Dünya Ukraynalı uzmanlardan korkutan uyarı! Son adım alarmı

Ukraynalı uzmanlardan korkutan uyarı! Son adım alarmı

18.02.2022 - 06:50 | Son Güncellenme:

Tüm dünya Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan gerilime kilitlendi. Rusya’nın 16 Şubat’ta Ukrayna’ya saldıracağı iddiaları yanlış çıkmış olsa da cephe hattında gerilim tüm hızıyla sürüyor. Ukraynalı tarihçi Doç. Dr. Oleksandr Sereda ve Dış Politika Uzmanı Doç. Dr. Yevgeniya Gaber, "Putin dışında kimse ne olacağını bilemez. Ukraynalılar Rusya ordusunu gülerek değil, silahlarla karşılamak için hazırlık yaptı" diyerek, korkutan çatışmanın artık atılacak son bir adıma kaldığı uyarısında bulundu.

Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr – Bugün Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan ve iki ülkenin savaşın eşiğine geldiği gelişmelerin fitili, aslında 2014 yılında Ukrayna'da yaşananlarla ateşlendi. Ukrayna ile Avrupa Birliği arasındaki üyelik görüşmelerinin Viktor Yanukoviç hükümeti tarafından uzun süre ertelenmesinin ardından başlayan protestoların Ukrayna geneline yayılmasıyla, Rusya ile daha yakın ilişkilere sahip olan Yanukoviç Hükümeti devrildi.

Haberin Devamı

Bu gelişmelerden kısa süre sonra Rusya, Kırım’ı ilhak etti ve Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçıların silahlı eylemleri başladı. Sonrasında Ukrayna ordusu bu silahlı eylemlere müdahale etti. Uluslararası toplumun 'yasadışı' olarak tanımladığı ilhakın ardından yaşanan süreç, günümüze kadar tırmanarak geldi ve devam ediyor. Bugün Kırım, uluslararası toplumun yasadışı olarak görmesine rağmen Rusya’nın kontrolünde. Ukrayna’nın doğusundaki bölgelerde ise Rusya yanlısı ayrılıkçıların tek taraflı bağımsızlık ilan etmesi sonucunda Donetsk Halk Cumhuriyeti bulunuyor.

Ukraynalı uzmanlar yaşananların Ukrayna halkında bir korkuya sebep olmadığını belirterek, Ukrayna halkı geride kalan 8 yılda bu gerilimlere alıştı. Şu an için halk günlük hayatına devam ediyor şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

'BUGÜNKÜ UKRAYNA 2014 YILINDAKİNDEN ÇOK DAHA FARKLI'

Ukraynalı Dış Politika Analisti Doç. Dr. Yevgeniya Gaber, Ukrayna’nın 2014 yılında olduğundan çok daha farklı olduğunu vurguladı ve “2014 Ukrayna’sı ile 2022 Ukrayna’sı arasında her açıdan dağlar kadar fark var. İlk olarak Ukrayna ordusu 2014 yılında imkân ve motivasyon açısından bir çatışmaya hazır değildi. Mali açıdan, teknik açıdan ve daha birçok açıdan hazır olmayan bir Ukrayna vardı. Yanukoviç döneminde ordunun ve siyasetin içinde Rusya pasaportu taşıyan, Rusya yanlısı olan çok kişi vardı. Bu sebeple emirler ve talimatlarda aksamalar yaşanıyordu. Bu, yıllar içinde değişti ve Ukrayna artık kendi gücünü geliştirmeye başladı.

Ukrayna savunma sanayisinde önemli gelişmeler yaşandı. Ayrıca son zamanlarda farklı ülkelerden askeri yardımlar aldı veya savunma sanayide iş birliği yapma yoluna gitti. Mesela savunma sanayi konusunda artık en büyük ortaklarımızdan birisi de Türkiye. İlk önce satış yoluyla SİHA sistemleri alındı, Türkiye’de şu an ortak üretimden bahsediyoruz. Bunlar da da elimizi önemli ölçüde güçlendirdi” diyerek Ukrayna ordusunun 2014 yılında olduğundan çok daha ileride olduğunu vurguladı.

