bir mil durdur' başlığıyla haberleştirdi.

Üst düzey bir İsrailli yetkililerin sözlerine yer veren gazete, Tel Aviv yönetiminin savaşın başından bu yana Aşdod limanından ilk kez Gazze'ye un girişine izin verdiğini ve bu gelişmenin iki devletli çözüm tartışmalarının gölgesinde kaldığını aktardı.

Yetkiliye göre, söz konusu hamle Netanyahu'nun 7 Ekim'den bu yana ABD ile ilişkilerde kullandığı taktiğin bir parçası.

İsrail Başbakanı'nın insani yardım taleplerinin bir kısmını kabul ettiğini ancak öncesinde ABD'lileri ciddi enerji ve zaman harcamaya zorladığını belirten yetkili, böylece Washington'ın Netanyahu'ya daha stratejik talepler için baskı kapasitesinin tükendiğini vurguladı.

Netanyahu'nun şimdiye kadar kabul ettiği isteklerin haftalarca süren mekik diplomasisiyle hayata geçtiğini hatırlatan yetkili, bu süreçte İsrail Başbakanı'nın Biden'ın savaştan sonra Gazze planının da önünü tıkadığını söyledi. Yetkiliye göre, Suudi Arabistan'la ilişkilerin normalleşmesini de kapsayan ABD planının artık sınırlı bir şekilde ilerleme kabiliyeti var.

Biden yönetiminden bir yetkili ise, İsrailli yetkilinin söz ettiği stratejiyi neredeyse kabul etti, "Kesinlikle, Netanyahu'nun bir mil gitmemizi durdurmak için bize bir santim verdiğine ilişkin bir his var" dedi.

Netanyahu'ya yıllarca danışmanlık yapan ve şimdilerde siyasi yorumcu olarak boy gösteren Aviv Bushinsky'de, İsrail Başbakanı'nın kararları mmükün olduğunca erteleyerek ABD'lilere karşı zaman kazandığını ve ayak sürüdüğünü itiraf etti.

Filistinli yetkililer, son 24 saatteki İsrail bombardımanında 190 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Böylece, 7 Ekim'den bu yana devam eden savaşta can verenlerin sayısı 25 bin 295'e çıktı.

İsrail katlimanın kurbanlarının üçte ikisinden fazlası çocuklar ve kadınlar. Aralıksız devam eden saldırılarda 60 bini aşkın Filistinli de yaralandı, 1,9 milyonu evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Gazze'yi yakıp yıkan İsrail birçok şehir ve mahalleyi haritadan sildi.

İsrail gazetesi Haaretz, düzinelerce kişinin İsrail parlamentosunun girişini engellediğini bildirdi. Polisin eylemcileri zorla bölgeden uzaklaştırdığı bildirilirken, protestocular 'hemen seçim' çağrısında bulundular.

İran'ın sanayi şehri Germsar'da bugün sabah saatlerinde büyük bir patlama meydana geldi.

Resmi medya, Semnan vilayetine bağlı Germsar'daki patlamanın nedenine dair herhangi bir bilgi vermedi.

İtfaiye ekiplerinin olay yerine geldiği belirtilirken, Tasnim haber ajansı patlamanın sanayi bölgesinde gerçekleşmediğini ve şehri sarsan sesin kaynağının henüz bilinmediğini duyurdu.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, İsrail'le ilişkilerin normalleşmesinin tek yolunun bağımsız bir Filistin devleti kurulması olduğunu söyledi.

CNN International'a konuşan Suudi Arabistan'ın bir numaralı diplomatına, "Eğer bir Filistin devletine giden güvenilir ve geri döndürülemez bir yol yoksa, kesin bir şekilde Suudi Arabistan ve İsrail arasındaki ilişkilerin normaleşmeyeceğini mi söylüyorsunuz?" şeklinde bir soru yöneltildi. Bakan Faysal bin Ferhan, soruya "Yarar sağlamanın tek yolu bu. Yani, evet" yanıtını verdi.

Times of Israel, Ferhan'ın sözlerini Suudi Arabistan'dan bugüne kadar gelen en doğrudan açıklamalardan biri olarak niteledi.

Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının bugün Filistinli ve İsrailli mevkidaşlarıyla görüşecek, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise 10 maddelik barış planını duyuracak.

