Dünya Nükleer kıyamet masada! Putin dahil olmadı

Nükleer kıyamet masada! Putin dahil olmadı

03.11.2022 - 12:38 | Son Güncellenme:

Türkiye'nin arabulucuğuyla tahıl anlaşmasına dönen Rusya'nın Karadeniz Filosu'ndaki bazı savaş gemilerinin Sivastopol'da batmadığı belirlendi. Ekim ayındaki buluşmanın detayları ise, tüyler ürpertici.

Nükleer kıyamet masada Putin dahil olmadı

Yeni saldırı dalgası gece yarısı geldi, Ukrayna'nın birçok şehrinde patlama sesleri duyuldu. Rus işgalciler Ukrayna'nın ikinci büyük kenti Harkov, bir kısmını işgal altında tuttukları güneydeki Zaporijya ve komşusu Kryvyi Rih'e füzeler ve kamikaze insansız hava araçlarıyla saldırdı.

Haberin Devamı

Rus ordusunun hedefinde, önceki füze yağmurlarında olduğu gibi enerji altyapısı vardı. Nitekim Kryvyi Rih'in birçok semti karanlığa gömüldü, yerel yöneticiler elektrik ve su altyapısının ciddi hasar aldığını açıkladı.

Vladimir Putin'in düzmece referandumun ardından 'ilhak' kararı verdiği Zaporijya'da İran kamikaze drone'u Şahid-136'lar Ukrayna'ya ait hava savunma sistemleri tarafından düşürüldü. Rusya sınırındaki Harkov'a ise S-300 füzelerinin ateşlendiği bildiriliyor.

Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, Rusya'nın Karadeniz üstünde seyreden bir savaş uçağından fırlattığı iki kruz füzesinin tahıl koridoru için kullanılan rotanın üstünden geçtiğini söylüyor. Moskova, 2014'te el koyduğu Kırım'daki Sivastopol limanında demirli savaş gemilerine saldırı düzenlendiği gerekçesiyle tahıl anlaşmasını hafta sonu askıya aldı. Anlaşmanın mimarı Türkiye hemen devreye girdi, Rusya Çarşamba günü öğle saatlerinden itibaren yeniden anlaşmaya geri döndü.

Haberin Devamı

Nükleer kıyamet masada Putin dahil olmadı

SİVASTOPOL'DAN İLK FOTOĞRAFLAR

Sivastopol limanından alınan yeni uydu görüntüleri ise, Rusya'nın Karadeniz Filosu'nun önemli gemileri Amiral Essen ve Amiral Makarov'un batmadığını ortaya koydu. Planet Labs tarafından yayımlanan uydu fotoğraflarında iki geminin de halihazırda limanda demirli olduğu görüldü. Askeri analistler, fırkateynlerin biraz hasar almış olabileceğini ancak fotoğraflarda bunu seçmenin mümkün olmadığını belirtiyor.

Karadeniz Filosu'nun bir diğer gemisi Amiral Grigorovich ise, şu anda Akdeniz'de. Ukrayna, Rusya'nın Karadeniz'deki gözbebeği Moskva savaş gemisini Nisan ayında iki füzeyle vurmuş, sulara gömülen Moskva Kremlin'in aldığı en ağır darbelerden biri olarak kayıtlara geçmişti.

Nükleer kıyamet masada Putin dahil olmadı

Halihazırda Herson'u savunmayı deneyen Rus işgalciler, doğu cephesinde ise Bakhmut, Avdiivka ve Pavlovka'da kaybettikleri yerleri geri alma hedefiyle saldırıyor. Şiddetli çatışmalar, Donetsk'teki en kilit noktalardan Bakhmut çevresinde.

Ukrayna ordusundan Korgeneral Zabrodsky Mikhail, yakın zamanda Rusların Herson'dan çekilebileceğini ancak oluşturulan yeni grupların Zaporijya ve Sumi'yi tehdit edeceği yorumunu yapıyor.

Haberin Devamı

Soğuk kış mevsiminin savaşı nasıl etkileyeceği en çok merak edilen konulardan biri. İngiltere, Ukrayna ordusuna 195 bin adet kışlık üniforma yardımı gönderiyor. Sevk edilen askeri malzeme arasında nükleer veya kimyasal saldırılara karşı kullanılabilecek teçhizat da var.

