Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yıllardır Fatih Terim’in futboluyla değil de kendisi ile ilgili takdir içeren olumlu bir cümle yazmadan önce niye “seversiniz/sevmezsiniz ama” diye başlamak zorunda hissediyoruz kendimizi?
Neden sokaktan Galatasaray’a kadar uzanan, hatta yönetimine bile bulaşmış “Terim’i sevmeyenler” isimli azımsanmayacak bir kitle var?
Kime ne yapmış ki Hoca?
Tartışmaları, kavgaları, küslükleri olmuştur ama o da iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar insanladır ve muhtemelen hepimizin yaşadığı iş hayatı gerilimlerinden azdır.
Yüksek egosu mu?.. Geçiniz.
Ego, özgüven, ben bilirim tavrı yaptığı işin birinci gereğidir... Aksi halde allame-i cihan olan nice meslektaşının sözünü futbolcularına bile dinletemeyip bu alemden silindikleri, bilgi ve birikimlerinden kimsenin yararlanamadığı apaçık ortadadır.
Hazır Galatasaray’da dördüncü Terim devri başlamışken açık açık konuşma zamanıdır:

Haberin Devamı

Fatih Terim’i kimilerine sevimsiz gösteren unsurları tuğla tuğla dizip pek çok insanla arasına set çekenler, aslında Fatih Terim’e aşık olanlardır!
Evet... Aptal dost, akıllı düşman meselesi!
İmparatorluk döneminden genlerimize yer etmiş tapınma, yalakalık, yaltaklanma, abartma ve kula kulluk davranışına, futbolda Fatih Terim gibi özgüveni yüksek ve başarılı bir figür cuk oturmuş, pek çok zayıf kişilik, kahramanını Terim’in şahsında bulmuştur.
Terim’in işinde başarılı olmakta kullandığı otoriter durumdan vazife çıkaran ve ona kul köle olan bu kalabalık, futbol adamlarından başlayın, basın mensuplarından tribünlere, oradan sokaktaki onbinlere kadar uzar.
Hem doğada hem de sosyal ilişkilerde “her aksiyonun bir reaksiyonu” olacağına göre... Meslek edindiği futboldaki ülkeye ve bu spora katkıları teraziye konunca, hiçbir “kar/zarar bilançosuna” uymayan tepkisel bir “sevmeyenler” kitlesi edinmiştir Terim.
Tepkileri Terim’den önce ona tapınanlaradır Terim’i sevmeyenlerin.
Hafta sonundan itibaren Terim’e karşı aynı tapınma, yalakalık, yaltaklanma, abartma ve kula kulluk davranışı yeniden hortlamış, hocanın attığı imza şampiyonluk tapusu yerine konulmuş, sanki Florya kendisine kat karşılığı verilmiş ve Galatasaray Başkanı yardımcılığına tayin edilmiş gibi bir boşboğazlığa girişilmiştir.
Marifeti görmeden iltifat devri kaldığı yerden başlamıştır.
Reaksiyon gecikmeyecektir.
Aslında en başta Fatih Terim izin vermemelidir buna...
Ve ne mutlu ki, Terim daha ilk maçı ardından basın toplantısında “Sadece iki antrenmanla maça çıktık. Tüm başarı oyuncularıma aittir. Ben çok bir şey yapmadım” demiş ve fren koymuştur... Tabi anlayana.
Şurası bir gerçek... Olası başarılarına biraz tevazu katabilen, yalakalıklarla gururlanmak yerine ölçülü yaklaşımlara iltifat gösterebilen bir Fatih Terim, tadından yenmez.
Ustalık devrini bile aşmış Fatih Terim’den Galatasaray lig şampiyonluğu, futbolumuz ise gönül şampiyonluğu beklemektedir.
Terim’i sevmeyenin olmadığı, olanların da gerekçe bulamadığı günler dileriz yeni yılda ve devamında.