Ukraynalı uzmanlardan korkutan uyarı Son adım alarmı

Doç. Dr. Gaber, “Bir diğer önemli konu ise Ukrayna askerleri o zaman psikolojik olarak savaşa hazır değildi. Şu an Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Rusya ile savaş tecrübesine sahip olan tek ordu Ukrayna ordusu diyebiliriz. Ukrayna’nın 8 yıldır bir çatışma içinde olması sonucunda edindiği tecrübe Ukrayna ordusunu da savaş şartlarına hazır hale getirdi" dedi.

Haberin Devamı

'YAŞANANLAR UKRAYNA’DA MİLLİ KİMLİK OLUŞTURDU'

Doç. Dr. Yevgeniya Gaber, Ukrayna ve Rusya arasında 8 yıldır devam eden gerilimin Ukraynalılarda milli kimlik oluşturduğunu belirterek, Ukrayna, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bağımsızlığını kazanan bir ülke ve bağımsızlığını kazandığı günden bu yana kendi kimliğini oluşturmaya çalışıyordu. Ancak bu çoğunlukla devlet kurumları çerçevesinde gerçekleşiyordu. 2014 yılından bu yana yaşanan süreç Ukrayna halkını da etkiledi ve milli kimliğin inşa edilmesi sürecini hızlandırdı. Rusya’nın saldırgan tavrı Ukraynalılarda birlik beraberlik ve ortak akıl olarak karşılık buldu. Rusça konuşanlar da, Ukraynaca konuşanlar da kendilerini bu ülkenin bir parçası olarak görmeye ve bu ülke için savaşmaya adadı. İçimizde farklı görüşler, farklı dili konuşanlar olabilir. NATO üyeliğini savunan Ukraynalılar olduğu gibi Rusya ile iş birliğini savunan Ukraynalılar da var ama toprak bütünlüğümüzün korunması konusunda herkes aynı fikre sahip" yorumunu yaptı.

Haberin Devamı

Ukraynalı uzmanlardan korkutan uyarı Son adım alarmı

'UKRAYNA HALKI GERİLİME ALIŞTI'

Doç. Dr. Yevgeniya Gaber, Ukrayna halkının 8 yıldır yaşanan süreçte çatışma ortamına alıştığını dile getirdi ve artan gerilimin Ukrayna’da panik yaratmadığının altını çizdi. Gaber, “Özellikle 16 Şubat günü Rusya’nın Ukrayna’ya saldıracağı medyada çok haber yapıldı. Bu haberlerin artması üzerine 16 Şubat Ukrayna’da ‘Birlik Günü’ ilan edildi ve halk Birlik Günü akşamında sokaklarda barış için yürüdü. İç ve dış politikaya yönelik halk içinde farklı görüşler olsa da dışarıdan gelen bir saldırganlığa karşı Ukraynalılar dünyaya tek bir düşüncede olduklarını gösterdiler" ifadelerini kullandı.

Ukraynalı uzmanlardan korkutan uyarı Son adım alarmı


"Geçtiğimiz günlerde bir anket yapıldı ve insanların yüzde 70’e yakını Ukrayna’da kalıp ülkesini savunacağını söyledi. Yine insanların yüzde 90’a yakını da ülkesinde kalacağını bir yere gitmeyeceğini ifade etti" diyen Doç. Dr. Yevgeniya Gaber sözlerine şöyle devam etti: "Gerilim çok yüksek olmasına rağmen sokaklarda bir panik havası yok, benzin istasyonlarında uzun kuyruklar yok, havalimanlarında bir yoğunluk yok çünkü Ukraynalılar 8 yıldır bu durumu yaşıyor. Sadece gerilimin bu kadar yükselmesi yeni bir gelişme ama genel olarak insanlar artık bu duruma alıştılar."

