Siyaset Erdoğan’dan dikkat çeken eğitim mesajı: Yeni bir diriliş gerçekleşecek

Erdoğan’dan dikkat çeken eğitim mesajı: Yeni bir diriliş gerçekleşecek

20.10.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Milli Eğitim Bakanı’yla eğitim-öğretimde ne gibi adımlar atılacağını uzun uzadıya konuştuğunu anlatan Erdoğan, “Bakanımızı dinledikçe umudum daha da arttı. Kısa zamanda yeni çıkış ve yeni bir diriliş gerçekleşecek” dedi

Erdoğan’dan dikkat çeken eğitim mesajı: Yeni bir diriliş gerçekleşecek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eğitim kurumlarının köklü geçmişi olmasına karşın dünyanın en büyük 500 üniversitesi içinde yer alamadığını ifade ederek, “Demek ki bir şeyleri kaybettik. Bir şeyleri unuttuk, bir şeyleri ihmal ettik. Milli Eğitim Bakanımızla eğitim-öğretimde neler yapacağız, ne adımlar atılacak yeni dönüşüm neler olacak uzun uzadıya bunları konuştuk. Bakanımızı dinledikçe umudum daha da arttı. Kısa zaman içinde atılacak adımlarla yeni çıkış ve yeni bir diriliş gerçekleşecektir” dedi. “Okullardaki eğitimin standardını sınavlara ihtiyaç duymadan dikey geçişleri sağlayabilecek düzeye getirmekte” zorlandıklarını kaydeden Erdoğan’ın, “İnşallah yeni dönemde öncelikle hedefimiz eğitimi hem içerik hem de sistem olarak Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak seviyeye çıkarmak olacak” mesajını verdi.

Haberin Devamı

Erdoğan, dün TBMM Başkanı Binali Yıldırım, bakanlar, AK Parti milletvekilleri ile çok sayıda davetlinin katılımıyla Dokuz Eylül Üniversitesi’nin akademik yıl açılış törenine katıldı. Erdoğan, konuşmasında şu mesajları verdi:

ÜÇ İSMİ ANDI: Son günlerde, her biri kendi alanlarındaki birikimleri, başarıları, eserleriyle gençlere örnek olan üç önemli kayıp yaşandı. Biri fotoğraf sanatçısı Ara Güler’dir. Dünyanın son yarım asrına damga vurmuş tüm önemli liderlerle foto röportajlar gerçekleştirmiş, objektifiyle tarihe tanıklık etmiş bu büyük ustayı tazimle yad ediyorum. İkinci olarak ıhlamurların çiçek açtığı mevsimlerin şairi, şiirimizin bir çift Beyaz Kartalı, Anadolu şiirinin ulu çınarı Bahaettin Karakoç’tur. Her ölüm hüzünlüdür ama şairin ölümü yürekleri bir başka burkar. Üçüncü kayıp ise siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler alanındaki akademik çalışmaları yanında siyasetçi kimliğiyle de saygıdeğer bir hanımefendi olarak tanınan Prof. Dr. Oya Akgönenç’tir. Bu üç isim de gençlerimizin çok iyi tanımaları, öğrenmeleri ve örnek almaları gereken şahsiyetlerdir.

Haberin Devamı

ESAMESİ OKUNMUYOR: Biz, kadim bir devlete ve medeniyete sahibiz. Bu kadim tarihte çok büyük mücadeleler, emekler, fedakarlıklar vardır... Bugün içinde bulunulan yüksek öğrenim kurumları dünyanın eski eğitim, öğretim müesseselerinin mirasçıları. Peki böylesi bir mirasa sahip Türkiye’nin, nasıl oluyor da bugün dünyanın en büyük 500 üniversitesi arasında esamesi okunmuyor. Demek ki bir şeyleri kaybettik. Bir yerde bir sıkıntı var. Bir şeyleri unuttuk, bir şeyleri ihmal ettik. Yitik, kaybedildiği yerde bulunur. Madem cevher, bu topraklarda saklı öyleyse sorunun çözümünü de yine burada arayacağız.

