Ekonomi Türkiye ekonomisinin temel sermayesi güven

Türkiye ekonomisinin temel sermayesi güven

21.12.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Adnan Bali, “Petrol gibi doğal kaynağı, yeterli sermayesi, tasarruf fazlası olmayan bir ülke dış kaynak kullanmak zorunda. Dış kaynak için güven duyulan bir taraf olunmalı” dedi

Türkiye ekonomisinin temel sermayesi güven

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, “Türkiye ekonomisinin aslında en temel sermayesi güvendir. Petrol gibi doğal kaynağı, yeterli sermayesi, tasarruf fazlası olmayan bir ülke dış kaynak kullanmak zorunda. Dış kaynak kullanabilmek için de güven duyulan bir taraf olunmalı” dedi.

Haberin Devamı

İş Bankası’ndan AA’ya yapılan açıklamaya göre, Adnan Bali’nin annesi merhum Sabiha Bali’nin anısına, Gaziantep’te 61 yıl cezaevi olarak kullanılan binanın, geçen ağustosta İslahiye Sabiha - Aziz Bali İlçe Halk Kütüphanesi’ne dönüştürülmesiyle ilgili bir belgesel hazırlandı. Bali, belgeselin ön gösterimi sonrası ekonomiye dair değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin, koronavirüs sonrası toparlanma fırsatlarına odaklanması gerektiğini belirten Bali, şunları kaydetti:

“Türkiye, etrafındaki 2 - 3 saatlik zaman dilimi farklarıyla stok taşınmaksızın, kısa terminlerle ihtiyaç duyulduğunda, talebin kendi seyrine göre arz sürekliliği sağlayabilecek esnek bir ekonomiye sahip. Ülkemiz, esnek ve dinamik üretim yapısı ile öne çıkabilir.”

Haberin Devamı

Bali, Türkiye’nin “güçlü insan kaynağı”, “teknoloji” ve “esnek üretim  altyapısı” olmak üzere 3 önemli avantajı bulunduğunu vurgulayarak, ülkenin pandemi sonrasında bölgede enerjinin, bilginin ve fiziki üretimin merkezi olabileceğini aktardı.

Serbest piyasa ve hukuk

Serbest piyasa ve hukuk alanında şu anda tutturulmuş olan olumlu çizginin sürdürülmesi halinde başka jeopolitik streslere de çok maruz kalınmazsa işlerin düzelebileceğini vurgulayan Bali, “Merkez Bankası Başkanımız, Hazine ve Maliye Bakanımız, piyasa mekanizmasının esas alınacağı konusunda net bir yaklaşım ortaya koyuyor. Bizimle istişarelerde de ‘İşletmelerinizi iktisadi tutarlılıkla piyasa mekanizmalarının gerekliliklerine göre yönetmelisiniz’ şeklinde, kamuoyuna verdikleri mesajların aynısını verdiler” dedi.

Bali, şu anda bu yaklaşımın, zamanlama itibarıyla da çok iyi bir başlangıç olduğunu belirterek, “Ben şu anda olağanüstü bir diyalog ve koordinasyon ortamı görüyorum. ‘Bizi eleştirin, yanlış gittiğini düşündüğünüz şeyler konusunda bizi uyarın’ diyen samimi bir anlayışla karşı karşıyayız” dedi.

Adnan Bali serbest piyasa dinamikleriyle örtüşmeyen işlerin yeni ekonomi yönetiminin açıklamaları ve yaptıklarıyla birlikte düzelebileceğine dair bir kanaat oluştuğunu aktardı.

‘Bir şekilde ters dolarizasyon olmalı’

Haberin Devamı

Adnan Bali, ekonomi yönetiminin şu anda ortaya koyduğu bu tabloyu sürdürebilmesi ve bunun kesintiye uğramaması için bazı küçük, hızlı başarılara ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, “Biz bunu sağlamalıyız. Ülke olarak, ekonomi olarak, büyük kuruluşlar olarak bunun sağlanması için, bu kredibilitenin artması için çalışmalıyız. İşler iyiye gitmeli ki bu politikalar sürdürülebilir olsun. Bunun da kilidini ters dolarizasyonda görüyorum. Bir şekilde ters dolarizasyon oluşmalıdır” dedi. Döviz alımlarında esasen yaygın şekilde perakende, küçük tutarlı bir alım tablosundan bahsedilemeyeceğini belirten Bali, dövizde ortalama alım seviyelerine yaklaşıldığında hızlı çözülmeyle birlikte ters dolarizasyonun başlayacağını kaydetti. Adnan Bali, gelecek dönemin ödemeleri açısından temel bir sıkıntı görmediğine dikkati çekerek, bankacılık sisteminde açık pozisyon riski bulunmadığını da vurguladı.

6-9 ayda iyimser bir noktaya

Adnan Bali, ekonomilerde güvenin önemine işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:

Haberin Devamı

“Güven sarsıldığında problem çıkar. Güvenin de karşılığı basittir aslında; hukuk ve serbest piyasa. Onun için de,  hanehalkından başlayarak hem başarılı iş insanlarının, bilim insanlarının hem yabancı yatırımcıların kaygı duymadığı bir hukuk düzeni ve öngörülebilir bir ortam oluşturulması ülkemiz için faydalı olacaktır. Bu yönde çalışmalarla ve pandemi sürecinin de aşı bağlantılı izin verdiği imkanlarla, önümüzdeki 6 ila 9 aylık süreçte ekonominin daha iyimser bir noktaya evrildiğini bütün üçüncü taraflar görebilirlerse güven tesis edilecektir.” 

 

 

Yazarlar