Erdem Koç

Erdem Koç

kocherdem@yahoo.com

Tüm Yazıları

18. HAFTA

O öyle acımasız antrenman yöntemlerine sahipti ki, rivayete göre kros çalışması sırasında eline bir avuç kum alır ve her biri bir tur demek olan kum taneleri tek tek bitene kadar koşuyu bitirmezdi.

Hamburg'un 78-80 dönemindeki Yugoslav Hocası Zebec, işte bu komando eğitiminden bozma antrenmanlarıyla ve akabinde gelen Bundesliga Şampiyonluğu ve Şampiyon Klüpler Kupası finaliyle hatırlanıyor Hamburg tarihinde.

Ancak ondan önceki adamı pek kimse hatırlamıyor. 77-78 sezonunda başarısız giden takımın yardımcı teknik direktörlüğünü yaparken, hoca RudiGutendorf kovulunca kendini bir anda HSV'nin başında bulan Hayrabolu doğumlu "Özcan Arkoç". Avrupa'da uzun yıllar futbol oynamış bu isim, Türk futbol tarihinde de önemli bir yere sahip. Bilmeyenler için Metin Oktay'ın o efsanevi ağları delen şutunda kaledeki isimdi ve Bundesliga tarihinin de “ilk” Türk teknik direktörüdür.

Haberin Devamı

22 maçta 8 galibiyetle, bu geçici görevi tamamlayan Akkoç'un teknik direktörlük karnesi, futbolculuğu kadar iyi değil belki, ancak bir Türk teknik direktörün tekrar bir Bundesliga takımının başına geçmesini 35 yıl beklediğimizi düşünürsek, kendisi saygıyı ve takdiri fazlasıyla hakediyor.

İşte yukarıda saydığımız sebeplerden, Tayfun Korkut 50 yıllık Bundesliga tarihinin "ikinci" Türk teknik direktörü oldu devre arasında. Aslında onun yolu da Özcan Arkoç gibi yardımcı teknik direktörlükten geçecekti. Herkes "Slomka'nın yerine Schaaf mı, Breitenreiter mi?" diye düşünürken onun adı yardımcı hoca olarak çoktan yazılmıştı. Ya da biz öyle sanıyorduk; zira bu isimlerle anlaşmayan Hannover yönetimi, ciddi bir kumar oynamaya karar vererek (Hannover ilk yarıyı düşme hattının 4 puan üzerinde bitirdi) hem Alman, hem de Türk futbol dünyasına büyük bir sürpriz yaptı. Bu öyle beklenmeyen bir hamleydi ki, Hannover yerel gazetesi bile spor sayfasına "Tayfu-kim?" diye başlık atıyordu.

Almanlar'ın Tayfun'u 1. Bundesliga’nın bu önemli takımının başına yakıştırmaya çalışırken bulabildikleri en önemli vasıf, milli takımlarının yeri sağlam hocası JoachimLöw ile Fenerbahçe zamanlarına dayanan sıkı diyaloğu. Bir otorite sayacaksak, ki Almanya'da artık öyledir, Tayfun eski hocası Löw'den destur aldı ve bu Cumartesi Hannover'in başında Wolfsburg'a gitti.

Haberin Devamı

O Wolfsburg ki, arkasında Volkswagen gibi dev bir markanın desteğiyle, bu devre arasında Chelsea'den geçen senenin Bundesliga'da iz bırakanlarından de Bruyne'yi tam 17 milyon Avro'ya alıp; beraberinde Diego'su, Olic'i, Gustavo'su ve Benaglio'suylagelecek sezon Şampiyonlar Ligi oynamaya göz koyan bir takım.

Açıkçası, ligin ilk yarısında hiç deplasman galibiyeti olmayan Hannover'i çok zorlanmadan yenmelerini bekliyordu herkes.

Peki Tayfun ne yaptı?

Öncelikle, Slomka'nın takımını radikal bir değişikliğe gitmedi. Sahaya çıkardığı 4-4-2, Hannover'in ilk yarıda çokça oynadığı bir sistemdi ve birkaç isim dışında kadroda da çok büyük sürprizler yoktu. En büyük değişiklik Huszti'nin sol kanat yerine sağ kanatta oynayıp, ters ayağıyla oyun kurma ve fırsat bulursa şut çekme eğiliminde olmasıydı. Sol kanattaki Bittencourt da, Huszti'ye göre daha önde oynayıp, kontra ataklarda Wolfsburg sağ kanadını zorlayacaktı.