Haberin Devamı

'RUSYA UKRAYNA’DA PANİK HAVASI YARATMAYA ÇALIŞIYOR'

Ukrayna devlet kurumları ve ülkedeki önemli özel girişimler uzun süredir siber saldırılara maruz kalıyor. Medyada ise Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan gelişmelerle ilgili oldukça fazla haber var ve bu haberlerin bir kısmı dezenformasyon yaymak amacıyla yapılıyor. Doç. Dr. Yevgeniya Gaber bu durum hakkında, “Siber saldırılar uzun süredir vardı. Şu an daha fazla siber saldırı yapılıyor. Geçtiğimiz günlerde 22 devlet kurumuna siber saldırı gerçekleşti bir süre bu kurumlar çalışamadı ve Ukrayna vatandaşlarına ait önemli bilgiler sızdırıldı. Ukrayna’da Türkiye’de kullanılan e-Devlet benzeri bir sistem var. Buraya yapılan saldırıda birçok vatandaşın önemli bilgileri çalındı. Bu saldırılar engellendi ama şu an daha fazla önlemler alınmaya çalışılıyor. Bu konuda NATO ile de çalışmalar yapılıyor. Geçen gün yapılan saldırılarda Ukrayna Savunma Bakanlığı, Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı ve devlete ait olan iki büyük banka hedef alındı. Şu an durum normale döndü" detaylarını paylaştı.

Ukraynalı uzmanlardan korkutan uyarı Son adım alarmı

Yevgeniya Gaber, siber saldırıların aslında Ukrayna’da panik yaratmak amacıyla yapıldığını belirtti. Gaber, “Bir tür psikolojik savaş, bu saldırılarla halkın panik olması isteniyor. Banka sistemleri çalışmadığında halkın para çekmek için bankalara yığılması hedefleniyor. Ancak dediğim gibi Ukraynalılar artık bu duruma alıştı. Bu sebeple bu amaçla yapılan saldırılar amacına ulaşmıyor. Şu an sadece durumun belirsiz olmasının bazı olumsuz sonuçları var. Mesela büyükelçiliklerin Başkent Kiev’de Ukrayna’nın batısına taşınmaya başlanması bunlardan birisi. Ayrıca şu an bazı hava yolu şirketleri Ukrayna hava sahasına girmiyor çünkü sigorta şirketleri yaşayacakları olumsuz bir durumda zararı karşılamayacağını bildirdi. Bu konuda da Ukrayna hükümeti bir önlem aldı ve bunun için özel bir fon oluşturdu. Savaş sadece askeri boyuttan oluşmuyor, bunun psikolojik, ekonomik birçok boyutu var. Ukrayna hükümeti her alanda önlem almaya çalışıyor" şeklinde konuştu.

'PUTİN DIŞINDA KİMSE NE OLACAĞINI BİLEMEZ'

Doç. Dr. Yevgeniya Gaber, Ukrayna ve Rusya arasında savaş çıkma ihtimalinin cevapsız olduğunu vurguladı. Gaber, “Bu sorunun cevabını Putin dışında kimse bilemez. Batılı ülkelerin istihbarat servisleri veya Ukrayna’da bulunan uzmanların söyleyecekleri net bir cevap olamaz. Putin bazen çok irrasyonel şekilde hareket edebilir fakat rasyonel şekilde bakacak olursak ben geniş kapsamlı bir saldırı beklemiyorum. Bunun birçok nedeni var. İlk olarak güç bakımından karşılaştıracak olursak Rusya büyük bir askeri güce sahip ama Ukrayna savunma yapan taraf olarak daha şanslı. Ukrayna sınırları boyunca şu an yaklaşık 150 bin Rus askeri var ama bence bu saldırı için yetersiz. Eğer Ukrayna’yı işgal etmeyi hedefliyorlarsa bundan çok daha büyük bir güce ihtiyaçları olacaktır. Zaten bu durum yaşanırsa Ukrayna içinden de destek görmeleri söz konusu değil. Ukraynalılar Rusya ordusunu gülerek değil, silahlarla karşılamak için hazırlık yaptı" dedi.