27 AB üyesinin dışişleri bakanlarının katılacağı toplantının bir numaralı gündemi, Gazze'deki savaş olacak. Filistinli ve Katarlı mevkidaşlarıyla ayrı ayrı görüşme yapması beklenen AB'li bakanlar, ayrıca Kızıldeniz'deki Husi saldırılarına karşı hayata geçirilecek askeri misyonu da ele alacak.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun iki devletli çözüme kesin bir dille 'hayır' demesi, Avrupa Birliği'nin bugün sunacağı planı daha da önemli hale getiriyor.

Nitekim, Josep Borrell 10 maddelik planını sunmadan yalnızca iki devletli çözüm istediğini yineledi. AB dış politika yöneticisi, Gazze Şeridi'ndeki insani durumun bundan daha kötü olamayacağını da vurguladı.

Aralık ayından beri Gazze'deki Han Yunus bölgesine saldıran İsrail ordusu bugün 40 binayı aynı anda patlattı. İsrailli asker Itamar Bello tarafından paylaşılan ve farklı açıları da bulunan videoda İsrail askerlerinin Filistinlilerle alay ettiği de kayıtlara geçti.

Hizbullah, Lübnan'da askeri operasyon düzenlemeye hazırlanan İsrail askerlerini füzelerle hedef aldığını duyurdu. Saldırının konumu ise İsrail'in kuzeyinde bulunan ve Lübnan'a çok yakın bir mesafede bulunan Zanit kışlası.

İsrail işgal ordusu Gazze'nin güneyindeki en büyük şehir Han Yunus'u bombardımana tutarken, çoğu çocuk en az 10 Filistinlinin hayatını kaybettiği bildiriliyor.

Uluslararası haber ajansı AFP tarafından savaşın yeni 'merkez üssü' olarak tanımlanan Han Yunus'taki görgü tanıkları, işgal birlikleriyle Filistinli gruplar arasında şiddetli çatışmalar gerçekleştiğini aktardı.

Yerel kaynaklar, İsrail jetlerinin Han Yunus valiliğinin batısındaki El Mevasi bölgesinde bir evi vurduğunu kaydetti.

Han Yunus'taki Nasır Hastanesi yakınındaki bir binada ise İsrail bombardımanının ardından büyük bir yangın çıktı.

İlerleyen saatlerde İsrail saldırılarındaki can kaybının netleşmesi bekleniyor.

Birleşmiş Milletler'in işgalaltındaki Filistin Toprakları özel raportörü Francesca Albanese, İsrail'in 7 Ekim'de başlayan savaşta Gazze Şeridi'nindeki nüfusun yüzde 1.1'ni öldürdüğünü söyledi.

BM temsilcisine göre bu oran, Irak ve Ukrayna'daki savaşlardan fazla. Ukrayna'da ikinci yılı dolmak üzere olan Rus işgalinde hayatını kaybedenler, nüfusun yüzde 0.2'si olarak kayıtlara geçti.

Yıllar süren Irak'taki ABD işgalinde ise, nüfusun yüzde 0.8'i yaşamını yitirdi.

Francesca Albanese, "Bu yüzyıldaki hiçbir savaş, İsrail'in Gazze'deki yok etme seferberliğine yaklaşamaz" dedi.

İki hafta sonra dördüncü ayını dolduracak Gazze işgalinde, 25 binden fazla Filistinli can verdi. İsrail katliamında yaşamını yitirenlerin üçte ikisinden fazlası çocuklar ve kadınlar.

ABD'nin Orta Doğu'daki operasyonlarını yürüten Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Aden Körfezi'ndeki bir baskın sırasında kaybolan iki donanma askerinin öldüğünü ilan etti.

Söz konusu baskın, Yemen'in batısını kontrol eden Husilere silah taşıyan bir İran yelkenli teknesine 11 Ocak tarihinde gerçekleşti.

Yelkenlideki birçok silaha el konulurken, ABD ordusunun resmi sosyal medya hesapları Husilere gönderilen füze parçalarının fotoğraflarını paylaştı.

Kızıldeniz ile Aden Körfezi'ni birbirine bağlayan Babülmendep Boğazı çevresine aralarında bir uçak gemisinin de bulunduğu bir ordu yığan ABD, 11 gündür baskın sırasında kaybolan iki askeri arıyordu.

İsrail'de yayımlanan Jerusalem Post gazetesi, Pazar akşamı 'Erdoğan, İsrail'e karşı Hamas savaşı nedeniyle ekonomik önlemler alıyor' başlığıyla bir habere yer verdi.

