Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Sporcu” dopingi eczaneden, “yönetici” bankadan alır!..
Biri sentetik, diğeri nakittir.
Yüksek performans iyidir ama ister draje, ister senetle kullandığı dopingler bitirir, madara eder sporcuyu da kulübü de.
Ve gün gelir ödetirler adama.
Pek çok sporcumuz ve ondan daha çok kulübümüz maalesef bu halde! Gördünüz spor zirvesinden çıkan belgeleri, Avrupa kulüplerinin borcu % 80 azalmış, bizimkilerin borcu % 500 artmış.
İster ilaç ister borç... Doping uyuşturucu gibi sarmış bizi. Öyle bir illet ki, telkinle, nasihatle, yapma etme ile önlenemiyor.
Adım adım takip, getirisinden çok daha büyük ceza ve kullanarak elde edilecek şan şöhrete engel olmak gerekiyor.
Tabi bir de çanak tutmamak... Olmadan önlemeye çalışmak; “doping-borç”uluorta satılmamalı.

“BORÇ BUL TAKIM KUR”
Sporcuya “bir yarış kazan hayatın kurtulsun” derseniz, yarıştan önce stant kurup hapları açık büfede ikram ederseniz, “niye yapıyorlar bu zararlı işi” diye hayret edemezsiniz...
Geçtik maddi manevi kazanma duygusunun tetiklemesini, sadece “ben almasam başkası alır, beni geçer” endişesi bile yutturur hapı.
Kulüp yönetenler de aynı hesap...
“Kaybeden” yaşamasın daha iyi!..
Madem ki, “Yabancı futbolcu serbest” ve “ben almasam başkası alır bizi geride bırakır” endişesi karabasan gibi... “Borç bul takım kur” modeli kaçınılmaz oluyor o zaman.
Kim uğraşır alt yapıyla falan.

YABANCI BATIRMADI
Yabancı futbolcu dediğin de kavun değil ki... İyisini bulmak zor. İyisini bulursan almak imkansız.
O zaman bir iki istisna hariç ya yaşı geçmek üzere, ya eserekli şöhretlere mecbur kalıyor kulüplerimiz.
Hedefe beş atıyor bir vuruyorlar.
Bu arada fena halde vurgun yiyorlar birilerinden. Uçuşuyor paralar. İç ediliyor. Kaçınılmaz olarak astarı yüzünden pahalıya geldiği gibi bu toprağın çocuklarına yer bırakmıyorlar.
Demagojiye gerek yok... Mesele bizim yabancı düşmanlığımız değil, yöneticilerimizin aşırı yabancı sevgisi. Günahı boyunlarına, altında yatan gerçeklerin hepsini bilemiyoruz tabi. Derler ki, yabancı futbolcu alırken para götürmek daha kolay!
Sonuca bakalım... Sadece Süper Lig’de 17 takım varken neden milli takımın boş mevkileri mevcut?
Çünkü çoğu 8-10 yabancı ile oynuyorlar.
Sebep borç harç alınan yabancılar.

TERİM DİRENMEZSE KURAL DEĞİŞİR
Hal böyleyken... Liberodan stoper yaratmak zorunda kalan bir milli takım hocası olarak en baştan beri Fatih Terim’in “yabancı futbolcu serbest bırakılsın” fikrini hiç anlayamadım ben.
Ama sözünü yememek için direnmesini anlayabiliyorum.
Talihsiz durum şu ki, işlemeyen serbest yabancı kuralını düzeltmek için tek engel Fatih Terim kaldı.
Kural işleseydi; çok yabancı alan para verecekmiş, o kaynak yerli futbolcu yetiştirene gidecekmiş...
Ama takımı yabancıyla dolduran kulüpler önce indirmiş tazminatı, sonra hiç ödememiş. Sistem başlamadan bitmiş.
Yahu vergi borcunu ödemeyen, tüm varlığından fazla borç yapan, koşa koşa gidip Bursaspor’a, Gençlerbirliği’ne “al kardeşim bu senin hakkın” der mi?

KULÜPLERİN DEDİĞİ OLUR
Yabancı futbolcuyu deneme yanılma yoluyla seçmeye çalışan kulüpler hangileri?.. Başta Büyükler... Yani reytingin, taraftarın, futbolun asıl sahibi olduğunu iddia edenler.
Güç onlarda... İster unuttururlar kuralı, ister iptal ederler.
Futbolda iyi niyete ve dürüstlüğe dayanan hiçbir kural işlemez.
Zaten batmış adamdan da sözüne sadakat beklenmez.
Yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan çıkıyor meselesi. Kulüplerimizin batma sebebi yüzde doksana varan bonservis ve maaş bedeli.
Yani sahada yüzde doksan oranını yakalayan yabancı futbolculara ödenenler.
Üzerine bir de para mı verecekler!

BURASI TÜRKİYE...
Hep yazdım, yine yazacağım... Normal şartlarda tıkır tıkır işleyen kuralların bu ülkede işleme ihtimali çok zayıftır.
İyi örnek örnek değildir bize!
Çaresi kuralları yaptırımlarla takviye etmektir.
Öyle “yabancı serbest ama bizim futbolcularımıza katkı yaparak” derseniz, işine gelen kısmı uygulanır gerisi kulak arkası kalır.
Kaldı da nitekim.
Şimdi düzelteceğiz... Mehter Takımı yürüyüşüne devam edeceğiz.
Unutmayın hatalı olan kurallar değildir, uygulayanlardır çoğu kez.
Yöneticiler borç dopingine bağımlı hale gelmişse, inecek yabancı futbolcu kontenjanı mecburen.

BORÇ DOPİNGDEN DAHA BETER
Şu kadarını söyleyeyim; işin içindeki sahtekarlığı, başkasının hakkını gasp etmeyi saymazsak, doping kullanan sporcu yaptığı üçkağıtta hayatını riske ettiği için kendi içinde bir adaleti var o olayın.
Peki yöneticilerin dopingi “borç” öyle mi?
Hayır... Yöneticinin riske ettiği sadece yönettiği kulübün hayatı. Olmazsa ceketini alır gider.
Gitmediler mi?
Kulüpleri yöneticilerinden korumak da devletin görevi oluyor; işe bakın.