KAMBOÇYALILAR UKRAYNA'YA GİDİYOR

Rus işgalcilere karşı Ukrayna'ya yardım gönderen bir diğer ülke ise, Kamboçya oldu. Kamboçya, Japonya ile birlikte iki mayın temizleme ekibini Ukrayna'ya yollayacak. Washington Post gazetesi, 30 yıllık iç savaşın bittiği 1998'den bu yana mayın söken Kamboçya'nın dünya çapında uzman olarak kabul edildiğini belirtiyor. Kamboçyalı uzmanlar, geçtiğimiz senelerde Ortadoğu ve Afrika'da BM için çalıştı. Ukraynalıları eğitecek ilk ekip, Aralık ayının başında yola çıkacak.

Nükleer kıyamet masada Putin dahil olmadı

NASIL VE NE ZAMAN?

Amerikan CBS News kanalına konuşan iki ABD'li yetkili ise, Rus askeri yetkililerin geçen ay Ukrayna'daki savaşta nasıl ve ne zaman nükleer silah kullanabileceklerini görüştüklerini söyledi. ABD'ye göre bu görüşmelere Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dahil olmadı.

Haberin Devamı

Beyaz Saray yetkilileri de geçtiğimiz aylarda nükleer silahların kullanılması ihtimaliyle ilgili kaygılarının arttığını bildirdi. Ancak Rusya'nın nükleer kullanmaya hazırlandığına yönelik bir işaret görmediklerini de ekledi. Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Batı'yı 'kasıtlı olarak konuyu gündeme taşımakla' suçlamıştı.

Eylül ayı sonlarında ise Putin, nükleer silah ve Batı karşıtı retoriği yükseltti ve Rusya'yı ve Ukrayna'da işgal edilen bölgeleri 'korumak için her aracın masada olduğunu' söylemeye başladı. Putin, "Bu bir blöf değil" dedi ve Rus silahlarının NATO cephaneliğindekilerden çok daha gelişmiş olduğunu ileri sürerek Batı'yı 'nükleer şantaj yapmakla' suçladı.

Pentagon Sözcüsü John Kirby, ABD medyasında yer alan 'Rus generallerin nükleer silah kullanmayı tartıştıklarına' yönelik haberleri şöyle yorumladı:

"Son aylarda [nükleer silah kullanımıyla ilgili] potansiyelin yükseldiğine ilişkin artan bir kaygıya sahibiz."

Rusya'nın Ukrayna savaşında sahada yaşadığı kayıplar, nükleer silah tehdidini daha çok zikretmesini de beraberinde getirdi. Geçtiğimiz haftalarda Moskova, Ukrayna ordusunun radyoaktif madde içeren 'kirli bomba' kullanabileceği iddiasında bulunmuştu. Batı ve Ukrayna ise iddianın, söz konusu içeriğe sahip bombaların kullanılması halinde suçu baştan Kiev'in üzerine atma amacı taşıdığını dile getirmiş ve iddiaları reddetmişti.

Haberin Devamı

RUSYA'NIN NÜKLEER DOKTRİNİ

Nükleer silahların hangi durumda kullanılabileceği hakkında ise Moskova'da birden çok görüş dile getiriliyor. Geçen hafta Rus ordusunun rutin nükleer tatbikatı sırasında, düşmanın nükleer saldırısına nasıl misilleme yapılacağı da senaryolar arasındaydı.

Putin, Rusya'nın nükleer doktrininin bu silahların yalnızca savunma amaçlı kullanılabileceği konusunda net bir görüşe sahip. Ancak Salı günü, Rusya Güvenlik Konseyi'nin başkan yardımcısı Dimitri Medvedev, Rusya'nın nükleer doktrininin başka bir unsurunu gündeme getirdi:

Buna göre Rusya, devletin varlığına yönelik tehdit karşısında da nükleer kullanabilir. Medvedev, Ukrayna'nın daha önceden sahip olduğu tüm bölgeleri yeniden ele geçirmek istediğine dikkat çekerek, bunun "devletin varlığına yönelik tehdit" teşkil ettiğini ileri sürdü.

ABD Başkanı Joe Biden ise Ekim ayı başında yaptığı açıklamada, dünyada nükleer savaş riskinin 1962'deki Küba Füze Krizi'nden beri ilk kez bu kadar yükseldiğini söylemişti.