Fenerbahçe taraftarının eylemi, Aatıf’a karşı “ön yargı” mıdır “yargısız infaz” mıdır bilinmez ama teknik direktör Phillip Cocu’yu hayrete düşürdüğü belli...
Haklı Hollandalı... Takım İstanbulspor siftahı ile henüz hazırlık maçlarına hazırlanıyor, tribünler bodoslama Aatıf’a dalıyor.
Doğal olarak ağzı açık kalıyor Cocu’nun...
Ne “yaptı” veya “yapamadı” da beğenmiyorlar adamı diye soruyor kendi kendine. Yeni geldi, yerli yardımcısı yok ama Aatıf’a ilişkin “alıp veremedik bir durum” olsa birileri uyarır Hoca’yı değil mi?
Aatıf geçen sezon takımı perişan eden adam desen, o değil... Aykut Kocaman, sportif direktör Comolli içtimalarında bahsetmemiş Aatıf’tan, veda raporunda not düşmemiş, yöneticiler “satalım” dememiş.
Nasıl anlam versin Cocu?.
Sevabımıza biz anlatalım bari:
Aslında Aatıf’a bağırmıyor tribünler... Protesto ona değil... Aatıf’ın şahsında Fenerbahçe’nin geçtiğimiz sezon oynadığı kahırlı futbola.
Hatırlıyorlar, kötü anılara tepkiyi dışa vuruyorlar. Aatıf günah keçisi.
Bakmayın siz o süreçte “taraftar kimlikli” medyanın güdük futbolu alkışlatmak için beyin yıkama girişimlerine... “Fikri takip” gereği “İkinci oldu, az daha şampiyon olacaktı” gevelemelerine aldırmayın.
Apaçık bir “futbol travmasıydı” geçen sezon yaşanan.
Stresti... O kadar ağırdı ki, yirmi yıllık başkanı bile sandığa gömdü.
Şimdi “bir sezonda istenmeyen adamlıktan kurtarıcılığa terfi etmiş ama o da takımı kurtaramamış” Aatıf’ı görünce, “şartlı refleks” gereği, tüyleri diken diken oluyor taraftarın.
Öğrenilmiş korku isyana dönüşüyor.
Geçer...
Atıf’ta sıkıntı yok...
Ancak Aatıf olayı ile başka ve çok ciddi bir sıkıntı ortaya çıktı ki, Cocu’yu (hatta yönetimi) asıl rahatsız etmesi gereken o olmalı!
Takım daha ilk kez forma giyip ayağını çimene bastığında, taraftar takıma müdahale etti sonuçta.
Hadi Aatıf’ı psikolojik nedenlerle izah ettik...
Peki, ya “transferler ile zirve yapan beklentilerin örtüşmemesi” gibi bir sorun varsa işin içinde?
O geçmez işte...
UEFA kriterleri tepede sallanırken hacmi belirsiz transfer talebini kim nasıl karşılayacak da henüz siftah yaparken takıma müdahaleye elini alıştırmış taraftar “asli görevi” keyif alıp, cesaret vermek işine geri dönecek?
Evet...
Soğuk ve itici piyasa diliyle konuşursak, sevgi satıp karşılığını nakit alan kulüp-taraftar alışverişinde müşteri her şeydir.
Kombineleri kapış kapış paylaşan taraftar muhteşemdir. Fenerbahçe ile yatıp Fenerbahçe ile kalkan taraftar idealdir.
Başkan değiştirecek kadar ilgili, bilinçli ve güçlü taraftar iyidir ama üretim aşamasına müdahale eden müşteri, kaliteyi yükseltmez kaos yaratır.
Lastik reklamındaki gibi; kontrolsüz güç güç değildir.
Cocu’nun ufak tefek sitemleri, futbolcusuna arka çıkan söylemleri, Aatıf’ı seyircinin elinden alır ama bozulan veya bozulma ihtimali olan tribün ayarlarını düzeltmeye yetmez. Henüz taraftar üzerinde yeterli gücü yok Hollandalı’nın.
Comolli’yi bile kimse dinlemez. Yirmi yılın alışkanlıkları bir solukta değişmez.
Maruf bir yönetici de olmadığına göre, görev Başkan’da gibi gözüküyor.
Sert mi olur, yumuşak mı yoksa ince mesajlı mı bilemem. Ancak tribünün Aatıf tepkisi geçiştirilemeyecek bir meseledir; çünkü devamı sebebi kadar belirsizdir.
Ali Koç’un yoğurt yeme tarzını öğrenmemiz yakındır.
