Ediz Sırapınar

Ediz Sırapınar

ediz.sirapinar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe’nin hem sağ hem de sol kanadı, özellikle ilk yarıda çözüm üretmek yerine saklanmayı tercih etti, hatta rakip ataklarına da bir ölçüde izin vererek Antalyaspor’un ekmeğine yağ sürdü. O gevşek ve rahat tablo içinde zaten 6-7 eksikle sahaya çıkan ev sahibi 1. dakikada son adam Salih’in ayağından kaçırıp Soldado’ya bıraktığı topun dışında pozisyon vermezken, zorlanmadı bile...
Erzurumspor maçının ilk 45 dakikasındaki o yüksek tempo, Giresun’daki coşkudan sonra Ersun Yanal’ın Fenerbahçesinden yine baskılı bir giriş bekleyen herkes yanıldı... Takımın fizik güç eksikliğinden mi, yoksa puan cetvelindeki riskten mi, ya da taktik gereği mi bilinmez ama ortada, duran, top ayağına geldiğinde yavaş dolaştıran, ileride çoğalmayan, çizgileri hiç kullanmayan havası kaçmış bir Fenerbahçe vardı...
Aslında bu görüntüye sezon başından bu yana alışıktık da, bizi şaşırtan bir Yanal takımının bu kadar isteksiz ve arzusuz oynamasıydı...
Valbuena’nın yokluğunda Benzia’nın hareketsiz, pasif futbolu, Mehmet Ekici’nin oyunu iyi okuyamaması, Mehmet Topal ve Eljif’in ileriye destek vermemesi, Ayew’in etkisizliği üretken olmayı zaten engelliyordu... Pas trafiğini kuramayan Fenerbahçe bu nedenle anlaşılmaz biçimde uzun toplara bel bağladı, bu da açıkcası çok zayıf bir plandı...
Bir puana zaten razı olan Antalyaspor, topun arkasında disiplin içinde durdu, ancak rakip fazla ileriye çıkmadığı için kontrataklarla pozisyon bulma konusunda başarısız oldu. Çünkü beklediği boşluklar yoktu...
İkinci yarıda Fenerbahçe biraz daha etkin gibi gözükse de bunda Antalyaspor’un çok fazla geriye yaslanmasının payı büyüktü... Mehmet Ekici’nin de biraz sorumluluk alması ile birkaç önemli pozisyon yakalansa da gol atma becerisi yerlerde olan sarı-lacivertli ekip, rakibin direncini bir türlü kıramadı...
75’te Neustadter’in kırmızısı görüntüyü birden tersine çevirdi... Antalyaspor’a “ben bu maçı kazanırım” güveni gelirken, küme düşme hattındaki Fenerbahçe “aman kaybetmeyelim” telaşına kapıldı... Yanal’ın son bölümlerde bir puanı korumak için yaptığı Benzia-Şener, Isla-Reyes değişiklikleri koskoca Fenerbahçe’nin yaşadığı dramın kanıtıydı...
Sonuçta Fenerbahçe tarihinde ilk kez ligin ilk yarısını düşme potasında tamamladı. Kadere bakın ki yıllarca devre aralarında şampiyonluk için takviye yapan sarı-lacivertlilere bu kez ligde kalabilmek için transfer gerekiyor. Şu bir gerçek ki bu ligin en kötü takımı Fenerbahçe... Ve bu mevcut kadro ile asla bahar gelmez. Ali Koç ve yönetimi tarihe geçmek istemiyorsa radikal kararlarla bu takımı yeniden kurgulamalı... Bunu yaparken de Comolli’den yardım almamalı. Çünkü işin şakası kalmadı...