Ekonomik önlemler piyasaları canlandırdı

Reel sektöre dönük birebir önlemleri de değerlendiren Bahçıvan, otomotivde sektör temsilcilerinin istedikleri tüm teşviklerin karşılandığı bir paketin çıktığını, konutta da bir hareketliliğin yaşandığını anlatarak, “Son dönemde aldığımız bilgiler, alınan tedbir ve önlemlerin piyasalarda bir canlanma oluşturduğu şeklinde” diye konuştu.

Faiz makul olmalı

Faiz ve enflasyonun da ekonomiyi etkilediğini kaydeden Bahçıvan, “Bu faiz oranları ile Türkiye’nin bırakın yeni yatırım yapması, mevcudu bile sürdürmesi mümkün değil. Bu yüzden enflasyon ve faizleri, finansal istikrarın çizgisi içinde makule getirmemiz gerek” dedi. Bahçıvan şöyle devam etti: “Enflasyonu dengelememiz gerekiyor. Türkiye’nin yeniden hiper enflasyonu yaşama lüksü yok. Enflasyon bütün kötülüklerin anası-babası. Çift haneli enflasyonun en kısa zamanda hayatımızdan çıkması gerekiyor.”

Son 2 aydır elde edilen cari fazlanın iyi okunması gerektiğini vurgulayan Bahçıvan, “Doğru yatırımlar, doğru hedefler, doğru finansman politikaları ve doğru yatırımcılar tespit edildiği takdirde, teknolojide akılcı yatırımlar yapıldığı ve temel ana başlıkları saptatığımız zaman Türkiye cari açık sorununu aşar” dedi.

‘Konkordatoda suistimal var’

Konkordatonun suistimal edildiği tartışmalarının haksız olmadığını dile getiren Bahçıvan, şunları söyledi:

“Konkordato dünya alacak sisteminde yer etmiş bir uygulama. Doğru uygulanırsa belli bir nefes almak isteyen firmalar için bir fırsat ama bunu aşırı derecede suistimal edersek ifrat ile tefrit arasında bir karışma oluyor.”

‘Kaldırılamaz borç değil’

İSO Başkanı Bahçıvan, reel sektörün borçluluğunu şöyle değerlendirdi: “Reel sektör yaklaşık 220-230 milyar dolar arasında bir döviz borcuna sahip. Bu borç aslında Türkiye ekonomisi için kaldırılamayacak bir borç değil. Bugün dünyaya baktığınız zaman hala daha Türkiye’nin borç oranları dünyadaki örneklerinin çoğunun altında. Türkiye’de döviz kredisi kullanmak bir teşvik enstrümanı olmalı. Üretimin üzerindeki finansman yükünün mümkün olduğu kadar azaltılması, makule getirilmesi, hatta kökünden kaldırılması gerek.”