YPG-Arap koalisyonu sadece bir isimden ibaret

Barack Obama yönetimi başarısızlığa uğrayan eğit-donat programının rafa kaldırılmasından haftalar sonra, IŞİD ile mücadele kapsamında YPG ve Arap güçlerin birleşiminden oluşan bir “yerel kara gücüne” odaklanmıştı. New York Times gazetesinden Ben Hubbard, 10 gün boyunca ‘Suriye Demokratik Güçleri’ adını alan ittifakın üyeleri ile kuzey Suriye’deki cepheleri dolaştı. İzlenimlerini aktaran Hubbard, “İttifaktaki birçok güç, grubun şimdiye kadar sadece bir isimden ibaret olduğunu açıkça dile getirdi” diye yazdı. Hubbard’a göre, YPG ve Arap güçler arasında “şüphe” hakimken henüz ortak bir komuta kurulmuş değil.

Silahları YPG aldı

Birleştirilen güçlere altı kişilik bir askeri konsey tarafından komuta edilmesi planlanmış. Ancak bu konseye şu ana kadar sadece sözcülük görevini üstlenen Talal Sillu atanabilmiş. Ortak güçlerin hâlâ bir karargâhı bulunmadığı için YPG’nin binaları kullanılıyor. ABD yönetimi, grupta yer alan Araplara gitmek üzere havadan 50 ton mühümmat atmıştı. Ancak Amerikalı yetkililer, ‘Arap güçlerin bu mühimmatı kaldıracak lojistik yeterliliği olmadığı için’ silahların YPG tarafından alındığını kabul etti.

Yabancı savaşçı eleştirisi

Ancak Hubbard’a göre, öncelikli sorun lojistik değil. ABD desteği ile kurulan ‘Suriye Demokratik Güçleri’nin IŞİD’in kalesi Rakka üzerinde baskı oluşturması planlanıyor. Ancak grup 20 bin Kürte karşılık sadece 4 bin Arap muhalif barındırıyor. YPG’nin Kürt bölgesi olmayan alanlarda savaşma motivasyonu düşükken, bölgede yaşayan Arap halkın da bu durumu hoş karşılamayacağı düşünülüyor. YPG Sözcüsü Redur Xelil de “Sayıları ve IŞİD’le savaşta deneyimleri nedeniyle güçlerin omurgası Kürt gruplar. Gerçekçi olmalıyız, YPG tek başına Rakka’ya gidemez, o zaman insanlar ‘Siz burada ne yapıyorsunu’ derler” şeklinde konuştu. Arap grubun komutanı ise, “YPG’nin kendilerine emir veremeyeceğini, sadece öneride bulunabileceklerini ve bu öneriyi dikkate almalarını umabileceklerini” söyledi. YPG’nin ise Arap savaşçıları yetersiz gördüğü aktarıldı. Hubbard’a göre, Araplar YPG’nin PKK ile yakın bağlarından endişe ederken; İran, Irak ve Türkiye’den Kürtlerin YPG’ye katılmasından rahatsızlar. Ebu Hamza adlı Arap komutan, “IŞİD İslam Devleti için yabancı militanlar getiriyor. Kürtler de Kürt projesi için yabancı savaşçılar getiriyor. Ancak böyle düşünüyorlarsa başarısızlığa uğrayacaklar” diyor.

Şam: Geçiş sürecini görüşmüyoruz
Tahran’ı ziyaret eden Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad, ülkedede bir geçiş sürecinin hiçbir şekilde gündemlerinde olmadığını söyledi. Lübnan gazetesi El Mayadin’in haberine göre Mikdad, geçiş süreci değil ulusal diyalog, anayasal süreç ve geniş tabanlı bir hükümetle ilgili görüşmeler yaptıklarını belirtti. Reuters haber ajansı, Mikdad’ın sözlerini “Suriye, Batılı ülkelerin geçiş süreci fikrini reddediyor” yorumuyla aktardı. İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile görüşen Mikdad, Suriye ve İran arasında terörle mücadele alanındaki koordinasyonu ele aldıklarını ifade etti. İran da, geçen hafta Viyana görüşmelerindeki temasları konusunda Suriye’ye bilgi verdi.

Rusya: Esad’ın kalması prensip değil
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, Rusya’nın Sesi radyosuna verdiği röportajda, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın iktidarda kalmasının Moskova için prensip meselesi olmadığını söyledi. “Esad’ı kurtarmak Rusya için prensip meselesi midir?” sorusunu yanıtlayan Zakharova, “Elbette hayır” cevabını verdi. Zakharova, Rusya’nın Esad’ın kalması ya da gitmesine dair herhangi bir açıklaması olmadığını, bunu halkın belirleyeceğini ekledi. Rus Dışişleri’nden yapılan bir başka açıklamada, Viyana’daki bir sonraki toplantıya katılması planlanan muhaliflerin isimleri konusunda Rusya, ABD ve Suudi Arabistan’ın kısmen anlaştığı bildirildi. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün BM Suriye Özel Temsicisi Staffan de Mistura ile bir araya gelirken, gelecek hafta Suriye rejimi ve muhalefetinin Moskova’da görüşme yapacağı açıklandı.