BAKANI DİNLEDİKÇE UMUDUM ARTTI: Türkiye’nin son 17 yılda kat ettiği mesafe, ocağın ateşi biraz harlayınca ortaya çok güzel sonuçlar çıkabileceğini bize gösterdi. En büyük yatırımı eğitime yaptık, ancak henüz arzu ettiğimiz neticeleri elde edebildiğimizi maalesef söyleyemiyorum. Moldova’dan dönerken Milli Eğitim Bakanımızla yol boyunca eğitim öğretimde neler yapacağız, ne adımlar atılacak yeni dönüşüm neler olacak uzun uzadıya bunları konuştuk. Bakanımızı dinledikçe umudum daha da arttı. Kısa zaman içinde atılacak adımlarla yeni çıkış ve yeni bir diriliş gerçekleşecektir. Altyapı ve kapasite bakımından çok büyük mesafe kat etmemize rağmen içerik ve sistem konusunda hâlâ sıkıntılarımız var.

Haberin Devamı

SINAVA İHTİYAÇ DUYMAYAN SİSTEM: Okullardaki eğitimin standardını sınavlara ihtiyaç duymadan dikey geçişleri sağlayabilecek düzeye getirmekte ne yazık ki zorlanıyoruz. İnşallah yeni dönemde öncelikle hedefimiz eğitimi hem içerik hem de sistem olarak Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak seviyeye çıkarmak olacak. Okul öncesinden hatta aileden başlayıp üniversiteye, oradan da iş dünyasına kadar eğitime bakışımızı, uygulamalarımızı ülke ihtiyacına göre geliştireceğiz. Bu meseleyi çözmeden diğer hiçbir konuda istediğimiz sonuca ulaşamayız. Üniversitelerimizden hedeflerimiz konusunda özellikle destek bekliyoruz.

MERKEL’E SORDUM: Kısa süre önce Almanya’daydım. Merkel’e sordum: Üniversitelerinizde kaç öğrenci var? 3 milyon civarında rakamdan bahsetti. Bizim ise üniversitelerimizde 8 milyon öğrencimiz var. Nitelik noktasında sıkıntı olabilir, doğrudur ama bizim önümüz açık. 10 yıl sonra, yapacağımız çalışmalarla, değerli hocaların sayesinde bu gençlik bu nesil çok daha güçlü şekilde yetişecek, yarışta diğer ülkeleri de aşacağız ve geçeceğiz.. OSB’ler ile okulları iç içe getirmekte kararlıyız. OSB içinde ne varsa ona göre üniversite de olacak. Teori, pratik buluşması sağlanacak.

Haberin Devamı

‘Gagauzya’ya hafif bir el dokunması’
Moldova’da soydaşlarımızın bölgesine (Gagauzya) gittik. Dinleri farklı ama soydaş. Çok fakirler. Onlara yardım eli uzattık, uzatıyoruz. Şöyle bir hafif bir el dokunması bile öyle mutlu ediyor ki. Dilleri Türkçe. Nerelerden nerelere uzanmışız. Biz elimizi buralardan çekmeyeceğiz. Büyük devlet lafla olmuyor icraatla oluyor.

‘Teröristlere zindan ediyoruz’

Düne kadar kendi sınırlarımızda dahi teröristlerle baş edemezken Irak, Suriye, Avrupa’dan Orta Asya’ya kadar teröristlere hayatı zindan ediyoruz. İnlerine girdik. Kaçacak delik arıyorlar. İHA ve SİHA’larımız yoktu, artık var. Koordinatlar belirlenip gereği yapılıyor. Bunlar yerli. İman öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır. Düne kadar ekonomik şantajlarla siyasi irademize ipotek konulmasına rıza gösterirken bugün en zor şartlarda bile kendi haritamızı takip ediyoruz. Kendi güvenliğimiz için sınır ötesi yanında insani duruşumuzla da dünyanın takdirini kazanıyoruz. Suriye’de hala umutlar canlı ise en büyük pay Türkiye’nindir. İdlib’de durum böyledir. Cerablus’ta böyledir. Biz olmasaydık bu insanlar belki de olmayacaktı. Hem insani hem vicdani hem de İslami görevimiz olarak yapıyoruz.

Haberin Devamı

BUNA MECBURUZ: Bölgemizde yaşananlar şahit olduğumuz hadiseler bir gerçeği tekrar hatırlatıyor. Güçlü bir orduya sahip olacaksınız bağımsız bir ekonomiye sahip olacaksınız. Üreten ve ihraç eden sanayiniz olacak. Güçlü siyasi irade olacak. Bunlar yoksa hayat hakkı tanınmıyor. Milli savunmamızın yüzde 20 ihtiyacını karşılıyorduk. Şu anda bunu yüzde 65’e çıkarttık. Buna mecburuz. Kendi iç kavgalarımızla o kadar çok enerji tükettik ki dışarıyı takip edecek takatimiz kalmadı. Ülkemize en büyük katkımız milleti bu tuzaktan uzak tutmak olmuştur.