Mimarlık Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu İçin Açık Çağrı

Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu İçin Açık Çağrı

29.08.2022 - 00:01 | Son Güncellenme:

Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi’nin 18’inci edisyonu gelecek yıl, 20 Mayıs – 26 Kasım 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu İçin Açık Çağrı

Bienaldeki Türkiye Pavyonu’nun koordinasyonunu üstlenen İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), sergide yer alacak projenin belirlenmesi amacıyla bir açık çağrı yapıyor. Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi’ndeki Türkiye Pavyonu, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla ve T.C. Dışişleri Bakanlığı himayesinde, Schüco Türkiye ve VitrA’nın eş sponsorluğunda gerçekleştiriliyor. Çeşitli mimari fikir üretimlerini ve yaklaşımlarını bir araya getiren Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi başvurularında ilk aşama için sunulan önerilerin, mimarlık alanında güncel meseleleri yeni fikir ve kavramlar üzerinden tartışmaya açabilen, mimarlık veya mimarlık ötesi kavramlara disiplinler arası yaklaşımlar getiren, alışılagelen anlatılara meydan okuma potansiyeline sahip kavramsal bir çerçeve sunması bekleniyor. Sergide yer alacak projenin güçlü bir görsel anlatımı olması bekleniyor. Ayrıca önerilen temanın anlaşılır ve erişilebilir olması da önem taşıyor. Çağrı, içinde Türkiye’den bir ekip liderinin yer aldığı çokuluslu ekiplerin de katılımına açık. Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi’nde beşinci kez yer alacak Türkiye Pavyonu sergisini oluşturmak için yapılan çağrının ilk aşamasında, Türkiye Pavyonu için önerilen serginin teması ve proje önerisiyle birlikte sergi tasarımı ve mekansal kurgu, ekip yapısı ve çalışma prensiplerini açıklayan bir belge ile başvuru sahibi ya da sahiplerinin özgeçmişleri ve ilgili işlerin yer aldığı bir portfolyo sunulması bekleniyor. Seçici Kurul’un ikinci aşamada değerlendirilmek üzere belirleyeceği üç projenin ekiplerinden ise takvim, çalışma yöntemi, basılı malzeme ve bütçe gibi konularla ilgili ayrıntılı bilgi sunmaları istenecek. İki aşamalı bu süreç sonunda seçilecek başvuru sahiplerinin sergiyle ilişkili tüm küratoryal sorumlulukları üstlenmesi, sergiyi Seçici Kurul ve İKSV ekibi ile koordinasyon halinde geliştirmesi amaçlanıyor. Türkiye Pavyonu sergisinde yer alacak projeyi, 5 kişiden oluşan Seçici Kurul, iki aşamadan oluşan açık çağrı yöntemi ile belirleyecek. Başvuruların, mimarlık alanındaki güncel sorunları yeni fikir ve kavramlar üzerinden yerel, bölgesel ve küresel boyutlarda tartışmaya açabilen, mimarlık kavramlarını disiplinler arası yaklaşımlarla irdeleyen, tutarlı bir küratoryal anlatı sunması bekleniyor. İlk aşamaya başvuran projeler, küratoryal temanın geçerliliği, önerilen projenin uygulanabilirliği ve küratoryal ekibin organizasyon yapısına göre değerlendirilecek. İkinci aşamaya devam etmek üzere yapılan başvurular arasından üç proje seçilecek ve bu projelerin çalışma yöntemi, basılı malzeme, takvim ve bütçe gibi konularda daha detaylı bir sunum hazırlaması istenecek. Seçilen proje sahiplerine araştırmalarını derinleştirmek için bir hakediş verilecek; proje ekipleri, projelerini detaylandırmalarının ardından Seçici Kurul üyeleri ve İKSV ekibine projelerini sunmak üzere İKSV binasına davet edilecek. Türkiye Pavyonu sergisinde yer alacak projeyi, iki aşamalı açık çağrı yöntemi ile belirleyecek Seçici Kurul, Aslı Çiçek, Neyran Turan, Prof. Dr. Ayşen Savaş, Han Tümertekin ve Ertuğ Uçar’dan oluşuyor. Başvurular 3 Ekim 2022 Pazartesi günü saat 18.00’e kadar online olarak gerçekleştirilebilecek. 20 Mayıs – 26 Kasım 2023 arasında Giardini, Arsenale ve Venedik’teki çeşitli mekanlarda düzenlenecek Venedik Bienali 18. Uluslararası Mimarlık Sergisi’nin başlığı ve teması, Venedik Bienali Başkanı Roberto Cicutto ve 18. Uluslararası Mimarlık Sergisi’nin küratörü Lesley Lokko tarafından açıklandı. Lesley Lokko, açıklamasında şunları söyledi: “Yeni teknolojiler, sürekli ortaya çıkıp kaybolurlarken, Dünya’nın anlamak şöyle dursun büyük olasılıkla ziyaret bile etmeyeceğimiz köşelerine filtresiz bakışlar sunuyor. Tabii yakın ile uzağı aynı anda görmek, Du Bois ve Fanon’un meşhur ifadesiyle ‘ikili bilincin’, yani madunlaştırılmış ve kolonize edilmiş her grubun iç çatışmasının bir biçimi. Bu gruplar da yalnızca ‘orada’, yani gelişmekte olan, üçüncü dünya veya Arap önadlarıyla nitelendirilen ülkelerde değil; ‘burada’, yani Küresel Kuzey’in metropolleri ve manzaralarında da çoğunluğu oluşturuyor. Avrupa’da azınlıklardan ve çeşitlilikten bahsediyoruz, oysa Batı’nın azınlıkları dünyada çoğunluk. Bu gezegende eşitlik, ırk, umut ve korkunun birleştiği, bütünleştiği tek bir yer var, o da Afrika. Antropolojik açıdan bakarsak, hepimiz Afrikalıyız. Afrika’nın başına gelenler de hepimizin başına geliyor.”

