Ege Gürsel Aksel cehennemi

Gürsel Aksel cehennemi

29.01.2020 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Gürsel Aksel cehennemi

Göztepe, 95 yıllık hayali olan stadı Gürsel Aksel Spor ve Sağlıklı Yaşam Merkezi’nin açılışını Beşiktaş galibiyetiyle taçlandırdı. Sarı kırmızılıların tarihi anlarına yakından tanıklık eden usta yazarlarımız “Göz Göz bu statta rakiplerinin korkulu rüyası olacak. Stat tamam, sırada Avrupa var” dedi.


Bülent Buda: Halil, Göztepe tarihine adını kazımayı garantiledi. Ve de Gürsel Amcası’nın anıtsal görünümlü yeni stadında siftahı yaptı. Futbolun sorunlu skoru tek farktır. Önde olan için de geride kalan için de. Yine kaç kez “Beto büyüksün” diyerek yerimden sıçradım. Bu bağlamda Jerome’u ıskalamayayım. Onu çok eleştiren var. Bense çok beğeniyorum. Adam yürekli. Savaşıyor, yarışıyor. Özel bir gündü. Futbolcuların stres kat sayılarının yüksekliği kaçınılmaz. Muhteşem bir görünüm vardı. Yeni Gürsel Aksel’in ismi kadar güzeldi. Duygulandırıcıydı. Sevgili Mehmet Sepil’in Göztepe’ye kazandırdıkları göz ardı edilemez. Gün geçtikçe büyüyor Göztepe. Önümüzde giderek tarihine yeni başarıları katmak için bir çaba var. Gurur duymalıyız.

Fatih Tanfer: Çok sevdiğim bir söz vardır, “Zirveye ulaşan herkesin işlerini, tüm enerjilerini ve coşkularını çok çalışarak yaptıklarını gördüm”. Bu söz Göztepe Başkanı Mehmet Sepil’i tarif ediyor. Göztepe’nin Beşiktaş ile oynayacağı ilk maça, stadı görmek, atmosferi ve seyircinin mutluluğunu yaşamak adına saatler evvel gazetemizin temsilcisi Engin Uğur Ağır ve spor müdürüm Mehmet Demirtaş ile yerimizi aldık. İnanılmaz güzel bir stadyum. Başkan Mehmet Sepil bilgi, sabır, cesaret ve öngörü ile Göztepe’ye çok önemli hizmetler yaptı. Kısacası geleceğini kurtardı. Göztepe, Beşiktaş’ı yenerek yeni stadını galibiyetle taçlandırdı. Güzel de tesadüfler vardı. Göztepe’nin çocuğu Halil, stadın ilk golünü attı. Unutulmaz bir gün yaşandı. Gürsel Aksel Spor ve Sağlıklı Yaşam Merkezi hayırlı olsun.

Mehmet Demirtaş: Alsancak, Atatürk, Sakarya, Manisa ve şimdi de Gürsel Aksel... Uzakları yakın eden, kilometre fark etmeksizin her şehirde, ilde, ilçede, kasabada, köyde takımlarını coşkuyla destekleyen, Göztepe’nin fikstürüne göre hayatını şekillendiren, eşini, işini, tatilini ikinci plana atarak arma peşinde koşan, yağmur, çamur, soğuk, sıcak demeksizin ses tellerini tribüne bırakan büyük Göztepe taraftarı...

Göz Göz’ün evine döndüğü ilk maçta maçın başından sonuna kadar takıma enerji yollayarak galibiyetin baş mimarı cefakar Göztepe taraftarı...
Bu karşılaşmada yine bildiğiniz gibiydiler. Yılmadılar, usanmadılar, aşık oldukları armaya en içten duygularla destek verdiler. İzmir’e, Göztepe’ye ve Türk futboluna kazandırılan bu stadın en küçük parçasına katkıda bulunan her kim varsa teşekkürü bir borç biliyoruz. Sepil Başkan, senelerce bugünü yaşatmak adına çok çabaladı. Göztepe’ye elini uzattı, büyüttü, evine geri döndürdü. Göreve geldiği ilk günden bu yana takıma dokunuşlarıyla hayat veren, her maçta oynattığı mücadeleci futbolla alkış toplatan, elindeki imkanları en iyi şekilde kullanan İlhan Palut’u bir kere daha tebrik ediyorum. Alınan bu galibiyeti taraftarıyla kutlayan takımın yanında İsyan Marşı’nı büyük bir coşkuyla okuması da taraftarın gönlünde taht kurdu. İlk düdük ve son düdük arasında kıran kırana bir oyun vardı. Sarı kırmızılılar, bölüm bölüm pas hatalarıyla rakibine pozisyon verdi. Bunu atmosferin etkisi diye yorumluyorum. Göztepe iç saha maçlarında rakiplerine korku yaşatacaktır. Göztepe’yi en içten duygularımla tebrik ediyor, böyle devam etmesini diliyorum. Evine hoş geldin Göztepe!

