Dünya Yunanistan’dan Türkiye provokasyonu!

Yunanistan’dan Türkiye provokasyonu!

22.10.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Yunanistan, son birkaç gündür özellikle Avrupa Birliği nezdinde yürüttüğü diplomasiyle Türkiye’yi zor durumda bırakmaya çalışan ve Doğu Akdeniz’deki gerilimi provoke etmeye çalışan bir tablo çiziyor.

Yunanistan’dan Türkiye provokasyonu

 

Yunanistan, Türkiye’ye yönelik provokatif eylemlerini her cephede sürdürüyor. Nitekim, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Gümrük Birliği’nin askıya alınmasını talep etmesinin ardından bu kez de Avrupa Birliği (AB) Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’den Ankara’ya karşı AB’nin ortak savunma politikasını harekete geçirmesini talep etti. Buna göre Lizbon Antlaşması’nın 42. maddesinin 7. paragrafında yer alan ve “Bir üye devletin ülkesinin silahlı saldırıya uğraması halinde, diğer üye devletler, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51. maddesine uygun olarak bu devlete kendi imkanları dahilindeki tüm araçlarla yardım ve destekte bulunmakla yükümlüdür” maddesinin hayata geçmesini istiyor. Atina’nın bu talebi, sanki NATO’ya üye bir ülkenin, bir başka NATO üyesine karşı Washington Anlaşması’nın 5. maddesinin hayata geçirilmesini talep etmesine benziyor.

Haberin Devamı

AB’den kollektif savunmasını harekete geçirmesini istemek, Atina’nın iç politikaya dönük popülist bir hamlesi. Lizbon Antlaşması’nın 42.7 maddesinin son bölümünde, “Bu alandaki taahhütler ve işbirliği, Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı üyesi olan devletlerin, kolektif savunmalarının temeli ve bunun uygulama platformu olmaya devam eden Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı çerçevesindeki yükümlülüklerine uygun olur” deniliyor. Bir başka deyişle, hem NATO’ya hem de AB’ye üye olan Yunanistan, AB anlaşmalarındaki bu maddeyi NATO’ya üye bir ülkeye karşı kullanamaz.

Karşılıksız kalabilir!

Bugün başlayacak NATO Savunma Bakanları toplantısı öncesi basın mensuplarına bilgi veren NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Yunanistan ile Türkiye arasında oluşturulan ayrıştırma mekanizması sayesinde Yunan ve Türk askeri yetkilileri arasında 7/24 işleyen acil bir hat kurulduğunu” hatırlattı. Ayrıca AB ile NATO’ya üye ülkelerin Doğu Akdeniz’de gerginliği azaltmaktan yana olduklarına vurgu yaptı. AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen ile sürekli temas halinde olduğunu hatırlatan Stoltenberg, AB ve NATO’ya üye ülkelerin liderleriyle de iletişimde olduğuna dikkat çekti.

Haberin Devamı

Dolayısıyla Yunanistan’ın AB’nin ortak savunma mekanizmasını Türkiye’ye karşı harekete geçirme talebinin karşılıksız kalma ihtimali çok yüksek. Zira Yunanistan’ın uluslararası güvenlik anlaşmalarını süistimal etme girişimi sadece AB’nin güvenlik ve savunma politikalarının saygınlığını değil, aynı zamanda NATO’nun inandırıcılığı ile caydırıcılığını tehlikeye atabilir.

Türkiye’nin, şu aşamada Atina yönetiminin provokatif girişimlerine sadece Brüksel, Berlin, Londra, Paris ve Washington’a diplomatik notayla karşılık vermesi yerinde olabilir. Bununla birlikte Ankara’nın, 1-2 Ekim arasında Brüksel’de düzenlenen AB zirvesinde liderlerin aldığı karardan yola çıkarak AB’den talep edebileceği işbirliği alanlarını tespit etmesi gerekiyor. Bir başka deyişle, yeni müzakere başlıkları açılana veya AB-Türkiye tam üyelik müzakereleri “resmen” sonlandırılana kadar Ankara ile Brüksel arasındaki işbirliğinin hangi alanlarda pekiştirileceği üzerinde çalışılmalı. Hatta bu konuya yönelik AB ile Türkiye arasında üst düzey görüşmeler düzenlenmesi lazım. TÜSİAD, DEİK, TOBB, İKV, İSO, İTO, ESİAD gibi Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarının da kah bir araya gelerek, kah kendi imkan ve yetenekleriyle öneriler oluşturması gerekiyor. Yani Türk iş dünyası, bilindik girişimci ruhununu yeniden canlandırmalı.

Haberin Devamı

Kendine çeki düzen verene kadar da Yunanistan’ı bir süreliğine pek kaale almamak, provokasyonlarına karşı da, uluslararası hukukta kayda geçmesi amacıyla diplomatik notalarla, dost ve müttefik ülkelere bilgi vermek gerekiyor.