Haberin Devamı

Asian Young Designer Awards’ta Türkiye’nin Gururu Oldular!

Dünyanın önemli mimari yapılarında yer alan, tasarımı destekleyen, mimarlara ilham veren estetik ve teknik çözümleri geliştiren Nippon Paint, 14 yıldır düzenlediği Asian Young Designer Awards (AYDA) ile mimarlık öğrencilerini destekliyor. 140 yılı aşkın süredir endüstride var olan, Asya’nın en büyük, dünyanın dördüncü büyük boya şirketi Nippon Paint’in global ağında yer alan 16 ülkeden 27 mimarlık öğrencisi bu yıl da AYDA heyecanı yaşadı. “Empati ile Tasarla” temalı yarışmanın uluslararası jürisinde yer alan İç Mimar Sami Savatlı ve Malezya’daki final ve ödül töreninden Nippon Paint Colour Award’la dönen Şevval Simruy Baygül ve Berk Kesimoğlu yarışma heyecanı ve izlenimlerini anlattı.

Haberin Devamı

İç Mimar Sami Savatlı:

“Jüri olarak yaratıcılık, yenilik ve uygulanabilirlik gibi konular üzerinde durduk.”

Mesleğimle ilgili uluslararası platformlarda yer almayı çok seviyorum. Özellikle gençlerle, geleceğin mimarlarıyla bir arada olmak, karşılıklı bir mesleki alışveriş içinde bugünden geleceğe bakmak, bir nevi geleceği şekillendirmek anlamına geliyor. AYDA’da beş kişiden oluşan iç mimarlık kategorisinin jüri üyesi olarak görev yaptım. İç mimarlık jürisinde benimle beraber Çin, Hong Kong, Singapur ve Endonezya’dan tasarım ofisi olan meslektaşlarım yer alıyordu. Bir adada endüstri temsilcileri, tasarımcılar, mimarlar ve öğrenciler bir arada olunca adeta bir tasarım kampında gibi oluyorsunuz. Her saatimiz çok keyifli, 16 farklı dil konuşulsa bile tasarımın diliyle birbirinin anladığımız bir platform üzerinde geçti. Jüri olarak projelerdeki yaratıcılık, yenilik, tasarım hayalinin uygulanabilir olması gibi konular üzerinde durduk.

Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu İçin Açık Çağrı

Berk Kesimoğlu: “AYDA, bana unutulmaz deneyimler yaşatan bir yarışma oldu.”

Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu İçin Açık Çağrı

İç mimarlık kategorisinde AYDA Türkiye şampiyonu oldunuz. Yarışmaya nasıl hazırlandınız?

Çift anadal öğrencisi olduğum için hem mimarlık hem de iç mimarlık kategorisinde projelerimi hazırlayıp başvurularımı gerçekleştirdim. Türkiye’deki final sunumlarında özellikle iç mimarlık sunumum oldukça başarılı geçti. Ekim ayında yapılan ödül töreninde mimarlıkta üçüncülük iç mimarlıkta birincilik derecelerini alarak Türkiye temsilcisi olmaya hak kazandım. Projemin başlığı Street House. Önceden ofis, daha da önce pasaj olan yerin bir konuta dönüşümünü, konutun da sokakla iç içe geçmesini ele aldım. Burada da mahalleliye çocuklara güvenli bir alan sağlandığında keyifle oynayabileceklerini göstererek bir empati kurmalarını sağladım. Nippon Paint Türkiye ekibi sunumumuz için İngilizce dil dersleri ve sunum eğitimleri organize etti. Uluslararası Nippon Paint ekibi ise tüm ülkelerin birincilerinin bir araya geldiği online eğitimler verdi. Teslime hazırlık oldukça titiz ve detaylı oldu.

Haberin Devamı

Ödül töreni Malezya’daydı, nasıl bir ortam vardı?

Nippon Paint Türkiye sponsorluğunda katılacağımız ödül töreni için önce Kuala Lumpur’a uçtuk. Sonra Penang Adası’na geçtik. Ödül töreni öncesinde diğer ülkelerin temsilcileriyle ve farklı ülkelerden çok başarılı mimar ve iç mimarlarla tanışma ve güzel bağlantılar kurma fırsatı buldum. Ardından bir yıllık sürecin en heyecanlı anı geldi ve tören başladı. İç mimarlık kategorisinde Nippon Paint Colour Awards alarak ülkemizin yarışmadaki ilk yılında güzel bir başarı yakaladım.

Haberin Devamı

 

 

Şevval Simruy Baygül: “Ülkemi en iyi şekilde temsil edebildiğim için gururluyum.”

Yarışma projeniz hakkında neler söylersiniz?

“eu-topos” ismini verdiğim projemi hazırlarken amacım, kullanıcı ve mekanlarla empati kurmak oldu. Bunu da en iyi hayalet şehirlerle yapabileceğimi düşündüm. Dünyadaki sayısız terk edilmiş yerleşim yeri arasında en büyük ve kompleks olanlarından Craco, tüm hayalet kasabaların başkentidir. Arazinin farklı bölümleri farklı koşullara sahip olduğundan, bu konum hem yıkılan duvarları hem de yıkılan insanlığı kurtarmak için ideal bir pilot çalışma haline geldi. “eu-topos”, söz konusu farklı koşullar için uygulanacak farklı stratejiler ile diğer terkedilmiş yerleşimler için de çözüm seçenekleri sunacak bir model olarak tasarlandı.

Haberin Devamı

Yarışma sizin için nasıl bir deneyimdi?

Yarışmadan bir sonuç almaktan ziyade süreçten keyif almaya odaklıydım. Malezya’yı görmüş oldum, yine çok değerli jüri üyeleriyle ve diğer ülkelerin finalistleriyle tanışma fırsatı buldum. Öyle ki birkaç finalistle halen iletişim halindeyiz. Bu bağı kurmamızda en büyük etken Nippon Paint Malezya ekibinin özverili çalışmasıydı. Bu organizasyona katılışımızın ilk yılında ülkemi elimden gelen en iyi şekilde temsil edebildiğim için gururluyum.

