Ege Göztepe, ikinci yarıda Süper Lig'e damga vuracak

Göztepe, ikinci yarıda Süper Lig'e damga vuracak

01.01.2020 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yılın son maçında 8 eksiğiyle lider Demir Grup Sivasspor’a konuk olan sarı kırmızılılar sahadan 1-0 yenik ayrıldı, devreyi buruk tamamladı. Göz Göz’ün performansını değerlendiren yazarlarımız, “Son dönemde, İlhan Palut’la savaşan bir takım izledik. Gürsel Aksel’in açılışı ve ikinci yarıyla birlikte bambaşka bir Göztepe bizleri bekliyor olacak” dedi

Göztepe, ikinci yarıda Süper Lige damga vuracak

Bülent Buda: Dakika 88, söyleniyorum ekrana bakıp. Halil at şunu da sevinelim. Cılız bir yenilgi. Castro, Sivas’ın atağını önlemek için kahramanlara özgü savaşım veriyor ama yetemiyor. O top gidip gol oluyor. Kara mizah. Gel de yanma. 72. dakikada atakta top Halil’de gol arayışına girişilecekken o top Beto’ya dönüyor. Neden? Sivas, evinde güçlü, geleni gideni affetmiyor. Havada, karda hızını almış. Eksikler, gedikler, sakatlar, cezalılar. Bir yığın. Neticede takım yarışıyor, vuruşuyor adeta. Bir de ataklarda, ileri uçlarda topa daha çok sahip olunsa kolay kaybedilmese. Her defasında hızlı atak olarak orta alanı, savunmayı o denli yormasa, hataya zorlamasa. Neticede eşitlik bozulmasaydı güzel olacaktı. Şu yoktu, bu eksikti. Mazeretine sığınmadan yazdım işte. Elbette canım da sıkıldı.

Fatih Tanfer: Göztepe, takımının yarısı eksik olmasına rağmen çok iyi mücadele ettiği lider karşısında maalesef kullandığı taç atışı sonrası rakibe verilen top ve dönüşünde bence tartışmalı pozisyon sonrası yediği golle mağlup oldu. Verdikleri mücadelenin karşılığını alamadılar. Elbette o kadroda bulunan her futbolcu görev verildiğinde en iyisini yapmaya çalışır. Orta alanda disiplinli bir oyun oynadı. Herkes çok iyi mücadele etti. Hücumda verimli oynayamadıkları bir gerçek. Etkisizdiler. Organize atakları yoktu. Berkan’ın şut orta karışımı vuruşu gol olsa maçın sonucu çok daha değişik olabilirdi. Kısacası takım halinde enerjik ve dinamizmi üstte sistemlerine sadık kalarak oynadıkları maçı kaybettiler. Umarım Göztepe bundan sonra hiçbir maçında bu kadar eksik kadroyla oynamak zorunda kalmaz. Kısacası yazık oldu. İnancım o dur ki ikinci yarıda çok daha iyi bir Göztepe izleyeceğiz.

Göztepe, ikinci yarıda Süper Lige damga vuracak



Mehmet Demirtaş: Göztepe bu hafta ligin en soğuk ve bence en zor deplasmanına çıktı. İzmir’den Sivas’a giden kafilede eksik isimler bir hayli fazlaydı. Yapılan zorunlu rotasyonlar takımın öz kimyasında pek de bir değişiklik oluşturmadı. Leo mevkisi olmamasına rağmen yaptığı kademelerle defansını diri tuttu. Rakip Sivas, önde baskı yapmayı seven bir takım. Rakiplerini yoruyor, hataya zorluyor. Buna rağmen Göz Göz, rakiplerine çok pozisyon şansı tanımadı diyebiliriz. Castro’nun maç boyunca sahip olduğu enerji, Soner’in pas tercihlerindeki isabetleri, eksikleri bulunan Göztepe’yi maçın içinde tuttu. Berkan bu sezon attığı ilginç gollerden bir tanesine imza atacaktı, direk buna izin vermedi. Berkan’ın ve Halil’in sol kanattan Bale misali koşuları sonrası faul kararı veren Yaşar Kemal Uğurlu, birkaç pozisyon dışında kötü değildi. Sahada iyi bir mücadele izledik. Sivasspor ligin ilk yarısında futbolu en iyi olan takımdı. Elbette ki bu maç Göztepe için çok zor olacaktı. 17 maçlık serüvende boşuna liderlik koltuğunda değil. Ligin diğer yarısında daha iyi bir Göztepe izleyeceğimiz kesin. Mücadelelerinden dolayı kutluyorum.