Horoz resmen dağıldı

Bülent Buda:
Baktık ki Barrow alanda. Oyun başladı. Sol kanat işlemeye, akmaya yönelince güzel bir gün yaşayacağımıza ilişkin umutlarımız da yeşerdi. Barrow’un kanattan, ceza alanına bıraktıklarına hücum göbeğinde dokunan çıkmayınca… Ardından fotokopi gibi birbirinin benzeri iki gol geldi konuk Antalya’dan ve tüm ümitlerimiz soldu gitti. Sackey, zorlama bir sol stoperdi. Çaresizliğin ürünüydü. Mustafa, sakat ve bu aşamada Sapunaru da gönderiliyor. Umarız bir geçerli nedeni vardır. 37. dakikada Antalya kaptanı Yekta’nın önderliğinde sportmenlik örneği eylemleri içimizi ısıttı. Antalya tabelayı üçleyince skor sindirilebilir ya da üstesinden gelinebilirliğin çok ötelerine itildi. Teknik adamların tutkulu oldukları oyuncular oluyor bazen. Bu futbolcular yaşamsal hata yapmıyor. Durumu da idare ediyor. Olcay, onlardan biriydi.

Fatih Tanfer: Antalyaspor Teknik Direktörü Tamer Tuna, Denizlispor’u çok iyi analiz etmiş. Hücumda defans arkasına atılan dik paslarla pozisyonlar buldu. Denizlispor’un en zayıf noktası, savunmadaki zaaflar, yerleşim ve adam paylaşımında yaptıkları hatalardı. Jahovic ve Mukairu’un attıkları iki golde birbirinin kopyasıydı. Maalesef bu maçta büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar. Maç boyunca düşük tempoda oynadılar. Denizlispor’da eksik yönler giderilmeli ve takımın evindeki kayıplarına önlemler alınmalıdır. Kişisel olarak böylesi bir sonucu beklemiyordum. İyi olmadı.

Mehmet Demirtaş: Denizlispor taraftarları, kulübe ve yönetime olan inançlarını yavaş yavaş kaybediyor. Sabırlar taşmaya başladı. Camiaya bir değişim iyi gelecektir. Girdikleri pozisyonları gole çevirmekte çok zorlanıyorlar. Belki de sezonun en kötü performanslarından birisiydi. Futbolcuların sahaya daha çok motive olmaları gerek. Barrow dışında ruhunu yansıtan isim ne yazık ki yok. Ben Recep Niyaz’ın daha çok süre almasından yanayım. Denizlispor’un önemini ve değerini bilerek mücadele ediyor. Kalan maçlarda işleri daha da zor hale gelecek. Unutulmamalıdır ki, bu taraftar çok daha iyi sonuçları hak ediyor. Bu sonuçlar Horoz’a hiç ama hiç yakışmıyor.

Haberin Devamı

Akhisar nereye

Bülent Buda: Basan değil, atan kazanıyor. Serdar Özkan, topu Akhisar kalesi önüne indiriyor. Seleznyov topa gidiyor, kafayı çakıyor, üç Akhisar savunmacısı seyirci. Hadzic, kusursuz bir fizik, yetenek. Sorunu mu var? Aldığı süreler kısıtlı. Kendi alanında şimdilik 9 kayıp puan biraz fazla değil mi? Golcüler nerede, izinli mi? Bir de taraftarlara diyeceğim var. Konuk takım üzerinde hiç baskı yok. Rahat oynuyorlar. Gıcır gıcır bir stat, tribünler sinek avlıyor.

Fatih Tanfer: Akhisarspor, 5. haftada da kendi evinde Bursaspor’a karşı hem gol atamadı hem de çok önemli 3 puanı verdi. Futbol aklı saha içindeki performanslarını izleyince Akhisarspor taraftarlar adına da büyük bir hayal kırıklığı oldu. Hücumda çoğalamadı. Temposuz ve etkisiz bir takımdı. Takımın en büyük sorunlarından biri rakibinin enerjik prese dayalı futbol oynayınca orta sahadan başlayarak direnci yok oldu. Bütün bu olumsuzluklar birleşince elbette 3 puanı almak hayalden öteye geçemezdi. İyi niyetine inandığım ancak bir türlü Akhisar’a istenilen performansı sağlayamayan Teknik Direktör Mehmet Altıparmak’la da yollar ayrıldı. Son iki yıldır tüm takımlarını Süper Lig’e çıkaran Mehmet Hoca, lig bitmeden ayrılmak zorunda kaldı. Bu da futbolda dün yok bugün vardır gerçeğinin bir sonucudur.

