Ege Tiramisu faciası

Tiramisu faciası

14.03.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Tiramisu faciası

***Önce bir İtalyan klasiÇi olan "tiramisu" için gerekli olan malzemeleri hatırlayalım: 2 çorba kaşıÇı (tercihen) espresso veya nescafe, 2 çorba kaşıÇı şeker, 2 çorba kaşıÇı krem-labne peynir (tiramisu tarifinin aslında-italyan versiyonunda "mascarpone cheese" diye geçer), 5 yumurta sarısı, 3 yumurta akı, 3 yaprak jelatin, 25 kedidili bisküvisi, 30 gram kakao, 1 paket vanilya, tuz, pudra şekeri, limon suyu, Rom... DiÇer yanda, 1 litre süt, 1 yumurta, 3 kahve fincanı tozşeker, 3 kahve fincanı undan mamûl krema.Ilık espressoda şekeri eritip, soÇumaya bırakın. Bir kaba yumurta sarıları, pudra şekeri, vanilya ve limon suyunu koyun. Sıcak su dolu başka bir kabın içerisine oturtup köpürünceye kadar çırpın. (Ben 1 tatlı kaşıÇı amaretto acıbadem likörü ilâve etmenizi de öneririm) Kabı sudan çıkartın, krem peyniri yavaş yavaş ilave edin. Jelatinleri soÇuk suda yumuşatın. Romu ısıtın, suları sıkılmış jelatinleri içinde çözün. Peynirli karışıma ilave edip soÇumaya bırakın. Yumurta beyazlarına tuz ve yavaş yavaş kalan şekeri ilave edin ve çırpın. Kremayı da çırpın. Yumurta akı ve kremayı dikkatlice peynir karışımı ile karıştırın. Uzunca oval bir kaba, kahveye batırılmış kedidili bisküvileri yerleştirin, peynir karışımının yarısını üzerine sürün, ikinci katta da aynı işlemi uygulayın. 4 saat buzdolabında bekletin. Servis yapmadan önce üzerine kakao serpin. Bu 8 kişilik klâsik bir tiramisu tarifidir. Fındıklı, bademli, likörlüsü filan da var biliyorsunuz.***Bir lokanta düşününüz ki, İzmir'de sadece bir tane var. Ege'de sadece bir tane. Koca Türkiye'de de olsun olsun (isim benzerliÇi dahil) üç veya beş... HazırladıÇı mönüye tiramisu da yazmış. Niyetlenip istiyorsunuz. Biraz sonra, tabakta bir facia geliyor. Sadece sıradan bir tatlı hamuruyla aÇır ve üçüncü sınıf kremadan ibaret bir yaş pasta. Üzerinde bulamaç halinde hazır bir kakao sosu... "Bu nedir?/Tiramisu. Bu tiramisu deÇil/Tiramisu efendim/Tiramisu böyle olmaz/Bizim usta böyle yapıyor/Ustaya selam söyleyin kendi yesin..." Hesabı öderken de özrü kabahatinden büyük başka bir diyalog yaşanıyor: "Kusura bakmayın, sizi üzdük bugün biraz/Önemli deÇil ama hiç yakışmıyor buraya/Kusura bakmayın/Bari mönüye koymayın, mutlaka tiramisu satmak zorunda mısınız?/Efendim aşçının görgüsü o kadar; o bunu tiramisu diye yapıyor/..." Sessizlik.***Ankara viskisinin ilk imâl edilmeye başlandıÇı senelerde, İskoçya'dan bir bilen getirmişler, tadına baksın da fikrini söylesin diye. Herkes nefesini tutmuş beklerken bir yudum almış yabancı uzman kendisine ikram edilen "malt içecek"ten... "Nasıl?" diye sormuşlar. "Çok güzel" demiş, "Nedir bu?" Bir facia ister istemez ötekileri de çaÇrıştırıyor. Bazı okuyucuların, "Senin de hiç işin yok be kardeşim, nelerle uÇraşıyorsun?" dediÇini duyar gibiyim. Bu aymazlıkları yazmaya devam edeceÇim. Çünkü, "Aşkın karşıtı nefret, sanatın karşıtı çirkinlik, inancın karşıtı sapkınlık, hayatın karşıtı ölüm deÇil" diyor düşünür. Sadece "umursamamak"tır! Ve bütün facialar bu sebepten yaşanır; "tatlı tatlı" konuşmak varken, felâket tellâllıÇı mı yapayım ? ege@milliyet.com.tr Facialar yadırganmaz bu ülkede! Soba, yangın, tüpgaz, çukur; göçük, kuyu, yaÇmur, rögar... Uzaktan gelenler, davulun sesi misali duyarsızlıÇımızda buharlaşır: Filipinler, Hocalı, Zimbabve, Lefkoşe... Tarihte kalanlar ise balık hafızasıyla malûl aldırmazlıÇımızda söner: ErtuÇrul, Sarıkamış, Kocatepe... Heysel dediÇin neticede spordur; geçeriz. Heidelberg, Poseidon ve Titanik de film. Oysa sözlükler, "çok üzüntü veren acıklı olay" diye tanımlar faciayı; "tiyatroda trajedi..." Kasvetli bir yazı yazmaya niyetli deÇilim, merak etmeyin; ama abartma özgürlüÇümü sonuna kadar kullanacaÇım.