Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yanlış okumadınız... Galatasaray derbisinde Fenerbahçe’nin alacağı sonuçlardan belki de en kötüsü beraberlik olacaktır.
Hele ne oynatıp ne de oynayarak alınan bir beraberlik...
Golsüz mesela...
Ya da rakip ceza sahasına iki kere girip birini gole çevirerek falan.
Yani, baskın, üstün en azından eşit olmadan...
Futbol cilvelerini payanda yaparak, derbi meçhulüne sırtını dayayarak alınacak bir puan, ıskartadır, boştur, hatta zararlıdır Fenerbahçe’ye.
İki haftada montajı tamamlanmış, derhal seri üretime geçmiş ve takır takır çalışmaya başlamış Galatasaray makinesine saha ve seyirci avantajına rağmen sigorta attırmak, ne zamandan beri futbol adına kötü bir sonuçtur diyenler olabilir.
Futboldan değil, Fenerbahçe’den bahsediyoruz burada!
Camiadan...
Moral, umut, motivasyon, keyif denilen duygulardan... Ki, futbol eyleminin, ona dökülen paranın, ona adanan kitlesel sevginin gelip dayandığı nokta budur.
Söz konusu moral, umut, motivasyon ve keyif ise en berbat karşılık ne olur peki?
“Bekle biraz daha”!..
İşte Fenerbahçe için beraberlik odur.
Yenilerek verilecek “Git kardeşim, yok o duygular sana” cevabı bile evladır “bekle”den.
Çünkü galibiyet yaşama dönüş, mağlubiyet ruhu teslim, sekiz puan farkı korumak(!) aynen devam “bitkisel hayata”...
Yaşama dönüş sevindirir, sevenleri birleştirir, kutlanır...
Ruhu teslim edersen vecibeler yerine getirilir, hayat yeni şekliyle sürer. Kralsan yeni bir kral gelir..
Ama bitkisel hayat feci.
Ne ölü ne diri.

Haberin Devamı

Peki... Diğer iki şık malum da... Fenerbahçe kazanabilir mi?
Galatasaray kamuoyundan sosyal-asosyal ve zimmetli medyasına kadar klavyeye basan, mikrofon tutan, laf satan kim varsa hepsine göre kuvvetle muhtemel!
Nereden anlıyoruz?
“Yönetici Galatasaray” derbinin saatini sorsanız cevap vermekten kaçınırken, “iletişimci Galatasaray” havayı germek, şu anda koruma kalkanları düşük Fenerbahçe teknik direktörünün kimyasını bozarak avantaj elde etmek için çabalıyorlar.
Neymiş efendim, Aykut Kocaman Galatasaray’ın yakaladığı puan farkını “suni” olarak nitelemiş.
Ayıp etmiş. Taş atmış. Küçümsemiş Vs.
Emeğe saygısızlıkmış bu...
O kadar uzun boylu değil.
Bu tespitin dünyanın en saçma sorusu “Niye çok puan kazandınız” değil, “Niye çok puan yitirdik” öz sorgulaması içerdiğini kavramak için yorumcu değil, eskiden omuz askısı ve zille mahalle arasında dolaşan yoğurtçu olmak bile gerekmez.
Açık söyleyelim; bundan ekmek yiyemez derbi tansiyonuyla oynamak isteyen Galatasaraylılar.
Hazır Fenerbahçe de “derbileri bildiği kıvamda yoğurmayı” bu sefer bir kenara bırakmışken, üstadı belli işe yarım yamalak girişmesinler.
Evet, Fenerbahçe tahminlerin aksine “uslu uslu” bekliyor derbiyi!
Çünkü, derbileri yoğurmaya kalkınca kendisi kadar rakibi de motive ettiğini biliyor. Zaten makine gibi çalışan Galatasaray’ı bir de motive etmeye hiç gerek yok diye düşünüyor olmalılar.
Bu sefer “sessizliğin gerilimine” oynuyorlar ki, en doğru strateji.
Çünkü, Galatasaray tedirginliği, Fenerbahçe derbi grafiği ve derbilerin tahmin edilemezliğinden başka bir şeyi yok Fenerbahçe’nin.
Bu kadarı yeter mi birbirinden beter “mağlubiyet ve beraberliği” aşmaya?
Unutmayın icatlar ihtiyaçlardan doğar. Kazanma mecburiyeti Malatya maçının karesini-küpünü çıkarabilir ortaya.