Ukraynalı uzmanlardan korkutan uyarı Son adım alarmı

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda birçok yaptırıma maruz kalacağını belirten Doç. Dr. Gaber, “Rusya Ukrayna’ya saldırdığı durumda yaptırımlara maruz kalacağını biliyor. Zaten bu konuda daha önce birçok açıklama yapıldı. Rusya zaten daha önce Ukrayna’da varlığını da kabul etmiyordu. Mesela Kırım’da uzun süre varlıklarını reddettiler, ‘Biz orada değiliz, orada silahlı insanlar var’ diyordu. Sonradan askeri varlığını kabul edip sağlıklı bir referandum yapılması için orada olduklarını söylediler ve orada yasadışı bir referandum yapıldı. Ukrayna’nın doğu bölgelerinde hâlâ varlıklarını reddediyorlar. Geniş kapsamlı bir saldırı olması için çok ciddi bir provokasyon olmalı. Rusya bunu sebep göstererek Ukrayna’ya saldırabilir. Bu provokasyonların önüne geçmek için de Ukrayna devleti tedbir almaya çalışıyor. Bence şu an iki büyük provokasyon riski var. Bunların ilki doğu bölgelerinde yani işgal altında olan alanlarda yapılabilecek yerel provokasyonlar.

Diğeri de mesela geçtiğimiz günlerde Putin 'Rusça konuşan ve Rus pasaportu olan insanlara soykırım uygulanıyor' şeklinde bir açıklama yaptı. Bu çok tehlikeli bir söylem çünkü Rusya zaten doğu bölgesinde yaşayan Ukrayna vatandaşlarına Rusya pasaportu dağıttı. Yani bunu bahane göstererek ‘Biz Rusya vatandaşlarını korumak için operasyon yapabiliriz’ diyebilirler. Gürcistan’da da savaşa giden süreçte buna benzer bir süreç yaşandı. Bir de deniz tarafından saldırı olma ihtimali var. Şu an Karadeniz’de Rusya donanmasının önemli bir bölümü toplanmış durumda" ifadelerini kullandı.

'RUSYA’NIN AMACI UKRAYNA’YI İSTİKRARDAN YOKSUN KILMAK'

2014 yılında yaşanan eylemler ve Ukrayna’da yönetimin değişmesiyle birlikte ülkenin doğusunda Donbass Savaşı olarak bilinen çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalar sonucunda doğuda bulunan bölgelerde yaşayan Rusya yanlısı ayrılıkçılar Donetsk Halk Cumhuriyeti isimli bir devlet kurarak tek taraflı olarak Ukrayna’dan ayrıldıklarını açıkladılar. Rusya Komünist Partisi, geçtiğimiz hafta Donetsk ve Luhansk’ın bağımsızlığının tanınması için Rusya parlamentosuna teklif götürmüş olsa da bu konuda henüz bir gelişme yaşanmış değil.

Ukraynalı uzmanlardan korkutan uyarı Son adım alarmı

Doç. Dr. Yevgeniya Gaber, Rusya’nın Ukrayna’nın doğusunu Ukrayna’yı istikrarsızlaştırmak için kullandığını söyleyerek, “Rusya bu bölgeyi ihtilaflı bırakıp Ukrayna’nın normal gelişimini baltalamak amacı güdüyor. Bu bölgelerin bu şekilde kalması Rusya’nın daha çok işine yarar diye düşünüyorum. Moldova’da Transdinyester bölgesi ve Gürcistan’da yaşanan durum bunun örneklerinden birisi. Kırım, Rusya için çok önemliydi ve bu sebeple orayı işgal etti. Donbas bölgesi, Rusya için Kırım kadar önemli bir bölge değil. O bölgeyi zaten şu ana kadar her yönüyle kullandı.

