Ediz Sırapınar

Ediz Sırapınar

ediz.sirapinar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tarihinin en sıkıntılı, en sancılı, en karanlık sezonunu geçiren Fenerbahçe’yi ateşleyecek, yeniden alev almasını sağlayacak bir kıvılcım gerekliydi... İşte o kıvılcım Beşiktaş derbisinin ikinci yarısında düşmüştü...
Sarı-lacivertli ekip sadece 3-0’dan geri dönmemiş, belki de aylardır kaybettiği kimliğini de geri kazanmıştı... Ya da biz öyle sanıyorduk... Çaykur Rizespor maçı geçmişi tamamen geride bırakıp, artık öne bakma sınavıydı.
Ligin ikinci yarısında oynadığı altı maçta 5 galibiyet, bir beraberlik alan Rizespor karşısında galibiyet tabii ki kolay olmayacaktı... Nitekim olmadı da...
Daha gündüzden takımın en formda ismi Dirar’dan gelen sakatlık haberi planları etkilemişti. Üstüne 4. dakikada gelen Melnjak golü Kadıköy’de “acaba yine başa mı sarıyoruz” düşüncesini akıllara getirse de Fenerbahçe bunun altından çabuk kalkmasını bildi... Sarı-lacivertliler tempoyu öyle bir yükseltti ki konuk takım nefes alamaz hale gelmişti... Valbuena’nın üstün gayreti, Isla ve Hasan Ali’nin bindirmeleri, savunmanın önde basması rakibi hataya zorluyordu. Nitekim bir duran topta Serdar Aziz beraberliği getirdi. Ardından Soldado’nun golü ve devre biterken Moroziuk’un kırmızı kart görmesi Fenerbahçe’yi ve tribünleri iyice rahatlatmıştı...
Sarı-lacivertli futbolcuların ikinci yarıda bu özgüvenle zorlanmadan, sinirlenmeden verimli bir oyun ortaya koyması bekleniyordu ki tam tersi yaşandı... Sanki Fenerbahçe 10 kişiydi de, Çaykur Rizespor bu fırsatı kullanmaya çalışıyordu... Oyunu kontrol eden, pozisyon üreten, topa hükmeden konuk takım Melnjak ile öyle bir beraberlik golü attı ki tam derslikti...
Bu andan itibaren panik düğmesine basan sarı-lacivertli futbolcular ne bir kişi fazla oynamanın avantajından yararlanabildiler, ne de Rizespor’un direncini kırabildiler... Yanal’ın anlamsız değişiklikleri de krize çare olamadı... Bir duran topta gelen penaltı kararı Fenerbahçe’yi adeta kabustan uyandırdı...
Bu galibiyet kesinlikle küçümsenmemeli ancak bazı oyuncuların performansları da kesinlikle gözden geçirilmeli. Örneğin Volkan Demirel... Hiç güven vermiyor. Kaleye gelen topların yüzde 90’ı santra oluyor... Ersun Yanal’ın önce Volkan ısrarından kurtulması şart... Penaltıdan galibiyet golünü atsa da Moses kaçak güreşiyor... Peki Zajc bu kadar pas hatasıyla bu takımın orkestra şefi nasıl olacak? Soldado rakip stoper için asla bir tehdit değil. Fizik gücü o kadar düşük ki tek bir ikili mücadelede ayakta kalamıyor... Sonradan oyuna giren Ayew’de hiçbir ilerleme yok... Bu kadar problem içinde Fenerbahçe’nin güle oynaya maç kazanması da dünkü gibi kolay olmuyor...
Hep eziyet, hep acı... Allah Fenerbahçe seyircisine güç versin. Bu takıma gerçekten yürek dayanmaz... Resmen ömür törpüsü...