Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçmiş yıllarda şampiyonluk tehlikeye girdiğinde Fenerbahçe Yönetimi yine Federasyon’dan hakemlere kadar tüm futbol unsurlarını meyve ağacı gibi sallar ama sahadaki futbolcular da dökülen meyveleri toplardı bir yandan...
İşte o “eksik” günümüz Fenerbahçe’sinde...
Belki Fenerbahçe’de kimlikli çok az futbolcusu kalmasından, belki gelip giden yabancıların bu durumu kavramamasından, belki de taraftarın bu mücadelede arka çıkmamasından; ama en önemlisi, asıl savaşması gereken sahadakiler ağırdan alıp gamsız davranınca, emekler ziyan oldu Kayseri deplasmanında...
Şampiyonluğa Başkan da yetmez artık; mucize lazım bundan sonra.

Haberin Devamı

* * *

Kayseri’de maç... Ev sahibinin hocası değişmiş, futbolcuların yarısı değişmiş... Ne beklenir Kayserispor’dan?.. Hızlı bir başlangıç. İştahla oynamak değil mi?
Aynen öyle başladı maç...
Ancak gittikçe ilginçleşti.
Çünkü Fenerbahçeliler’e karşı yakın oynayan, basan Kayserispor, rakibini hiç oynatmıyor aynı zamanda Laval-Rotman gibi yenilerle Fenerbahçe ceza sahasını zorluyordu. Deniz’in serbest vuruşları tehlike yaratıyordu.
Sonra acayip olmaya başladı durum!..
Fenerbahçe ise sanki Başakşehir, Galatasaray kazanmamış, açık ara zirvedeymiş gibi silik, sinmiş, edilgen bir futbola bulanmıştı.
İnanılmaz bir rahatlık vardı Fenerbahçe’de... Veya çaresizlik.
Savunmadan çıkamıyordu Fenerbahçe... Orta sahayı geçmesi adeta yasaktı. Aynı oyun iki gün sürse Fenerbahçe’nin gol atma ihtimali bile yoktu. Çünkü Fenerbahçe’nin en büyük topu ileri taşıma planı Lens, sol bek Erkan’ın markajıyla adım atamayacak hale gelmişti. Soldan Hasan Ali ile birlikte topu hızla sıfıra taşıması beklenen Alper geriye çekilmiş bunalımdaki orta sahasına yardım edip top çıkarmaya çalışıyordu. Forvet arkası oynayan Salih ise tam anlamıyla işe yaramaz durumda kalmıştı. Fernandao’ya uzun top da kalabalık arasında kaldığı için işe yaramayınca Fenerbahçe’nin planları tükenmiş gibiydi.
Aslında oturup düşünmesi gerekir Fenerbahçe futbol aklının... Kayserispor’un ilk yarım saatte oynadığı futbolla karşılaştığı zaman ne yapacakları düşünmesi ve çare yaratması gerekir. Kayseri biraz daha birbirine alışmış bir takım olsa daha ilk yarıda havlu atardı Fenerbahçe.
İyi ki gol yedi derler ya... İşte aynen öyle.
Fenerbahçe 32. dakikada Umut’un golüyle önce silkindi sonra başına gelecekleri idrak etti ve Advocaat’ın da Mehmet Topal’ı defans bekçiliğinden kurtarmasıyla mahkum futboldan biraz olsun uzaklaştı. Beraberliği bile buldu bu arada.
İkinci yarı daha farklıydı. Kayserispor daha geniş oynuyor, Fenerbahçe mecbur olduğu galibiyet için çabaladıkça arkasındaki boşluklarda en az Fenerbahçe kadar fırsatlar yakalıyordu.
Çünkü en büyük silahı savunma güvenliğini bir kenara bırakmıştı. Tenis maçına dönen git-gellerde Kayserispor daha hızlıydı. Bireysel olarak Kayserisporlular daha üstündü. Sonuç kaçınılmazdı yani.
Advocaat Karavaev ile Van Persie’yi soktuktan tam beş dakika sonra Güray’dan Kayserispor’un golü geldi. Artık sersemdi Fenerbahçe. Saldırıyordu ama nereye?.
Devamında Fenerbahçe’nin çılgın atakları, geride aldı riskler ve üçüncü Kayserispor golü... Ardından dört.
İstediğin kadar es gürle, takım dört yiyince yerdeki meyveler böyle çürür işte.