O bölgede bulunan maden ocaklarını kullanıyorlar ve o bölgede bulunan sanayi tesisleri de Rusya kontrolünde. Donbass bölgesini ele geçirmek Rusya için ekonomik bir yük olacaktır ve zaten Rusya da bunu istemiyor. Onun yerine bu bölgeleri Ukrayna için sürekli kanayan yara halinde tutmak Rusya için daha doğru bir politika. Ayrıca Minsk Anlaşması'na göre bu ihtilaflı bölgelerin siyasi geleceğinin tartışılması gerekiyordu. Bunun için ağır silahların bölgeden çekilmesi gerekiyordu ama o aşamaya bir türlü gelinemedi çünkü Rusya bu bölgeden kendi silahlarını ve askerlerini çekmiyor” noktasına işaret etti.

"Putin, meclisten geçen bu tasarıyı imzalamayabilir. Çünkü aslında istediği bu ihtilaflı bölgeye Ukrayna tarafından özerklik verilmesi" diyen Gaber, şunları da ekledi: "Bu sağlanırsa Ukrayna dış politikada önemli bir karar alacak. Rusya böyle bir durumda kendine bağlı olan Donetsk ve Luhansk’ı kullanarak Ukrayna’nın alacağı kararları etkileyebilecek. Dolayısıyla Putin’in izlediği politika bence şu: Kırım Rusya’nın olsun. Donetsk ve Luhansk Ukrayna’nın olsun ve biz böylece Ukrayna’nın alacağı kararları şekillendirebilelim. Durum bu şekilde özetlenebilir."

'DİPLOMASİ SADECE GERİLİMİN TIRMANMASINI SONLANDIRABİLİR'

Doç. Dr. Yevgeniya Gaber, Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan gerilimin diplomasiyle çözülmesinin zor olduğunu dile getirdi. Gaber, “Diplomasi şu için sadece bu sözde krizin daha da derinleşmesini engelleyebilir. Ukrayna yüzünü Batı'ya döndüğü sürece Rusya’nın sakin kalması pek mümkün değil. Ukrayna konusu Rusya için iç politika meselesi çünkü geçmişten bu yana Rusya için önemli olan Ukrayna’yı yakında tutmaya çalışmak. Dolayısıyla Rusya her şekilde Ukrayna’yı kendi etki alanında tutmaya çalışacaktır. Diplomatik baskıya gerginlik bir nebze olsun yerini sakinliğe bırakabilir. Son iki ay içerisinde Ukrayna’ya çok sayıda devlet başkanı geldi. Son iki ayda yapılan ziyaretlerin sayısı son on yılda yapılan ziyaretlerin sayısını geçmiştir. Neredeyse her gün üst düzey ziyaretler oluyor. Bunlar dayanışma açısından önemli" dedi.

Ukraynalı uzmanlardan korkutan uyarı Son adım alarmı

Yaptırımların sıklaşması halinde gerginliğin azalabileceğini belirten Gaber, “Askeri açıdan da savunma yapmak için güçlenmiş olmak gerekiyor. Rusya karşı koyacak bir güç olmadığında kendi gücünü daha çok gösteren bir ülke yani karşısında ciddi bir güç görürse bu Rusya’nın kendini dizginlemesini sağlayacaktır. Yani saldıran taraf kim kendini savunan taraf kim bu çok açık. Bu durum uluslararası hukuk açısından, Baltık bölgesi açısından, Karadeniz açısından tüm dünyayı etkileyebilecek bir durum" şeklinde konuştu.