  1. UIA Mimarlık ve Çocuk Altın Küp Ödülleri

Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) Çocuk ve Mimarlık Çalışma Programı, çocuk ve gençlerin mimarlık ve yapılı çevre anlayışlarını geliştirmelerinde rol alan kişi ve kuruluşları onurlandırmak amacıyla, Altın Küp Ödülleri (Golden Cubes Awards) adlı uluslararası bir program düzenliyor. Üç yılda bir gerçekleştirilen ve beşincisi düzenlenen bu ödül programı, katılımcıların yeni projeler üretmelerini öngören bir yarışma değil. Programa Mart 2020-Mart 2023 döneminde okul öncesinden on sekiz yaşına kadar çocuk ve gençlere yönelik gerçekleştirilen dijital veya fiziksel etkinlik, ürün ve yayınlar ile başvurulabiliyor. Başvuruların Okul, Kurum, Yazılı Medya, Görsel-İşitsel Medya olmak üzere dört kategoride değerlendirileceği yarışmada Okul kategorisine ulusal müfredat uyarınca çocuklara ve gençlere genel eğitim veren tüm okullar; Kurum kategorisine herhangi bir alanda, tek başına ya da başkalarıyla iş birliği içinde çalışan müzeler, galeriler, vakıflar, dernekler ve diğer kuruluşlar; Yazılı Medya kategorisine kitap, dergi, eğitim aracı vb alanlarda çalışan kişi ve kuruluşlar; Görsel-İşitsel Medya kategorisine ise film, eğitim materyali, internet sitesi vb alanlarda çalışan kişi ve kuruluşlar başvurabilecek. Ödül süreci, ulusal ve uluslararası olmak üzere iki aşamadan oluşuyor. Türkiye’den gerçekleşecek katılımlar için ilk aşamayı yürüten TMMOB Mimarlar Odası, ulusal düzeyde bir seçim süreci yürüterek uluslararası aşamaya aday veya adaylar gösterecek.

212 Photograhy İstanbul

Fotoğraf sanatı üzerinden disiplinlerarası bir diyalog ortamı sunan “Şehrin Festivali” 212 Photography Istanbul, 6 - 16 Ekim 2022 tarihleri arasında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın katkılarıyla festival takipçilerini ağırlamaya hazırlanıyor. Sürdürülebilir bir sanat ve kültür geleneği oluşturmak üzere yola çıkan 212 Photography Istanbul, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştirak şirketlerinden Kültür AŞ iş birliği ile şehri de paydaşı haline getirerek festivale dahil ediyor. 212 Photography Istanbul beşinci senesinde, sergiler, atölyeler, söyleşiler, paneller, film gösterimleri ve portfolyo incelemelerinin yanı sıra yayıncılık, dans, müzik, gastronomi gibi farklı başlıklara da programında yer veriyor. 6 – 16 Ekim tarihleri boyunca 15’e yakın mekanda 60’ın üzerinde sanatçının 500’ün üzerinde eserini sanatseverlerle buluşturacak olan festivalde, fotoğrafın yanı sıra geçen sene olduğu gibi yeni medya, video sanatı, heykel ve daha pek çok farklı yaklaşım görülebilecek. Festivalin bu seneki destekçileri arasında HP, Jotun, Yapı Kredi’nin yanı sıra kültür kurumlarından Hollanda Başkonsolosluğu, Norveç Büyükelçiliği, Cervantes / İspanya Başkonsolosluğu, Macar Kültür Merkezi, Institut Français ve Amerikan Büyükelçiliği yer alırken Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu da festivale verdiği ödünç yapıtla festivalin iş birlikçileri arasında bulunuyor. 212 Photography Istanbul’un ana mekanları Akaretler Sıraevleri ve Yapı Kredi bomontiada olan festivalde bu yıl, Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi, St. Benoît Kilisesi, Kale Tasarım ve Sanat Merkezi, Taksim Sanat, Institut Français, Yeldeğirmeni Sanat, ALAN Kadıköy, olacak.

