Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçmişi, geleceği karıştırmadan, takımların koşullarına, durumlarına falan aldırmadan, Süper Ligi seyretmeye 33. haftadan başlayıp 33. haftada televizyonu kapatan biri varsa, bayılmıştır Karabük karşısındaki Fenerbahçe’ye!
Sarı-Lacivertin üzerine dikine, inatçı, mücadeleci ve sonuç alıcı bir takım teşhisini yapıştırmıştır.
Tabi futboldan anlıyorsa Karabükspor’un zayıflığından ve kolaylıkla teslim olmasından şikayet edebilir ama onu da “Aykut Kocaman düşmanı mısın” diye sustururlar o zaman.
Lakin bilen biliyor durumu…
Küme düşmüş Karabükspor yazılıdan çaktığını bile bile formaliteyi tamamlamak için sınavın sözlüsüne giren talebe hüviyetinde. Moleküllerine kadar dağılmış maalesef.
Fenerbahçe’ye gelince, o bambaşka bir kimlikte!
Her şeyin bir ilki olduğu gibi Fenerbahçe de çift santraforla ilk ofansif deneyini yaşıyor. Adına “güvenli futbol” dediği yarısı hazırlık pasıyla geçen mızmız oyunu bırakmış ailecek hücum ediyor. Rakibi bükmek, gol atmak için 60’ları, 70’leri beklemek, ikinci devredeki ilavelerle sonuca gitmek gibi eksantrik hesaplar, bir maçlığına değişmiş.
Neden?
Çünkü bir hafta daha “şampiyonluk ihtimalini ümit edebilmek şansı” Karabükspor’a fark atmasına bağlı. “Şampiyonluk ihtimalini ümit edebilmek şansı” ne kadar tuhaf bir lafsa, Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansı da o kadar ilginç aslında!
Galatasaray son maçta yenilecek, bu arada Başakşehir puan kaybedecek, Fenerbahçe kazanacak, işte o zaman Karabükten topladığı averajla şampiyon olacak…
Aslında, Başakşehir ile Galatasaray’ın iki gün içinde ligden çekilmesi de bir ihtimaldir, fakat yok hükmündedir.
Her şeye rağmen önünde Karabükspor gibi bir fırsat varsa, mucizenin en katmerlisine talip olabilmek için kıyafet değiştirip çıkmış Fenerbahçe; gol atmaya oynuyor işte!
İşin tek güzel tarafı var; meğer Fenerbahçe bunu da becerirmiş. Karabükspor’un katkılarını, hatta ilk golü kendi kalesine atmasını geçin, Fernandao’nun birinci golü, Süper Ligi 33. haftada izlemeye başlayan biri için “bu takım ne kadar hızlı çıkıyor kendi sahasından” dedirtecek cinsten. İkinci golü ise rakip seyirciden bile alkış alacak kalitede.
İlk yarının skorunu yazan Fenerbahçe’nin dördüncü golünde Aatif’ın ceza alanında topla yaptığı Flamenko ise göz kamaştıracak kalitede.
İkinci yarı Fenerbahçe golleri artıyor kaçınılmaz olarak…
Soldado, bu kez uzaktan avlıyor Rybka’yı ve skor 5-0…
Galatasaray averajıyla Fenerbahçe’ninki arasında iki gol kaldığında artık dayanamıyor Aykut Kocaman!..
Takımı “Klasik Fenerbahçe”ye biraz olsun yaklaştırmak için Soldado’nun yerine Janssen, Fernandao’nun yerine Dirar’ı alarak tek santrafora düşürüyor ve çizgideki Giuliano’yu eski yerine gönderiyor.
Ne mi oluyor?
Değişen bir şey yok… Çünkü Karabükspor’un elinden gelen bir şey yok. Üstelik iyi niyetli adamlar. Oyunu da rakibi de bozmuyorlar. Muhtemel bir şeref golü atmak istiyorlar sadece ve bol bol açık veriyorlar.
Aykut Hoca’nın freni de işe yaramıyor yani…
Fenerbahçe’nin yarısı rakip ceza alanında, üst üste pozisyonlar ve altıncı gole adını yazdıran Dirar. Bitime on dakika kala Valbuena’nın da gönlü alınıyor Aatif’ın yerine girince. Janssen de 7. golü atınca bir Valbuena kalıyor sonradan girip gol atamayan!
Attıklarına saysınlar…
Maçın özeti; şahane futbol, muhteşem skor, farklı Fenerbahçe… Lakin ne yazık ki, görece… O futbolun, skorun kime karşı olduğu da önemli.
Hiç mi getirisi yok 7-0’ın?..Olmaz mı… Şampiyon olmak mümkün hâlâ matematiksel olarak.