'BAZI ÜLKELERİN FARKLI DAVRANDIĞININ FARKINDAYIZ'

Ukrayna’nın özellikle Bat'ıdan aldığı desteklerle ilgili, “Bir bütün olarak Batı'dan bahsetmek zor olabilir. Avrupa Birliği ve NATO içinde çok sayıda ülke var ve her birinin farklı politikaları var. Her ülke kendi çıkarlarını gözeterek hareket ediyor. Şu an askeri olarak en çok destek gördüğümüz ülkeler ABD, İngiltere, Polonya başta olmak üzere Baltık ülkeleri ve askeri anlaşmalar açısından bakıldığında Türkiye. Bu ülkelerin yeri çok farklı ve Ukrayna toplumunda bu ülkeler gerçek müttefikler olarak görülüyorlar. Fransa ve Almanya gibi bazı ülkeler farklı davranıyorlar, bunun da farkındayız. Diplomatik çabalar devam ediyor, bunu takdir ediyoruz. Mesela Normandiya formatı var ya da Rusya ile yapılan görüşmeler var bunları görüyoruz. Ancak Almanya’nın tutumu çok farklı ve Ukrayna toplumunda çok olumsuz tepkilere yol açtı. Bu Ukrayna hükümeti tarafından da açık açık dile getiriliyor.

Almanya enerji anlamında Rusya ile iş birliği yaptığı için bırakın askeri yardım yollamayı farklı ülkelerin yapacağı yardımları bile engelledi. Ukrayna’nın bu konuda çok büyük hayal kırıklığı yaşadığını söylemek biraz güç çünkü her ülkenin farklı çıkarları olduğunun farkındayız ama içinde bulunduğumuz durumda Rusya sadece Ukrayna için bir tehdit değil. Avrupa’da tehdit altında aynı şekilde NATO’da tehdit altında. Ukrayna düşerse bir sonraki hedef Baltık ülkeleri ve Doğu Avrupa olacak. Bu açıdan bakıldığında bu tarz farklı davranışlar bence sorumsuzluk olarak tanımlanabilir. NATO ortak çıkarlarla hareket eden bir örgüt olarak tanımlanıyorsa Almanya ve Fransa Ukrayna’ya daha çok yardım etmeli" sözleriyle tabloyu yorumladı.

'YAKIN ZAMANDA NATO’YA TAM ÜYELİK ZOR'

Ukrayna’nın NATO ve AB üyeliği konusunda istekli olduğunu ve bu amaçla anayasal düzenlemeler yaptığını belirten Gaber, “Benim şahsi görüşüm NATO üyeliğinin yakın gelecekte olamayacağı yönünde. Bu uzun vadede mümkün olabilir ancak Ukrayna için sonuç önemli olduğu kadar süreç de önemli. Çünkü bu süreçte reformlar yapılıyor, Ukrayna ordusu NATO standartlarına geçmeye çalışıyor. Bunlar Ukrayna için çok önemli. Tabii son aşamada NATO’ya tam üye olmak da Ukrayna için çok önemli" şeklinde konuştu.

Ukraynalı uzmanlardan korkutan uyarı Son adım alarmı

Rusya’nın çevresinde birçok NATO üyesi ülke olduğunu belirten Yevgeniya Gaber, “Rusya çevresinde Bulgaristan, Romanya ve Türkiye gibi birçok NATO ülkesi var ve bu ülkeler doğrudan Rusya’yı tehdit etmiyor. Yani Ukrayna’nın NATO’ya üye olması durumunda Ukrayna’da Rusya için bir tehdit olmayacak. Ukrayna saldırgan olmak için değil, kendini savunmak için NATO üyesi olmak istiyor. Biden da yaptığı açıklamalarda bölgedeki mevcut durumu korumak amaçlı bu çözümün doğru olacağını belirtiyor. Özetlemek gerekirse Ukrayna’nın birkaç yıl içinde NATO üyesi olması çok zor ama bu gerçekleşirse bölgedeki gerilim yavaş yavaş son bulacaktır diye düşünüyorum. Ukrayna genelinde yapılan anketlerde şu an halkın yüzde 65’e yakını NATO üyeliğine sıcak bakıyor" dedi.