  1. İstanbul Bienali’ne Geri Sayım Başladı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 2007–2026 Bienal Sponsoru Koç Holding’in desteğiyle düzenlenecek 17. İstanbul Bienali 17 Eylül’de açılıyor. Küratörlüğünü Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh’in üstlendiği bienal, 20 Kasım’a kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek. 17. İstanbul Bienali’ne, sanatçı, düşünür, yazar, şair, araştırmacı, mimar, radyo programcısı, balıkçı, aktivist, stand-up komedyeni, şef, etnomüzikolog, ornitolog, deniz bilimci, kukla ustası, müzisyen ve daha pek çok başka alandan 500’ün üzerinde katılımcı, yerel topluluklarla bireysel veya kolektif çalışmalar yürüterek katkı sunacak. 17. İstanbul Bienali, Beyoğlu, Kadıköy, Fatih ve Zeytinburnu’nda yer alan 12 sergi mekanının yanı sıra, şehrin dört bir yanında sayıları 50’yi aşan kitapçı, sahaf, hastane, huzurevi, kafe, metro durakları ve bir radyo istasyonunda izleyiciyle buluşacak. Bienal işbirliği yapılan 50’nin üzerinde mekanla beraber şehrin farklı bölgelerindeki açık hava performanslarıyla da kamusal alanlarda İstanbullularla buluşacak. Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh’in küratörlüğünü üstlendiği 17. İstanbul Bienali, ölçeği, yöntemi ve hedefleri açısından önceki edisyonlardan farklılaşıyor. İki yılı aşkın süredir dünyanın farklı bölgelerinde, benzer sorunlara çözüm üretmek için çalışmalar yürüten, farklı alanlardan katılımcıları bir araya getiren bienal, etkileşimi besleyen, güçlendiren ve uzun vadeli etki üretmeyi amaçlayan bir buluşma noktası olmayı hedefliyor. İstanbul Bienali birlikte vakit geçirmek, düşünmek, konuşmak, dinlemek, okumak, izlemek, sorular sormak ve sorulara cevap aramak için bir davet niteliği taşıyacak.

İstanbul'un Ana Gündemi: Deprem

Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu İçin Açık Çağrı

stanbul Planlama Ajansı tarafından 17 Ağustos depreminin yıl dönümünde hazırlanan; İstanbul’u bekleyen olası riskler, mevcut uygulamalar ile sorun alanları ve İBB'nin depreme yönelik faaliyetlerinin özetlendiği "İstanbul'un Ana Gündemi: Deprem" raporu yayınlandı. Rapora göre, İstanbul birçok metropole benzer biçimde gıda, barınma ve iklim krizi gibi farklı ölçeklerde farklı etkilere yol açacak risklerle karşı karşıya. Bunun yanı sıra İstanbul’un özgün konumu nedeniyle Marmara Denizi’nde Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelmesi öngörülen deprem, kentin en önemli risklerinden biri haline geldi. 2019 yılında yapılan çalışmalarda yaklaşık 195 bin binanın depremde orta ve üzeri hasar alması beklenirken, güncel çalışmalarda bu rakamların öngörülenden daha yüksek olduğu ortaya konuluyor. Ayrıca olası bir depremin yıkıcı etkilerinin sadece yapı stoğunda değil, altyapı sistemlerinde de önemli hasarlar meydana getirmesi öngörülüyor. Bu durum, deprem tehlikesinin tekil bir risk olarak değerlendirilemeyeceğini ortaya koyarak, İstanbul için depremi daha da büyük bir risk olarak karşımıza çıkarıyor. Deprem, birlikte meydana gelmesi beklenen bütünleşik tehlikelerle ele alınmayı gerektiriyor. İBB İstanbul Planlama Ajansı tarafından hazırlanan “Vizyon 2050 Strateji Belgesi”, Yönetişim ve Demokrasi, Ekonomi ve Kalkınma, Ekoloji ve Çevre, Kentsel Yapılı Çevre, Ulaşım ve Altyapı ve Toplumsal Refah ve Adalet ana başlıklarında yaşanabilecek krizleri öngörerek İstanbul için bir gelecek planı ortaya koyuyor. Rapor, deprem kaynaklı yaşanabilecek taşkın, heyelan ve tsunami gibi tehlikeler, İstanbul’da yalnızda konut stoğunun iyileştirilmesini değil, aynı zamanda toplumsal farkındalık, aramakurtarma ekiplerinin yetiştirilmesi, kurumsal hazırlıklı olma durumu gibi birçok ihtiyacı da beraberinde getirdiğini ortaya koyuyor. İhtiyaçlar karşısında ortaya konan çeşitli plan ve çalışmalara bakıldığında ise yasal ve yönetsel düzenlemelerle merkezi hükümetin alansal müdahaleleri ve yerel yönetimlerin yaşadıkları kısıtlar temel sorun alanları olarak ortaya çıkıyor.