Düdük çalan böyle istedi

Bülent Buda:
Korkak, yüreksiz düdük çalan biri, tabelayı biçimlendirdi. Daha fazlası var ama yazarsam tutuklanırım. Adaletin eşit dağıtıldığı ülkelerde, o penaltı düdüğünü çalan adamı sahaya bir daha sokmazlar. İlk 45 dakika kayıp Altınordu’da Atakan’ın adını 26’dakikada duyduk. Yani Atakan ilk yarıda kayıplarda... İlk yarıda basan, gol arayışlarında etkili olan Karagümrük’tü ve amacına ulaştı. İkinci yarı Okan ve Kemal Rüzgar hamleleri cuk oturdu. 58. dakikada da Karagümrük 10 kişi kalınca gerçek kimlikleriyle basmaya başladılar. İki solak Okan ve Kemal işbirliği ile gelen eşitlik golü ve daha arkası gelecek gibi görünürken, savunmada bir anlık yalpalama, Karagümrük’ün ikinci golü. Bu iş böyle biter derken uzatmalarda Rüzgar bu oyunun başrol oyuncusu olduğunu kanıtlayan girişimleriyle ikinci ve üçüncü golü Karagümrük kalesine bıraktı. Hele onun gibi bir solaktan o nasıl bir sağ vuruş üçüncü gol? Kemal’in kahraman olduğu günde sevincini kursağında bıraktı düdük çalan adam.

Fatih Tanfer: Son yıllarda izlediğim en heyecanlı maçlardan birtanesidiydi. Maçın sonunda Altınordu’nun 2-1 mağlubiyetten 3-2 öne geçmesi ve bencede tartışmalı penaltı kararıyla alınan beraberlik. Altınordu’nun 3 puan hakkıydı ama yazık oldu. Ancak Altınordu’nun temposu müthişti. Kemal Rüzgar şahane bir gece yaşattı. Hüseyin Hoca takımdaki eksiklikleri iyi tespit etmiş ve tedbirlerini alıp özlediğimiz Altınordu’yu oluşturmuş. Gümbür gümbür bir Altınordu geliyor.

Kötü oyun 3 puan

Haberin Devamı

Bülent Buda: Oyun başladı. Erhan sağdan bindirdi. Kale önüne indirdi. Yılmaz siftah yaptı. Hepsi erken tek gol ötesi kısır döngü. Düşünebiliyor musunuz? Altay’ın maçın bitimine değin karşı kaleye, ceza alanı çevresinden bir tane bile şöyle seyirciyi coşkuya taşıyacak şutu yok. Rakibin ceza alanı çevresinden kazandığı bir faulü yok. Gerisini siz anlayın gari. Teknik birim zahmet olmaz, yorgunluk vermezse Marco’nun geçen yıl attığı goleri izlesin. İşlem nasıl başlamış, nasıl tamamlanmış? O girişimlerin, gollerin içinde kimler varmış? Marco’nun, İstanbul karşısında sağa, sola, geriye ileriye koşmaktan canı çıktı. Maçın bitimine kadarda haliyle tek pozisyon bulamadı. Eğer İstanbulspor bu sıkıcı oyunda gol atmasını becerebilseydi o tabela 90 dakika sonunda başka şeyler yazardı. Sonuçta Altay, yenerken kötü oynadı hepsi bu. Bu bağlamda kenar yönetimininde sorunu doğru yönettiğini söyleyemeyiz.

Fatih Tanfer: Altay, istanbul karşısında Yılmaz’ın attığı golle 3 puanı aldı ve Play Off yarışında rakiplerine biraz daha yaklaştı. Maç boyunca her 2 takım da çok pas yaptılar. Altay’da herkes görevini yaptı ancak ben, Erhan Kartal’ı çok beğendim. Haftalar ilerledikçe oyun anlamında çok daha pozitif olacağına inandığım Altay, Play Off’u oynamayı garantilerse gücü ile hayalleri gerçekleştireceklerdir.