Ukrayna’nın tek başına NATO’ya üye olmak istemesinin yetersiz olduğunu belirten Gaber, “Ukrayna NATO ile uyumlu olmak için şu an her alanda reform ve çalışmalar yapıyor fakat Ukrayna’nın istediği kadar NATO da Ukrayna’yı istemeli. Bazı NATO ülkeleri hâlâ bu konuda net bir tavır almış değil. Fransa ve Almanya ne yapacak bu konu belirsiz. Macaristan, Rusya ile olan ilişkileri düşünüldüğünde kesinlikle karşı çıkacak. NATO üyeliği tek taraflı alınabilecek bir karar değil" diye konuştu.

'YANUKOVİÇ SONRASI DÖNEM FARKLI OLDU'

Ukrayna Bilimler Akademisi’nde öğretim görevlisi olan tarihçi Doç. Dr. Oleksandr Sereda, “Yanukoviç döneminde Ukrayna’da oligarkların egemen olduğu bir yönetim vardı. Halkın siyasete katılması çok mümkün olan bir durum değildi. Seçimler çok önemli değildi çünkü iktidar yanlıları ‘Kime oy verildiği önemli değil, oyların nasıl sayıldığı önemli’ diyerek hareket ediyorlardı. Protestolarla birlikte Yanukoviç devrilince durum değişti. Artık eskiye göre daha demokratik bir Ukrayna var. Reformlar devam ediyor fakat özellikle hukuk alanında oldukça geri kalındı. Bunda yargı bünyesinde hâlâ Yanukoviç gibi düşünen isimlerin olması önemli bir etken. Bu şekilde düşünen önemli noktalarda bulunan çok kişi var ve bunlar Ukrayna’nın ilerlemesini yavaşlatıyor" açıklamasını yaptı.

Ukraynalı uzmanlardan korkutan uyarı Son adım alarmı

Sereda, “Son zamanlarda Ukrayna’dan ayrılan ve farklı ülkelere giden çok fazla özel uçaklar oldu. Bu uçaklar Yanukoviç döneminde yönetimde olan oligarkları taşıyordu. Ukrayna’da onlar dışında ülkesini terk eden birisi yok. Eski başkanların kaçtığı söyleniyordu fakat eski Cumhurbaşkanı Poroşenko da geçtiğimiz günlerde Kiev’de dolaşırken görüldü. Şu an oligarklar dışında ülkeden ayrılan kimse yok" dedi.

'UKRAYNA HALKI DURUMA ALIŞTI'

Doç. Dr. Oleksandr Sereda, “Medyada yer alan haberlerin ardından dünyada olduğu gibi Ukrayna’da da herkes 16 Şubat’ı beklemeye başlamıştı. Ukrayna ve Rusya arasında 8 yıldır bir gerilim var ve ilk kez bu kadar ciddi boyuta ulaştı. Gerilimin artmış olması biraz stres yaratmış olsa da Ukrayna halkı artık duruma alıştı, insanların korktuğunu söylemek pek mümkün değil. Her gün Ukrayna askerlerinin ölüm haberleri geliyor. Bu açıdan bakıldığında aslında 8 yıldır süren bir savaş var. Donetsk ve Luhansk bölgelerinde Rus askerleri ve Rus silahları var. Rusya çatışma bölgelerini yeni silahlarını denemek için test sahasına çevirdi. Bu zamana kadar 16 bin Ukraynalı çatışmalar sonucunda hayatını kaybetti. Bizzat benim öğrencilerim bile gönüllü olarak Ukrayna ordusuna katıldı. Onlarla konuştuğumda ‘Ülkemizi korumak için buradayız’ diyorlar. Benim en büyük korkum bu gençlerin hayatları” şeklinde konuştu.

