Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Belki eksikler, belki tercihler rol oynadı ama Ersun Yanal tam anlamıyla ofansif bir kadro sürdü sahaya. Tıka basa dolu tribünleri arkasına alıp çabuk skor istiyordu besbelli.
Ancak Aykut Kocaman buna çoktan hazırdı... Pas yapan, agresif oynayan Fenerbahçe karşısında top rakipteyken 4-5-1’e dönen Konyaspor beton gibi alan savunması yapıyor, Fenerbahçe iyi oynamasına rağmen rakip ceza alanına bile giremiyordu.
Konyaspor ya beraberliğe gelmişti Kadıköy’e ya da her geçen dakika fizik üstünlüğünün avantaja döneceğini düşünerek en azından ilk yarıyı golsüz bitirmek niyetindeydi.
Aykut Kocaman yine kilitlemişti Kadıköy’ü...
Bu kilidi açmak için sahadaki mücadele dışında “etkiler” gerekiyordu ki, çok gecikmedi.
13. dakikada Skrtel’in sarı kartı birinci dokunuştu... Aslında rakibine kafes dövüşçüsü gibi çift taban giren Skrtel’in kart rengi kırmızı da olabilirdi ama sarı kart da maçın gidişatını etkileyen unsurlardan biri oldu. 36. dakikada Fofana’nın dört Fenerbahçe savunmasını tesbih gibi dizerek attığı goldeki savunma hatası sarı kartlı Skrtel’in gerekli hamleyi yapmaktan çekinmesiyle başladı.
Konyaspor’un golüne gelmeden “ikinci dokunuş” yapılmıştı bile. Jailson’u ceza sahasında adeta “darp ederek” durduran Zuta’yı VAR’dan izleyen hakemin penaltı yerine devam kararıydı ikincisi...
Konyaspor’un golünden beş dakika önce ise maçın üçüncü dokunuşu yaşanmış, orta sahada Sadık’a çelme takan Konyaspor golcüsü Jahovic hakemin VAR’da incelemesine rağmen kırmızı kartla oyun dışı kalmış Konyaspor on kişiydi.
Kilit çözülmüştü artık.
Fenerbahçe savunma bekleri oyuna girmeden Konyaspor bloğunu açamayacağını anlayınca Dirar’ın kestiği topa Jailson’un dokunuşu en azından soyunma odasının taziye evine dönmesini önlemiş olmalı.
Kolay değildi Fenerbahçe’nin işi... Maç eksiği ile yine düşme hattına inmiş, kazanamazsa orada kalacaktı.
İkinci yarı eksik rakip karşısında Fenerbahçe’yi gole yakın tutan Valbuena gerçeğiydi. Ailece Konyaspor ceza alanı ve çevresine yerleşen Fenerbahçe’yi engelleyen, maçın başında blok halinde rakibi bekleyen Konya savunmasının ceza alanına gömülüp topa dokundurmamasıydı. Bu arada her fırsatta Fenerbahçe kalesine gidiyordu Konyaspor forvetleri ve ikinci yarının daha heyecanlı yaşanmasını sağlıyordu. Konyaspor, eksik adamını rakibinin azalan kendisinin değişmeyen fizik gücüyle telafi etmişti.
Ersun Yanal, hazır gelen ama Fenerbahçe’de forma beklerken maç eksiği edinen Zajc’ı ilk yarıdaki bir gol pozisyonundan sonra ikinci yarıya daha iyi başlamasına karşın 63. dakikada oyundan alıp yerine Ayew’i koydu.
Konyaspor’un 76. dakikadaki Yatabare-Traure değişikliği on kişilik takımın oyundan düşmek bir yana, öne yaslanmış ve boyu uzamış rakibi karşısında galibiyet aradığını gösteriyordu.
Fenerbahçe’nin hamlesi Moses’in yerine Alper’i almak, gol ararken onun dağıtıcı özelliğinden faydalanmak ve Jailson’un yerine Eljif’i koyup uzak şut şansını arttırmaktı. İşe yaradı ama Alper’in attığı golde ofsayttaki Mehmet Topal’ın da hamlesi vardı ve gol iptal edildi.
Fenerbahçe çok üzülmesin; bu maç dokunuşlar olmasa da farklı bitmezdi.
Üzülecek bir şey lazımsa... Artık Kadıköy’de maçın üçte ikisini eksik oynayan rakipleri bile mağlup edemeyen bir Fenerbahçe var puan cetvelinin alt sıralarında.
Acı bir olay aslında.