Ediz Sırapınar

Ediz Sırapınar

ediz.sirapinar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Neresinden bakarsanız bakın, hangi tarafından tutarsanız tutun, kahrolmamak elde değil...

Yüreğine, takım ruhuna, yardımlaşmasına, kazanma arzusuna övgüler dizdiğimiz Fenerbahçe’nin Real Madrid’e bu finali kaybetmesi için ancak bu kadar kötü oynaması, hiçbir planının tutmaması, tüm alışkanlıklarını bir kenara bırakması gerekirdi. Ne yazık ki öyle oldu...

Biliyoruz ki Fenerbahçe enerjisini savunmadan alan ve rakip kim olursa olsun oyun içinde bu şekilde ivme kazanan bir takım... Bunun aksi olduğunda yani sahaya sertlik koyamadığında “ritim bozukluğu” yaşıyor.

Haberin Devamı

Real Madrid ise tempolu oyunla rakip potaya daha çabuk gidip, daha çok top kullanarak hedefe ulaşmayı hedefleyen bir yapı üzerine kurulu. Bu anlamda iki liderleri var; Luka Doncic ve Sergio Llull..

Stark Arena’daki finaline kararlı başlayan, rakibinin hızlı oynamasına izin vermeyen Fenerbahçe’nin tüm düzeni, Vesely’nin çok erken iki faul almasıyla maalesef erkenden kayboldu, hücumda ilk beş dakika sadece altı sayı bulabilen Real Madrid’e bir anda gün doğdu. İspanyollar kaşla göz arasında farkı sekiz sayıya çakarsa da, Melli’nin tek kişilik direnişi sarı-lacivertli ekibi ayakta tuttu. Savunmaya bir türlü oturtamasak da devreyi önde kapamayı becerdik aslında...

İkinci yarıda hatalarından arınmış bir Fenerbahçe beklerken, üzerindeki ölü toprağını bir türlü atamayan, kalitesine yakışmayacak yanlışlar yapan ve düzenden çıkan temsilcimiz, oyunun tüm kontrolünü rakibine bıraktı. Ne Sloukas’ın, ne Wanamaker, ne Datome, ne Dixon, ne Vesely takımı ateşlemeyi başardı. Öyle ki boş turnikeleri kaçırır hale geldik... Son iki dakikada seyircinin gazıyla biraz hareketlensek de, rakip potaya 28 sayı bırakan ve adeta tek başına savaşan Melli finali çevirmeye yetmedi.

Bu arada hakemlerin CSKA Moskova finalinden sonra yine tercih haklarını sürekli Fenerbahçe’nin aleyhine kullanması da Real Madrid’in ekmeğine yağ sürdü.

Elbette final oynamak, sürekli zirveyi kovalamak takdir edilecek bir başarı... Şampiyonluk hedefiyle yola çıkıp, hep yukarılarda yer alan bir takım olmak da elbette çok önemli... Fenerbahçe bu anlamda bir Türk takımının şimdiye kadar elde edemediği bir çizgiye ulaşarak Türk basketbolunu bambaşka bir noktaya taşımıştır. Bu yüzden sonuç ne olursa olsun alkışı ve teşekkürü hak ediyorlar.

Haberin Devamı

Gecenin en üzgün adamı, seyircinin alkışlarla, tezahüratlarla maç bitimi teselli etmeye çalıştığı Obradoviç’ti şüphesiz... Sayısız kupası bulunmasına rağmen kendi ülkesinde bu onura erişmeyi çok arzulayan efsane coach, kör talihini yine yenemedi ve Euroleage şampiyonluğunu yine üst üste kazanmayı başaramadı.

Ne diyelim sağlık olsun Obradoviç...