Hugo Rodallega üçleyebilseydi!

Bülent Buda:
Denizli’de Alanya karşısında 5 gollü yenilginin travmasını atlatmak kolay değildi. Sol bekte Bergdich’in süren sakatlığı. Oraya zorunlu montaj Olcay. 10 dakikada 10 kişi kalmanın talihsizliği. Barrow’a kırmızı bence fazlaydı ve şansın, talihin göz kırptığı zaman dilimi. Zeki’den kusursuz, birinci sınıf iki duran top servisi. Mustafa Yumlu ile Rodallega’nın altın vuruşları. İki gollü fark ne güzel değil mi? Lakin Denizli, topu kalesinden uzakta tutamıyor. Bunlara bir de 62. dakikada günün en iyisi Zeki’nin sakatlığı ekleniyor. Sapunaru’dan sağ bek ne kadar olursa o kadar oluyor. İyiden iyiye arkaya yaslandıkları zaman diliminde Rodallega tabelayı üçleyip, Ankaragücü’nün umutlarını tüketecek gol fırsatını dışarı gönderiyor ve ilk kez alanda süre alan Oscar Scarione, iki kusursuz vuruşla skoru eşitleyince iki takım da birer puan mı kazanıyor, ikişer puan mı kaybediyor? Kafası karışıyor insanın.

Fatih Tanfer: Maçın 10. dakikasında Barrow’un ihracı sonrası Denizlispor 10 kişi kaldı. Uzatmalar harici 80 dakika bir kişi eksik oynamak zor değil, çok zordur. Buna rağmen iki duran toptan Mustafa Yumlu ve Rodallega’nın golleriyle 2-0 öne geçti. Ankaragücü riskleri alıp Denizlispor kalesine yüklendi. Ancak oyuna Scarione girince bütün planlar bozuldu. 78. dakikada Rodallega imkansızı başarıp bomboş pozisyonda topu dışarı attı. Futbolda “Atamayana atarlar” kuralı işledi. 85. dakikada Scarione şahane bir golle beraberliği sağladı. Denizlispor çok koştu. 2-0’ı korumak için elinden geleni yaptı. Ancak olmadı.

Mehmet Demirtaş:
Denizlispor’un sezon başından bu yana defansta sergilediği zayıf duruş bir türlü önlenemedi. 80 dakika 10 kişi mücadele ettikleri Ankara’da 2 farklı öne geçseler de Horoz’un defansı Ankaragücü’nü maça ortak etti. Denizlispor’da şunu bir kez daha gördük ki sadece atmak yetmiyor. Bunun yanında gol yememe felsefesini de benimsemek gerek. Stachowiak gibi bir kaleciye sahip olmasaydınız ne olacaktı? Oyundan düşen Sacko’nun çıkışı doğruyken Estupinan tercihi bana göre yanlıştı. Zaten defansınız ‘Ben hata yapmaya devam edeceğim’ diye sizi uyarıyor. Hele hele bir kişi eksik mücadele ettiğiniz maçta.

Erhan kanatlandı

Bülent Buda: İlk 15’de yoğun baskı altındaydılar. 16. dakikada hızlı geldiler. 19. dakikada kaleci Selmani’nin büyük hatası. Atakan’ın vuruşu çizgiden Alberk çıkardı. 20. dakikada Barış penaltıyı resmen aldı. Okan işini yaptı. Oyunun büyük bölümünde baskı altında oynadılar. O süreçte Erhan kalesinde büyüdü. Oyunun bitiminde hızlı karşı ataklarda akıl, bilinç, teknik ile beceri birlikte sergilenseydi skor açılırdı. Çok değerli 3 puan kazandılar. Alttakilerin puan toplamaya başladığı haftada bir tür soluklanmaydı. Kendini geliştirmesi gerekenler için ilk yarı arası umarım iyi bir fırsat olur.

