İzmir Büyükşehir’i yalnız bırakmamalıyız

Geçtiğimiz hafta İzmir Büyükşehir Belediyespor’dan bahsedeceğimi söyleyince, bazı dostlarımdan arka arkaya telefonlar ve mesajlar aldım. “Göztepe’yi, Karşıyaka’yı, Altay’ı anlat, ne yapacaksın belediye kulübünü?” Öyle değil işte arkadaşlar...

Mesele taraftarlık değil, propaganda ise hiç değil. Ben bu kulüpten bahsedeceğim ki, bazı kavramlar da yerine otursun. Örneğin bugün Karşıyakalılar olarak çokça övündüğümüz bir ifade var: “Karşıyaka bir spor kulübüdür.” Bunu söylememizin sebebi, Karşıyaka Spor Kulübü bünyesinde bulunan çeşitli branşlardır. Peki, İzmir Büyükşehir Belediyespor? Kentin asırlık kulüplerinin sahip olmadığı kadar branş sayısıyla, İzmir’i temsil etmeye çalışıyor. Tabii bunları okurken diyebilirsiniz ki “E, arkasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mali desteği var”. Sonuna kadar haklısınız elbette. Lakin Göztepe örneğinden yola çıkarsak, sarı kırmızılıların belki bir futbolcusunun ücretiyle kaç amatör branşın ayakta tutulabileceğini düşünün.

Gelelim biraz da kulübün başarılı gençlerine... Öncelikle belirtmeliyim ki, sadece isimleri uç uca ekleyerek bırakın bir köşe yazısını, neredeyse yazı dizisi yapacak kadar sporcumuzun adını geçirebiliriz. Bunun yerine yalnızca birkaç örnekle sizlere bu kulübün önemini anlatmak istiyorum. Kulübün son 5 yılda aldığı madalya sayısını biliyor musunuz? Kaç madalya kazanılmış olabilir? 200? 500? 800? 1000? 1500? Yok mu artıran dediğinizi duyar gibiyim. Bu nedenle toplam sayıyı “maşallah” diyerek açıklıyorum. İnanın olağanüstü bir sayı bu. Tamı tamına 1709 madalya...

Bu sayılara ulaşmanın elbette yönetimsel, finansal ve teknik heyet başarısı yadsınamaz ama en önemlisi nedir biliyor musunuz sevgili sporseverler? Bu kulüp adına madalya alan kardeşlerimizin içinde maddi olarak zorlu süreçlerden geçen ailelerin çocukları var. Bu çocuklar spor yaparak, madalya kazanarak ailelerine destek olmaya çalışıyor. İsim vermeyeceğim ama içlerinden bir tanesi, kendi branşında Barcelona’dan transfer teklifi aldı. İzmir’de ailesini bırakamadığı için böyle büyük bir teklifi reddetti. Bizlerse acıdır ki onları her şeyi devletten beklemek ifadesinde olduğu gibi her şeyi Büyükşehir’den beklemek noktasında yalnız bırakmış durumdayız. İspanya’dan gören gözler varken, İzmir’de gözlerimiz kapalı.

Nasıl mı?
Güreşte olimpiyat ve dünya şampiyonumuz Taha Akgül’ü tanımayan sporsever yoktur. Biliyor musunuz ki bu koca pehlivanımız bir dönem İzmir Büyükşehir Belediyespor forması giydi. Sonrasındaysa ne yazık ki İzmir’de o dönem üniversite öğrencisi olarak bulunan Taha’yı kentte tutmayı başaramadık. Taha’ya o dönem Melih Gökçek destek verdi ve çalışmalarını bu kentte sürdürdü. İnanın içimizde çok fazla Taha Akgüller var. Bu cevherlere sahip çıkma noktasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni yalnız bırakmamak ise boynumuzun borcu...