Haberin Devamı

Aslında neredeyse kitaptan alınmış bir sistemdi bu. Tayfun'un göreve geldikten sonraki röportajlarında da dile getirdiği gibi "henüz çok büyük değişiklikler yapmak istemiyordu"; zira devre arasında sistemde yapılacak büyük değişiklikler sahada ”karışıklığa” sebep olabilirdi. (RobertoMancini'nin bugünkü Galatasaray'ına bakıldığında Tayfun'a katılmamak elde değil.)

Hannover işte bu planla çıktığı maça pek de iç açıcı başlamadı. Tayfun'un 11'i adına yegâne olumlu şey, baskı yemelerine rağmen hatasız oynamalarıydı. Yine kitaptan alınmış bir mantaliteyle rakibin hatasını bekliyorlardı.

O hata 28. dakikada geldi ve Hamburg'da kiralıkRudvens çok uzun bir mesafeyi tek başına kat ederek skoru 0-1 yaptı. Wolfsburg'un cevabı çabuk geldi. (35.dk IvicaOlic) Ancak, Wolfsburg’dahatalar ikinci yarıda da devam edince bu sefer Bittencourt bir kontrada durumu 1-2 yaptı.

SonrasındaDieterHecking'inPerisic'ive Dost’u oyuna alarak ilerde yaratmaya çalıştığı dinamizm, Hannover defansı yerine kendi ofansının dengesini bozdu. 72. Dakikada Bittencourt bir kez daha Wolfsburg’un hatasından başlayan kontrayı gol yaptı ve MirkoSlomka yönetiminde tam 8 maçtır deplasmanda yenilen Hannover, Tayfun’un ilk maçında ilk deplasman galibiyetini aldı. Hem de eski hocaları tribünde onları izlerken.

HAFTANIN KARMASI
(4-4-2)


Marc-Andre terStegen(Gladbach)
---
TimothyChandler (Nürnberg)
JavierPinola (Nürnberg)
MarcoRuss (Frankfurt)
Marcelo (Hannover 96)
---
Leonardo Bittencourt (Hannover 96)
JonathanSchmid (Freiburg)
PhilippLahm (Bayern)
Jefferson Farfan (Schalke)
---
MarioGötze (Bayern)
JosipDrmic (Nürnberg)

HAFTANIN TAKIMI
Nürnberg

İlk yarı tek galibiyet dahi alamadıklarına artık bütün dünya biliyor. Haftanın takımı olmalarından da anlayacağınız gibi sonunda başardılar. Ama ne galibiyet?... Öyle birikmişler ki, Hoffenheim karşısında 4-0'lık skorla Nürnberg takımı için yaklaşık 3 yıldır yaşanmamış bir farka imza attılar. Hollandalı hoca Verbeek’in takım galibiyet alana adar sakalını kesmeme adağı vardı ve o artık “sinek kaydı”.

HAFTANIN YILDIZI
DongWınJi (Augsburg)

Enteresan bir hikâyesi var bu adamın. Geçen senenin ikinci yarısı Augsburg'a kiralık gelmiş ve çok iyi iş çıkarmıştı. AugsburgSunderland ile anlaşamayınca devamı gelmedi ve bu sezonun ilk yarısında İngiltere’ye döndü. Sözleşmesi son 6 ayına girince, bu devre arasında Dortmund kendisiyle gelecek sezon için anlaştığını açıkladı. Bu arada Sunderland bu sezonun ikinci yarısı için Augsburg'la anlaştı. Bütün bu karmaşa yetmezmiş gibi gelecek sezon oynayacağı takımın sahasında, 6 aylığına oynadığı takımın formasıyla 70. dakikada girdi ve ilk dokunduğu topta skoru 2-2 yapıverdi.(dk 72) Kore'de etik anlayışı ve işe saygı böyle bir şey demek ki...

HAFTANIN GOLÜ
Nuri Şahin (Dortmund)

Bender bir o kaleye bir bu kaleye atınca skoru tekrar değiştirmek ona kaldı. Frikikten attığı o muhteşem golü bir gün ay yıldızlı formayla önemli bir maçta atması dileğiyle.