Fatih Tanfer: Menemenspor 10 haftadır kaybetmiyordu. Yenerse puan cetvelinde ikinci sıraya yerleşecekti. Altınordu ise yaptığı kurtuluş mücadelesinde mutlak 3 puan almak zorundaydı. Altınordu, Menemen’e karşı doğru oyun planı uyguladı. Başta Atakan olmak üzere, hücumda ve merkezde top sürebilen oyuncuları ile Menemen’in bıraktığı boş alanları kullanmaya çalıştılar. 1-0 öne geçtikten sonra savunma organizasyonları ön plana geçti. Sonrası son haftaların formda kalecisi Erhan devreye girdi ve inanılmaz kurtarışlar yaptı. Takımda herkes koştu, çalıştı ve 3 puanı hanelerine yazdırıp derin bir nefes aldılar.

Mehmet Demirtaş: Altınordu bu hafta gerçekten iyi bir zafere imza attı. Kritik maçta alınan kritik galibiyet onları devreye moralli soktu. Güçlü ve formda olan rakibi Menemen karşısında alınan 3 puan büyük bir iş. Kutlarım. Takım halinde hücumda ve defansta birlik olmayı iyi başardılar. Bu karşılaşmada kanat oyuncuları Okan ve Muhammed, Altınordu ataklarında iyi iş çıkardı. Kaleci Erhan ise kendi açısından bence ilk yarının en iyi maçlarından birisini oynadı. Altınordu cephesini tebrik ediyorum.

Haberin Devamı

Akigo, gole hasret

Bülent Buda: Oyunun ilk dakikaları. 4 dakikada 4 gol pozisyonu ürettiler. Maçın bitimine kadar öyle ya da böyle üretilen pozisyonlar bozuk para gibi harcandı. Orta alanda bir top kaybı. Rakipten hızlı bir atak. Ve gol. Tamam, eksikler gedikler falan. Lakin Akhisar’ın tüm kadrosu güçlü, kaliteli ve yeterliliği kanıtlanmış futbolculardan oluşmuyor mu? Ya da biz mi yanılıyoruz? Bitime doğru Mehmet Hoca çaresizlikten kulübedeki bütün hücumcuları (Ya da golcüleri mi deseydik?) alana atıyor. Ama hocam onlar golcü değil ki!!

Fatih Tanfer: Akhisar, maçın ilk yarısında inanılmaz goller kaçırdı. Kazansa devreyi ikinci olarak bitirecekti. Bu kadar gol pozisyonunu hovardaca harcarsan, atamayana atarlar... Hiç de hak etmediği mağlubiyeti alıp 3 puanı bırakıp geldiler. Artık Süper Lig için gerçek olan sistematik bir değişim ve oyun felsefesi ile yenilmez bir takım yaratılmalıdır. Akhisarspor asla Süper Lig hedefinden sapmamalıdır.

Mehmet Demirtaş: Akhisarspor devreye tatsız girdi. Cikalleshi, Burhan, Erhan bu karşılaşmada hücum yükünü üstlendiler, golü bulamadılar. Aslına bakıldığında rakiplerinden daha üstün bir oyun performansı vardı ortada. Oyunun başında yakaladıkları 4 net pozisyon vardı. Bu tarz maçlarda bunları gol yapamazsanız sahadan eli boş dönersiniz. Cikalleshi pozisyona giriyor ancak bitiremiyor. Dialiba’nın vurduğu 2 şutun bir tanesi gol. Cikalleshi ise 7 şut attı, golü yapamadı. Bu takıma forvet değil, gol atacak oyuncu lazım, golcü lazım. Gol atmada ciddi sıkıntıları var. Rakibin etkili ayakları Dialiba, Kone, İshak, Akhisar’ı zorladı. Nitekim Dialiba golü atarak Akhisar’ın direncini kırdı. Akhisarspor önce gol yollarındaki etkisiz imajını değiştirerek kazanma alışkanlığı yakalamalı. İlk yarıyı Play Off hattında tamamlasalar da ikinci devre işler zorlaşacaktır.

