Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ne olacak şimdi?.. Tudor’u yollayıp erken seçim kararı alan Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’e “hem devre arası takımı hocasız bıraktın, hem de rakip başkan adaylarına kazık attın” diye hakaret edenler ne yapacaklar bugün?
Hani Galatasaray’ın yeni teknik direktörü ancak ligin ikinci yarısı başlarken belli olabilirdi ve şampiyonluk için “geçmiş olsun”du?
Hani Fatih Terim’i sadece yönetimindeki birkaç kişi değil aslında Başkan’ın kendisi de istemiyordu?.. Yoksa istiyordu da; Terim mi Özbek’le çalışmak istemiyordu neydi?
Hani, istese bile Dursun Özbek başkan seçilmeden (yani 20 Ocak’tan önce) ikna etmek mümkün değildi Terim’i?
***
Bu kadarla da kalmıyordu... Onlara göre takımdaki skandaldan daha büyüğü başkanlık yarışındaydı:
Mayıs’a kadar vakitleri olsa başkan seçilmeleri kuvvetle muhtemel, Galatasaray’ı uçuşa geçirmeleri ise kesin olan hak gaspına uğramış diğer adaylara yapılan reva mıydı?..
Ayıp değil miydi baskın seçimle tek ayak üstünde yakalayıp seçilme şanslarını yok etmek?
Rezaletti... Şampiyonluğa yürüyen bir takım, iktidar oyunlarına bu kadar kurban edilemezdi!
***
Tudor gitmeden, seçim gündeme gelmeden oturduk yazdık Ters Köşe’de “Dursun Özbek seçime gitmeli” önerimizi.
Erken seçim kararı aldıktan sonra da “Nesi Kötü Seçimin” başlığı ile Özbek’in medyada linç edilmesine şerh koyduk.
Neden?..
Köşeye sıkıştırılmış Özbek’in elindeki erken seçim kartını kullanması, ancak takımın devre arasını hocasız geçirip şampiyonluk şansını yitirmesi ile “ahlak dışı” veya “egoistlik” kategorisine sokulabilirdi.
Aksi halde anasının ak sütü gibi helaldi.
Hatta, tersinden bakarsak gerekliydi...
Erken seçim kararı yoksa Terim’in Galatasaray’daki dördüncü dönemi bir gün başlardı ama bu sezon değil.
***
Ters Köşe’nin mürekkebi kurumadan Terim’in Özbek’le el sıkıştığı ortaya çıktı.
Spor medyası Japon katanası gibi hem sert hem esnekti yine!.. Perşembe ile Cuma arasındaki bir saat yetti 180 derece açıyı kat etmeye:
“Özbek en doğrusunu yaptı”!
Yaa... Keşke eleştirinin şehvetine o kadar kapılıp fotoğrafın bütününe kafa yormaktan vazgeçmeselerdi.
***
Oysa basitti mesele:
Tudor gitmeli miydi?.. Evet.
Terim gelmeli miydi?.. Evet.
Peki nasıl?..
Ya Mayıs’taki olağan Genel Kurul’da Ünal Aysal da aday olursa (ki kazanma şansı vardı) beş aylığına mı kontrat yapacaktınız Fatih Hoca’yla?
Şu andaki başkan Dursun Özbek ile şu an elzem olan hoca Fatih Terim’in, ancak Dursun Özbek’in kazanması kesin olacak bir seçimden önce aynı masaya oturabileceğini anlamazdan geliyorlar, “erken seçim” hamlesini yerli yerine oturtamıyorlardı.
Terim operasyonu ancak erken seçimle gerçekleşebilirdi ki, şimdi ben onların yerinde olsam Özbek için “Terim’le erken seçim cingözlüğüne kılıf yaratmak amacıyla anlaştı” derdim; eleştiri takıntımı sürdürmek isteseydim...
***
Neyse...
Hiç anlam veremedikleri ve sadece Dursun Özbek’in “esnaf uyanıklığı” olarak nitelendirdikleri “erken seçimin” nelere kadir olduğunu nihayet herkes anlamıştır umarım.
Ben buna “operasyon” derim ve tebrik ederim Özbek başkanı... Hem de dönmeden, kıvırmadan, gönül rahatlığıyla.