Ankara'nın hazırlandığı yaptırımları sayfasına taşıyan Jerusalem Post, İsrail'i defalarca diplomatik alanda hedef alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni bir hamleye giriştiğini yazdı.

"Türkiye, başlıca İsrail karşıtı diplomatik tutumunda dikkate değer bir değişiklikle İsrail'e karşı doğrudan ekonomik hamlelere karar verdi" diyen gazeteye göre, Ankara artık iki ülke arasındaki ticareti aktif şekilde etkiliyor.

Türkiye'nin artık İsraille ticarete destek vermeyeceğini ve şirketlere sunulan desteği geri çekeceğini kaydeden Jerusalem Post, en önemli adımın ise İsrail'in ihracat limanları listesinden çıkarılması olduğunu belirtti.

Ekonomik yaptırımları 'stratejik hamle' olarak tanımlayan Jerusalem Post, iki ülke arasındaki ihracat rakamlarına da haberinde yer verdi.

Jerusalem Post, İsrailli futbolcuların gözaltına alınıp sınır dışı edilmesi gibi son olaylarla birlikte Ankara ve Tel Aviv arasındaki gerilimin yoğunlaştığı yorumunu da yaptı.

Güney Afrika'nın Birleşmiş Milletler'in en üst yargı organı Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail için açtığı soykırım davası, şimdiden Tel Aviv'i sarsmaya başladı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova, günlük basın toplantısında soykırım davasına İsrail için müdahil olan ve Gazze işgalinde sınırsız destek veren Almanya'yı eleştirdi. Moskova'nın Almanya'nın tutumuna şaşırmadığını kaydeden Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zaharova, Berlin yönetimine Birleşmiş Milletler'in A/RES/60/7 nolu kararını hatırlatıp Holokost'un Naziler tarafından yalnızca Yahudilere değil Avrupa'nın doğusundaki diğer etnik gruplara da uygulandığını kaydetti. Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsüne göre, Almanya özellikle Sovyetler Birliği'ndeki Slav toplumların katledilmesini sistematik olarak görmezden geldi.

Maria Zaharova, "Berlin, Nazilerin halkımıza karşı işlediği suçları soykırım olarak tanımamakta ısrar ediyor" dedi, Almanya'nın İkinci Dünya Savaşı'nda neredeyse 30 ay süren Leningrad Kuşatması sırasında ölenlere tazminat ödemeyi reddetmesine atıfta bulundu.

Rus adli makamlarının Nazilerin savaş suçları ve soykırımı hakkında deliller topladığını da ekleyen Zaharova, Almanya'nın Rus işgali altındaki Ukrayna'ya verdiği desteği eleştirdi. Zaharova'ya göre, Almanya Ukrayna'daki Kiev rejimine verdiği destekle öne çıkan Almanya, diğer Avrupa Birliği ülkelerini geride bıraktı. Rus sözcü ayrıca, Moskova'nın iki yıldır dile getirdiği Ukrayna'ya Nazi suçlamasını yineledi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı ise, Holokost'u 'çarpıttığı' gerekçesiyle Rusya'ya ateş püskürdü, Almanya'ya teşekkür etti. İsrail, Moskova'nın yorumlarının Holokost'un Yahudiler üzerindeki etkilerini küçümsemekle suçladı.

Yerel medya, Tel Aviv'in açıklamalarını 'İsrail'den Rusya'ya misilleme' başlıklarıyla verdi.

İki devletli çözüme destek veren Rusya, 7 Ekim'den bu yana Filistin'e desteğini açık şekilde gösteren ülkeler arasında. Geride kalan haftalarda Hamas üyelerinin Moskova'da ağırlanması, özellikle İsrail'i kızdırmıştı.

Güney Afrika İsrail'e karşı açtığı soykırım davasında öncelikli olarak, Gazze'deki askeri operasyonların derhal askıya alınması için, ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinde bulundu.

Dava dilekçesinde, İsrail’in 'Gazze'deki Filistinlileri daha geniş bir ulusal, ırksal ve etnik grubun parçası olarak yok etmeye yönelik özel bir niyete' sahip olduğu belirtildi.

İsrail'in BM Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiğini kaydeden Güney Afrika Cumhuriyeti, Gazze’deki uygulamaları kendi ülkesindeki 'apartheid (ırk ayrımcılığı) rejimiyle' kıyaslıyor.

BM’nin en üst yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aksine, bireysel suçlar yerine sadece devletler arasındaki ihtilafları ele alıyor.