Mehmet Demirtaş: Sezona fırtına gibi başlayan Altay’ın bugünkü geldiği noktayı anlayamıyorum. 1. ve 3. bölge arasında pas trafiğini yönlendirecek bir merkezi orta sahanın eksikliği hissediliyor. Güçlü bir kadro yapısına sahip Altay’ın oyun anlamında çok daha etkili olmasını bekliyoruz. Artık Bornova Stadı’ndalar. Taraftara büyük iş düşüyor. O tribünleri doldurmak zorundalar. Ayrıca defansta görev yapan genç isim Cenk Özkacar’ın takımda vazgeçilmez isimlerden birisi olacağını düşünüyorum. Play Off hattına yaklaşmaları için bu maçı kazanmaları şarttı. Öyle de yaptılar. Kötü oyun 3 puan. Artık iyi oyun zamanı Büyük Altay...

Artık kazanma zamanı!

Haberin Devamı

Bülent Buda: Oyunun 9. dakikasında Aly Malle, soldan kale önüne iyi indirdi. Otoo kafayı dışarı vurdu. İlk yarının bitimine kadar karşı kalede başka bir girişimi yok Balıkesir’in. Vukovic’in önünde dizilen bir kalabalık. Erzurum düzenli geliyor. Onlar da öyle becerikli, yaratıcı değil. Köşe vuruşu sonrası gelen tek golde Vukovic kale çizgisinde kalmasaydı keşke. 69. dakikada Otoo, kalesine yakın yerden kafayla top çıkarıyor. O, gerideyken nasıl gol atacak? Karşı kaleye daha yakın olması gerekmiyor mu? Maç kazanmaya başlasalar iyi olacak.

Fatih Tanfer: Balıkesirspor, haklı olarak defansif bir oyun yapısını tercih etti. Bu anlayışla kendi alanında kalmasına neden oldu. Maçın mutlak hakimi Erzurumspor’du. Birçok da gol pozisyonu buldu ve kaçırdı. Ancak maçın sonlarında Balıkesir yakaladığı 2 pozisyonu değerlendirse evine puanla dönebilirdi. Artık kendini toparlama zamanının geldiğini düşünüyorum.

Mehmet Demirtaş: Bu camianın birlikteliğe, beraberliğe, desteklenmeye ve bütünleşmeye ihtiyacı var. Zaman kenetlenme zamanı. Herkes bu bilinçte hareket etmeli. Yapılacak en küçük destek dahi, verilen mücadele için çok değerli. Haydi Balıkesir, bu güzel şehrin bu güzel takımını ayağa kaldırma vakti!

İyi yarıştılar, hakeme takıldılar

Bülent Buda:
Ucuz bir penaltı düdüğü. Bir de üstüne sarı kart. Lider karşısında değim yerindeyse, “Nal’ına Mıhı’na” oynadılar. Korkmadan, çekinmeden Hatay’ın üstüne üstüne gittiler. Bu bağlamda gerekli olan bitirici vuruştu. Olmadı bir türlü. Bir de unutmadan 82. dakikada Mehmet Boztepe ceza alanı içinde düşürülmedi mi? O penaltı değil mi? En az 1 puan çıkaracakları deplasman maçı oynadılar. Lakin üç maçtır da gol atamıyorlar.

Fatih Tanfer: Lider Hatayspor’a ikinci yarıda yediği gollerle yenildi. Aslında maça iyi de başlamıştı. Kaçırdığı pozisyonlar vardı. Alberk’in yakaladığı pozisyon gol olsa birçok şey değişirdi. İkinci yarının ortasından itibaren bütün riskleri aldı, rakip kalede etkinliğini artırdı. Ancak yakaladığı pozisyonları değerlendiremedi. Menemenspor, 28 puanla ve averajla Play Off yarışının dışında kaldı. TFF 1. Lig’de son düdüğe kadar müthiş bir yarış olacak. Üst üste alınan 3 mağlubiyet umarım bu hafta evindeki Karagümrük maçıyla sona erer ve çıkış başlar.

Mehmet Demirtaş: Menemenspor, bizi şaşırtmaya devam ediyor. Müthiş çıkışa imza atan ve peş peşe galibiyetler elde eden takımdan, 3 maç üst üste gol atamadan mağlup olan takıma dönüştüler. Peki sorun ne? Değişen ne? Farklı olan ne? Neyi yanlış yapmaya başladılar? Bir takım bir anda tam tersi bir performansı nasıl sergileyebiliyor? Bu sorulara cevap vermek güç. Yüreğiyle oynayıp galibiyetler alan takımı çok özledik. Bizi şaşırtacaklarsa iyi yönde şaşırtsınlar.