Bal Kes’te eksikler hissedildi

Haberin Devamı

Bülent Buda: Okan’ın yokluğunda sorun savunmada değil, ataklarda, ileri uçlarda oluştu. Okan’ın yerine oynayan sol ayağı güçlü Batuhan, zayıf sağ ayağıyla, sağ kanatı kullanamadı. Glumac gitti haberi geldi. Yokluğu buram buram tütüyor. Yetmedi üstüne bir de Sezer sakatlandı. Sol ayaklı stoper eksildi. Yerine giren Cenk Güvenç’in sağ ayağı güçlü. Ramazan Hoca’dan beklerdim ki stoper Oğuzhan’ı sağ beke çeker, o bölge çalışır. Batuhan da sol stoperde daha verimli olurdu. Coşkusuz, kör dövüşü benzer bir kapışmaydı. Gol pozisyonu üretiminde yaratıcılık, girişimcilik eksikti. Bir şans penaltısıyla gelen eşitlik hepsi o. Takımı canlandırma, ayakta tutma savaşımını veren Mrsic’ti. Uzatmalarda kaleye cepheden 20 pas frikik. Mrsic oyuna ısınmış, odaklanmış alev alev yanıyor. Bırak yapsın şu vuruşu. Oyuna katılan ayakları soğuk Anıl izin vermiyor. Ramazan Hoca’dan tık yok. Seslen alana hocam. Mrsic atacak!

Fatih Tanfer: Balıkesir maçı beklendiğinden gerilimli oldu. 8 sarı, 2 kırmızı kartın gösterildiği maçta maçın başında Balıkesir, daha istekli ve kazanma arzusu olan taraftı. Defansının yaptığı hata sonrası Osmanlıspor öne geçti. Son haftaların formda oyuncusu ve bana göre de iyi futbolcu Mrsic ile penaltıdan gelen beraberlik golü puanını 24’e çıkardı. Ligin ikinci yarısında çok daha iyi bir Balıkesirspor izleyeceğimize inanıyorum.

10 hafta sonra seri sonu geldi

Bülent Buda:
Büyü bozuldu mu? Bence hayır! Maçı koparmak için tüm girişimlerde bulundular. Talihsiz bir penaltı ve üretilen pozisyonlarda çerçeveyi geçememe sorunu ya da şansızlığı. Üstüne bir de kalesinde Erhan’ın iyi bir gününde oluşu. Oyunun henüz 15. dakikasında Alberk sol kanattan 5 bindirme yaptı. Altınordu kalesi önüne müthiş etkinlikte toplar gönderdi. Onun yanı sıra üretilen onca pozisyonda da bence bayağı fazlaca beceri eksiği vardı bu kez. İyi de bu bağlamda Taşkın’ın direkten dönen frikiği, yine Alberk’in kale önüne kusursuz indirdiği, Hüseyin’in çerçeveden uzak düşen kafa vuruşu. Yetmezmiş gibi bir de bunların üstüne 87. dakikada o vuruşu kimin yaptığını seçemediğim füzeyi Erhan’ın çıkarışı. Biraz talihsizlik, biraz beceri eksiği. Takır takır oynuyorlar. İyi bir takım onlar.

Fatih Tanfer: Öncelikle kardeşini kaybeden Onursal Başkan Tahir Şahin Bey’e başsağlığı dilerim. Maçın 15. dakikasına kadar Ali Keten ile birlikte sahanın en iyisi olan Alberk 5 top getirdi ve ortaladı. Ancak Ali Özgün, Sinan ve Ravil’in arasında kayboldu. İkinci yarıya Hüseyin ve Olatunbosun devreye girince Altınordu’ya büyük baskı uyguladılar. Kaleci Erhan’ın kurtarışları maça damga vurdu. Uzun lig maratonunda elbette böyle sonuçlar olacaktır. Ancak TFF 1. Lig’de birinci yarının flaş takımlarının başında Ekol Göz Menemen’in olduğu bir gerçek. İkinci yarı büyük keyif verecekler.