  1. Mimar Nedim Erdal Özyurt’u Kaybettik!

Norm Mimarlık ortaklarından Yüksek Mimar Nedim Erdal Özyurt hayatını kaybetti. 1953 Arhavi doğumlu olan Nedim Erdal Özyurt, 1978 yılında DGSA Yüksek Mimarlık Bölümü’nden mezun oldu ve aynı kurumda asistan olarak çalışmaya başladı. 1983- 1991 yılları arasında Ata İnşaat AŞ’de Genel Koordinatör olarak çalıştıktan sonra 1991-1998 yılları arasında Haydar Karabey ile birlikte kurduğu Limited Mimarlık‘ta serbest mimarlık çalışmaları yaptı. Mimari tasarım çalışmalarını 1998-2004 yılları arasında Özyurt Mimarlık Bürosu’nda sürdürdü. Son olarak 2004 yılında Norm Mimarlık firmasına ortak oldu. Özyurt, 1979-1989 arasında Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde, 1998- 2003 tarihleri arasında Anadolu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde ve 2003-2004 yılları arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak görev aldı. Nedim Erdal Özyurt, Acıbadem Bodrum Hastanesi projesi ile 2008 yılı Mimarlar Odası Ulusal Mimarlık Ödülleri Proje Dalı’nda, Troya Müzesi projesi ile 2011 yılı Troya Müzesi Ulusal Mimari Proje Yarışması‘nda, Bursa Nilüfer Kampüsü projesi ile 2013 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kampüsleri Ön Seçmeli Ulusal Mimari Proje Yarışması‘nda ödüllere layık görüldü. Tüm sevenlerine ve Norm Mimarlık ailesine başsağlığı diliyoruz.

Yeni RIBA Başkanı: Muyiwa Oki

Muyiwa Oki, Birleşik Krallık mimarisinin en yüksek pozisyonlarından biri olan Kraliyet İngiliz Mimarlar Enstitüsü‘nün (RIBA) yeni dönem başkanı seçildi. RIBA’nın şimdiye kadar seçilen en genç ve tek siyahi başkanı olan Muyiwa Oki, iki yıllık başkanlık dönemini 1 Eylül 2023‘ten itibaren Simon Alfred’ten devralacak. Muyiwa Oki, RIBA’nın başkanlık seçimlerine Jo Bacon ve Sumita Singha ile birlikte katılmıştı. Şimdiki başkan Simon Allford, RIBA’nın mimariye ilgi duyan herkesi desteklemek ve onlarla etkileşim kurmak için daha yalın, daha çevik bir organizasyon olmayı umduğu bir zamanda, mesleğin geleceğine odaklanan kampanyası ve seçim manifestosu için Muyiwa’yı tebrik etti. Yeni Başkan Muyiwa Oki seçimin ardından şunları söyledi: “Destek ve tutkuları ile mimarlık çalışanlarını temsil etmek için bir platform sunan taban hareketine minnettarım. En çok da bu harekete yanıt veren, bizi takip eden üyelere ve adaylara ve özellikle ilk kez oy kullananlara teşekkürler. Kariyerlerinin farklı aşamalarında, her kimlikten her renkten çalışanın mesleği temsil etmek için çaba göstermesinin duyulduğu ve görüldüğü bu seçimle gurur duyabiliriz. Umarım gelecek, haklarından mahrum bırakılan ve yeterince temsil edilmediğini düşünen herkes için birçok harika şeyin başlangıcı olur. Kampanyamla gurur duyuyorum, söylemi olumlu, enerjik ve ilham vericiydi. Jo ve Sumita ile birlikte koşmak bir ayrıcalıktı ve RIBA Konseyi ve Yönetim Kurulu üyeleri olarak, mimaride eşitlik, şeffaflık ve yenilik sunmak için birlikte çalışmayı dört gözle bekliyorum.” Grimshaw Architects’te çalışırken, mimarlık mesleğinde kültürel değişimi yönlendirmek için Çok Etnikli Gruplar Ağı’nı (Multi-Ethnic Group and Allies Network) kuran Muyiwa Oki, mimarlık kariyeri boyunca, HS2 Euston ve Kuzey Londra Isı ve Enerji Projesi gibi büyük ölçekli altyapı projelerinde çalıştı. Muyiwa, endüstride sosyal hareketliliği teşvik eden program tasarımcıları ve mimarlar için konuşmacılık ve mentörlük yapıyor.