Dünya Stoltenberg’den kritik zamanlama

Stoltenberg’den kritik zamanlama

11.10.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İstanbul’a geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde Stoltenberg'i kabul edecek. Stoltenberg, Barış Pınarı Harekatı’na destek niteliğinde açıklamalar yaparken, “önceden planlanmış olsa da” Türkiye ziyaretini önemli bir zamanda gerçekleştirmiş olacak.

Stoltenberg’den kritik zamanlama

NATO zirvesi öncesinde resmi temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye gelecek olan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Barış Pınarı Harekâtı’na destek vererek, “Türkiye’nin meşru güvenlik kaygıları var. Korkunç terör saldırılarına maruz kaldı” dedi. Türkiye’nin itidalli davranacağına, faaliyetlerinin orantılı ve ölçülü olacağına inandığını belirten Genel Sekreter, Ankara’nın sorumlu bir davranış sergileyeceğinin de altını çizmiş oldu.

Haberin Devamı

Stoltenberg’in Türkiye ziyareti, kritik bir dönemde gerçekleşiyor. Zira önceden planlanan ziyaretin asıl amacı, aralık ayında İngiltere’nin başkenti Londra’da yapılacak olan NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesine hazırlık... NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye’den önce İtalya’da gerçekleştirdiği temaslar sırasında Barış Pınarı Harekatı’na yönelik bir soru üzerine, Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarının altını çizerken, harekata destek niteliğinde ifadeler kullandı. Stoltenberg’in bu ifadelerinin, sadece kişisel görüşleri yansıttığını da düşünmemek gerek. Zira, aynı zamanda müttefiklerin görüşlerinin de ortak noktası niteliğinde.

Bu ilk kez değil

NATO Genel Sekreteri’nin Türkiye’ye yönelik desteği, elbette ki ilk değil. Takvimin de tesadüfü olsa gerek, Genel Sekreter Stoltenberg, Brüksel Zirvesi öncesinde ve Zeytin Dalı Harekâtı’nın başladığı günlerde Türkiye’ye resmi ziyaret gerçekleştirmiş, yine o dönemde bu harekatla ilgili Ankara’ya desteğini yinelemişti. Stoltenberg, “Türkiye’nin meşru güvenlik kaygıları olduğunu kabul ediyor, bunların orantılı ve ölçülü bir şekilde giderilmesini bekliyoruz. Müttefikler arasında en fazla terör saldırısına maruz kalan Türkiye’nin, bu tehditleri bertaraf etmesi gerektiğini anlıyoruz. Diğer yandan, Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekatı kapsamında benimsediği şeffaf tutumu da memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye, operasyonun askeri boyutu ve insani yardımlar konusunda NATO’yu birçok kez bilgilendirdi” demişti.

Haberin Devamı

Gerek Fırat Kalkanı gerekse Zeytin Dalı sırasında Türkiye’nin, ortak güvenlik ve savunma konularında NATO’ya farklı şekillerde katkı sağladığını dile getiren Stoltenberg, “Türkiye’nin Afganistan ile Kosova gibi farklı NATO misyon ve operasyonlarına katkısından dolayı minnettarız. Öte yandan, Türkiye’nin Irak ve Suriye sınırlarına yakın yerlerde sağladığı alt yapı, terör örgütü DAEŞ’le mücadelede kilit rol oynamıştır. Türkiye, NATO müttefiklerinin ve DAEŞ’e karşı Uluslararası Koalisyon’un çabalarına büyük katkı sağlamış ve çok önemli bir rol üstlenmiştir” demişti.

Haberin Devamı

Göz önünde bulundurdu

NATO’nun 29 ülkeden oluştuğunu sıklıkla hatırlatan Jens Stoltenberg, NATO Genel Sekreteri olarak, Türkiye’nin güvenlik kaygılarını her zaman göz önündü bulundurdu. Stoltenberg, bu çerçevede Suriye’den Türkiye’ye gelen tehdit ve saldırılar sonrası Ankara’nın, Kuzey Atlantik Konseyi’nin 4. maddesi uyarınca olağanüstü toplantı talep ettiğinde, Konsey’i toplayarak, Türkiye’nin güvenliğini artırmak amacıyla, İngilizce TAMT olarak bilinen güvence tedbirlerinin alınmasını sağladı.

Genel Sekreter, bu kapsamda Türkiye’nin hava sahasının korunması için Patriot ve SAMP-T füze savunma sistemlerinin konuşlandırılmasını sağlarken, AWACS olarak bilinen erken uyarı uçaklarının Türk hava sahasında keşif uçuşları gerçekleştirerek, hem karadan hem de havadan güvenliğin sağlanması amacıyla müttefiklerin imkanlarını seferber etti. Yine aynı çerçevede, o dönemde, NATO’nun daimi deniz gücü unsurlarının liman ziyaretleri de destek unsuru oluşturmuştu.

Haberin Devamı

Stoltenberg’in desteği, aslında müttefiklerin de, Türkiye’nin Barış Pınarı harekatına prensipte askeri açıdan karşı olmadıklarının bir sinyali. Bununla birlikte Almanya, ülkesinde bulunan ve bölücü terör örgütü PKK’ya üye ya da sempati duyan çok sayıda kişinin, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde PKK’nin Suriye kolu olarak bilinen PYD ve YPG terör örgütlerine yönelik harekata tepki için eylem yahut gösteri düzenlemesinden kaygılı. Fransa ise, Suriye’de düne kadar ABD’nin gözetiminde bulunan ve DAEŞ’e katılmış Fransızların, ülkelerine kontrolsüz bir şekilde dönmelerinden endişe ediyor.

Ekim ayında Avrupa Komisyonu başkanlığı görevi bitecek olan Jean-Claude Juncker’in harekata ilişkin kaygıları ise daha çok “mali” nitelikte. Zira AB’nin Türkiye’de bulunan 3.5 milyon mülteciye verdiği 6 milyar euro’luk mali yardımın, Fırat’ın doğusunda oluşturulacak güvenli bölgenin imarı için kullanılamayacağını ifade eden Juncker, AB’nin Türkiye’ye tahsis ettiği mali yardımın sadece Türkiye sınırları içerisinde harcanacağının mesajını verdi.

Haberin Devamı

İşte bunların ışığında, Türkiye’nin NATO’ya tam üye olmasının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Nitekim çok kritik bir dönemde, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Ankara’ya desteğini yineleyerek, Türkiye’nin gerçekleştirdiği harekatın meşruiyetini pekiştirmiş oldu.