Ukraynalı uzmanlardan korkutan uyarı Son adım alarmı


'RUSYA TARİHİN HER DÖNEMİNDE UKRAYNA’YA İLGİ DUYDU'

Doç. Dr. Oleksandr Sereda “Bir tarihçi olarak şunu söyleyebilirim ki Rusya’nın Ukrayna’yı yanında tutmak istemesi yeni bir durum değil. Çarlık döneminden tutun Sovyetler Birliği'ne, oradan da günümüz Rusya’sına kadar gelen uzun bir tarihsel süreçten bahsediyoruz. Her iki millet Slav olsa da Rusya’nın Ukrayna’ya olan tavrı tarih boyunca sert oldu. Küçük Kaynarca Anlaşması'na kadar Osmanlı vatandaşı olarak yaşayan insanlar Rus Çarlığı'nın bölgeye girmesiyle yerlerinden edildi. Bugün Asya’da ve Rusya’nın kuzey bölgelerinde bu insanların çocukları hâlâ yaşamaktalar ve Rusya bu insanların ana dil öğrenme taleplerine dahi çok sıcak bakmıyor, bu konuda bir çalışma yapmıyor” dedi.

'MAALESEF BU SAVAŞ OLACAK'

Oleksandr Sereda, “Açık söylemek gerekirse ben bir siyasetçi değilim, tarihçiyim. Ancak bana görüşümü sorarsanız bence maalesef bu savaş olacak. Bugün olmazsa bile yarın muhakkak olacak. Çünkü Rusya tarihine baktığımızda savaşın eksik olmadığını görürüz. Bence Rusya’da karar vericilerin Orta Çağ'dan kalma bir siyasi anlayışı var. Hâlâ 3'üncü Roma olma hedeflerinden vazgeçmediklerini düşünüyorum. Birinci Roma İtalya’da var oldu, İkinci Roma Bizans İmparatorluğu’ydu, Rusya ise 3'üncü Roma olmak istiyor. Bu açıdan bakıldığı zaman tehlike altında olan tek ülke Ukrayna değil. Romanya, Sırbistan, Bulgaristan gibi ülkeler de tehlike altında. Hatta zaman zaman bazı önemli isimlerin İstanbul konusunda söylemlerini bile görüyorsunuz. Özellikle Ayasofya açıldığında bu konuda bir sürü sosyal medya paylaşımı yapıldı" yorumunu yaptı.

Ukraynalı uzmanlardan korkutan uyarı Son adım alarmı

Ukrayna’da savunma yapmak için yeteri kadar silah ve asker olduğunu düşündüğünü belirten Sereda, “Burada sorulması gereken soru ‘Bu savaşa gerek var mı?’ olmalı. Bu mantıksız bir savaş ve yaşanırsa her iki taraftan binlerce insan ölecek. Ben geçmişte bu kadar anlamız ve mantıksız bir savaş yaşandığını görmedim. Diğer tarihçi arkadaşlarım da bu konuda benim gibi düşünüyor. Öte yandan bu gerilimin diplomasiyle çözülmesi de bence oldukça zor. Geride bıraktığımız 20 yılda Rusya medyasını özellikle takip ettim. Ukrayna hakkında olumlu bir haber yapıldığına çok az şahit oldum. Ukrayna hakkında Rusya halkı uzun süredir bir propagandaya maruz kalıyor ve bu propaganda da insanlarda Ukrayna hakkında olumsuz fikirler oluşmasına sebep oluyor" diyerek yaşananları aktardı.

'SADECE TOPRAK DEĞİL, BİR MİLLETİ KAYBETTİK'

Kırım Tatar Türk topluluğunun Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan gerilimlerden çok ciddi şekilde etkilendiğini belirten Sereda, “Kırım konusu açıldığında ben ‘Kırım'da sadece toprak değil, bir milleti de kaybettik’ diyorum. Kırım Tatar Türkleri, Ukrayna ve Türkiye arasında da bir köprü vazifesi görüyorlardı. Ukrayna ile hiçbir problemleri yoktu ve ülkelerini seviyorlardı. Kırım’da yaşayan Türklerin baskıya maruz kaldığına dair bilgiler her gün geliyor. Bu şekilde giderse Kırım’da sadece sembolik birkaç bin kadar Kırım Tatarı kalacak ve Kırım tamamen Rusya’nın olacak. Eskiden güzel Kırım vardı, artık Kırım bir askeri bölge halini aldı" diyerek sözlerini noktaladı.