Mehmet Demirtaş: Haftalardır süren Menemen rüyası ne yazık ki bu hafta son buldu. Mağlup olmalarına rağmen Play Off potasındalar. Bu karşılaşmada defansta hatalar fazlaydı. Bu maça kadar mücadele gücüyle puanları toplayan Menemen, bu süreçten sonra da yine mücadelesini sonuna kadar ortaya koyacaktır. İyi gidişata sahip olan her takım bu tarz sürpriz mağlubiyetler yaşayabilir. Doğaldır. Ben inanıyorum, Menemen ligin diğer 17 maçlık serüveninde ilkinden daha etkili olacak. Gelinen bu nokta dahi onların ne kadar iyi mücadele ettiklerini ortaya koyuyor. Ayrıca Menemenspor’un eski başkanlarından, Tahir Şahin’in kardeşi Aydın Şahin’i kaybetmenin üzüntüsünü yaşadık. Tüm Menemenspor ailesine buradan başsağlığı diliyorum.

Kazanmak için fazlası gerekli

Bülent Buda:
İyi takım, bir kişi eksilerek dağılmaz. Takım yanlış oyun alanı tercihleri ile yalpalar. İyi takım hakemin düdüklerinden etkilenmez. Ödün vermeden oyununu oynar, maçı koparır. Konuk Giresun. İlk yarıda iki kez direkten döndüğünde Altay 11 kişiydi. Kappel, iyileştiyse, güç sorunu yoksa 60 dakika kulübede bekletilmez. Oyuna katıldığında da dışarı alınacak adam birlikte pozisyon, gol üretecekleri Marco olmaz, olamaz. Altay’ın ileri uçta ikinci yarıda görünür üç etkinliği var. Üçü de Kappel’den. 75. dakikada Tavares oyuna katılıyor. Kendine gelmeye başlayan gol beklediğin Leandrinho dışarı alınıyor. Belli ki kenar yönetimi skoru tutma telaşında. Neyse uzatmayalım. İyi ki ilk yarının son maçı. Görünen o ki yeni teknik birime, sevimsiz görünenler gidecek.

Fatih Tanfer:
Maalesef maça damgasını Ekrem Özdamar vurdu. Devrenin son dakikasında İbrahim Öztürk’e verilen kırmızı kart ağırdı. Uzatmalarla beraber 80 dakika 10 kişi oynamak kolay değil. Teknik verim düştü, her dakika çıkan sarı kart Altay’ın koordinasyonunu olumsuz etkiledi. İbrahim Öztürk atıldıktan sonra kaptanlık bandını alan Özgür Özkaya müthiş bir performans sergiledi. Elbette bu maçtan Altay’ın çıkaracağı büyük dersler var. Maç boyunca Giresunspor’un 3 şutu direkten döndü. Altay hücumda sayısal bakımdan çoğalamamanın sıkıntısını yaşadı. Orta alanda uyum bir türlü sağlanamadı. Liderle arada 12 puan fark var. Altay için Süper Lig hiç de hayal değil.

Mehmet Demirtaş: Altay kapanışı sessiz ve tatsız yaptı. Hücumda ve de savunmada istenilen oyunu maç içinde sergileyemedi. Rakiplerinin 2 şutu direkten döndü, uzaktan gelen bir şutu da kaleci Erhan güçlükle çıkardı. Bu pozisyonlardan herhangi birisi gole dönüşse Altay rakibine karşı reaksiyon veremeyecekti. İç sahada oynanan maçlarda rakiplerini kendi alanında bu kadar kabul etmesi Altay’a yakışmıyor. 10 kişi kalan Altay, bu dakikadan sonra tel tel dökülmeye başladı. Altay’ın bu karşılaşmada galibiyeti ne kadar istediği ise tartışılır.